20| Haddimizi aşmışsak

65 17 0
                                    

Hyunjin kilisenin içinde yüzü kürsüye dönük oturmuştu. Kürsünün arkasındaki mozaikleri izliyordu.

Anlamıyordu. Tekrar düşündü. Jeongin'e neden yardım etmek istiyordu?

Tüm mahallede kiliseye polis geldiği duyulduktan sonra iki gün boyunca kimse gelmemişti. Monika bir nebze olsun rahattı ancak Jeongin'e işkence etmeye devam ediyordu. Onu koruyor muydu yoksa başka planları mı vardı?

Hyunjin'in gözlerinin önünde iki gün önce bıraktığı Jeongin belirdi.

Hayalindeki Jeongin ona bakıp gülümsedi ve kayboldu. İki gündür görmemişti. Monika Hyunjin'i kovmuştu bugün burayı terk etmek zorundaydı.

Rahip dönmeden önce Jeongin'i kurtarmak için başka fırsat kolluyordu. Jeongin'e verdiği telefonu Monika henüz bulamamıştı.

Jeongin duyduğu pişmanlık yüzünden kendine gelen hiçbir mesaja geri dönmedi.

Ağlayarak odasında dua ediyordu. Yere çökmüş ve dizleri kanayana kadar kalkmamıştı. Tanrıdan af diliyordu.

Hyunjin, Jeongin'in ne halde olduğunu düşünmekten uyuyamıyordu. Düşüp bayılmadan önce oturduğu yerden kalktı ve kürsüye arkasını dönüp arada durdu.

Kapının aralığından ona bakan Yuna'yı gördü. Monika hala Yuna'yı tehdit olarak görmüyordu. Bu denli rahat hareket edebilmesi bu yüzdendi.

Yuna içeri girip kapıyı kapadı.

"Her yerde seni aradım. Jeongin oppa burada olabileceğini söyledi. Ve sen gerçekten burdasın. Sana göstermem gereken şeyler var."

Beyaz bir elbise giyiyordu. Hyunjin onu Jeongin'e benzetiyordu. Pek çok açıdan onu andırıyordu.

"Minho'ya gidelim. Burası bana herhangi bir şey söylemen için güvenli değil." Ona doğru adımladı.

Dik duruşunu korudu. Gözleri ağır ağır kapanıp açılıyordu.

"O zaman gidelim. Bir daha buraya gelmek zorunda kalmayalım."

Hyunjin kapıya doğru yürüdü. Yuna kapıyı açıp çıktı. Uzaktan ona yaklaşan Monika'yı gördüğünde kapıyı kapatıp Hyunjin'in çıkmasını engelledi.

"Genç hanım. Kilise şu günlerde kapalı haberiniz yok sanırım." Monika elleri arkasında gülümseyerek hızla ona yaklaştı.

Onu önce inceledi daha sonra gözlerini kilitleyip boynuna bakmaya başladı.

"Yoktu. Nedenini öğrenebilir miyim?" Yuna ellerini önünde birleştirdi. Kafasını öne eğdi. Saçları boynunu kapattığında kafasını kaldırdı.

Monika gözlerini kaldırıp Yuna'nın gözlerine baktı. İtici gülümsemesini korumaya devam ediyordu.

"Tatsız olaylar yaşandı ve Rahip pek iyi hissetmiyor. Gerçi onun yerine oğlum Jeongin dualara eşlik ediyordu fakat olaydan o da etkilendi."

"Ah.. anlıyorum. Umarım iyi olur. Bir ihtiyacınız olursa lütfen söyleyin." Rahibe'nin önünde eğildi. Gülümsedi.

"Teşekkürler. Acaba isminizi öğrenebilir miyim?" Monika, Yuna'nın saçlarına elini uzatıp incelemeye başladı.

Yuna kendini geri çekip Monika'nın elindeki saçlarını kurtardı.

"Valentina." Monika'nın bakışları kilisenin kapısına kaydı. Yuna önünden kımıldamıyordu.

"İngilizce isminizi sormuyorum. Gerçek isminiz." Yuna'nın gülümsemesi yerini öfkeli bakışlara dönüştü.

Ona söylemek istedi. Yüzüne bağıra bağıra söylemek istedi. Jeongin'in kardeşi olduğunu duymasını istedi.

And God Create Death,,HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin