24| Manzumu mazlum dinledi

63 14 0
                                    

2020.

Jeongin kilisenin bahçesinde tek başına oturuyordu. Monika kiliseyi toparlayabilmiş değildi. Bir sağa bir sola gidiyordu.

Yangının üzerinden 48 saat geçmişti. Bazı ağaçlardan küller savruluyordu. Jeongin bahçedeki cesetlere göz gezdirdi.

Polislerden titizlikle saklanılan cesetler.

Biri kadın ve biri erkek. Onların gerçek ailesi olduğunu bilmiyordu. Sadece bakıyordu. Yüzlerini az çok seçebiliyordu.

Üzülmüştü ama elinden bir şey gelmezdi. Hayatta kalabildiği için şükretmeliydi. Ezberletilen şeyler kafasında dönüp duruyordu.

Annemin üzerime düşmesiyle yangından kolayca çıktım. Bu insanları hiç görmedim. İyiyim.

"Jeongin!" Monika koşar adımlarla bahçeye girmişti. Beyaz eteğini kandan görünmüyordu. Yüzü bembeyaz kesilmişti.

Jeongin dönüp ona baktı. Korkuyordu ancak duygularını gösteremeyecek kadar yorgundu.

Monika onun önünde durup oturduğu yerden kaldırdı.

"İnsanlar yeniden gelmeye başlayana kadar sakın odandan çıkma! Kim çağırırsa çağırsın sakın bakma. Tamam mı?"

"Tamam." Başka bir şey deme seçeneği de yoktu zaten. Yorgunluktan bayılmak üzereydi ancak odasına gidecek kadar enerji topladı ve bahçeden çıktı.

Monika bahçede kürek bakındı. Cesetlerle baş başaydı. Onlara bakıp içindeki nefreti hatırladı.

"Oğlum, sizin gibiler yüzünden bu halde. Yalancı insanlar! Ölmeye mahkumsunuz!"

Kalkıp onlar için açılan çukura yaklaştı. Sürükleyerek çukura çekmeye başladı. Ağırdı.

Ayağı takılıp düştü ancak pes etmedi ve cesetleri çukura girene kadar çekmeye devam etti.

Çukura düşen cesetlerin üzerine toprak atmak için kullanabileceği tek şey elleriydi. Küreği görememişti.

"Monika!" Duyduğu sesin acil durum olduğunu sandı.

Daha da hızlandı. Elleriyle çukura toprak atıyordu ama işi uzun sürecekti.

Mateo kucağında Elena'nın cesediyle kilisenin bahçesine girmişti. Ağlıyordu. Monika'ya sesleniyordu.

"Monika!" Monika kafasını kaldırıp baktı. Ağlayan Mateoyu ve kucağında kanlar içindeki Elena'yı görüp kalktı.

Çukurdan çıktı. Ellerindeki çamuru sakince eteğine sildi. 

Hiç şaşkın değildi. Trajediye sebep oldu ve yaptığı şeylerin bilincindeydi. Ellerini titreterek Mateo'ya yaklaştı.

Mateo dizlerinin üzerine çökmüş Elenaya sıkı sıkı sarılarak ağlıyordu.

"Abi. Ne oldu?" Yukarıdan baktığı kardeşlerini bu hale getiren de oydu.

"Elenayı öldürmüşler. Seungah! Yeeun ölmüş!" Mateo'nun sesi acı ile çıkarken Monika milyon dolarlık oyunculuğunu sergilemeye koyuldu.

"Olamaz. Kardeşim ölmüş olamaz." Yere çöktü ve ağlamaya başladı. Yalandan akan gözyaşları düştüğü toprağı kurutuyordu.

"Seungah. Biz ne yapacağız? Chan ve Mina ne olacak? Onlara nasıl söyleyeceğiz? Jisung'a nasıl söyleyeceğim?"

Monika sessiz sessiz ağlamaya devam ederken içindeki mutluluğa engel olamıyordu.

"Biliyorum. Biliyorum onu Mujin öldürdü! Birtanemi o öldürdü!" Ne dediğini bilmiyordu. Birilerini suçlaması gerekiyordu sadece.

And God Create Death,,HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin