29| Stilo

35 11 0
                                    

Rüya olmasını umarak arkasını yine döndü.

Kaçmak isteği değildi bu. Tamamen acı çekişti. Kalbinin sıkıştığını hissetti. Nefesleri onu boğuyordu. Gördüklerinin gerçek olmamasını ummaktan başka bir çaresi yoktu.

Hyunjin kitlenip kalmışken onu hayata yeniden getiren Minho oldu.

"Gördüklerin gerçek. Ancak Monika bir nebze olsun insaflı. Onu çözüyor bak."

Monika, Jeongin'i çözdü. Güçsüz düşmüş bedeni taşımak üzere William yanında duruyordu.

Jeongin kesinlikle bilinç içerisinde değildi. Ne olup bittiğini anlayabilecek kadar gücü yoktu. Gözleri aralandığı kadarıyla sadece Hyunjin'i görebiliyordu.

Bu istemsizce fiziksel bir etkileşimde bulunmasına yani gülümsemesine neden oldu.

O götürülürken dalgınlığından çıkan Hyunjin, Minho'nun elinden tutup içeriye çekiştirmeye başladı.

"Bu tek ve son şansımız olacak. Hyung lütfen bize yardım et." Yalvarırcasına baktığı büyüğü onu incitmeyecekti.

"Hyunjin. Hayır aslında içinde sen de kabulleniyorsun bunu. Samuel. Bu ismi sana rahip vermiş olabilir ancak sen seçtin. Tanrı duyuyor. İsmin bu anlama geliyor. Ve inan bana. Tanrı seni duyuyor Samuel."

Gözlerinden yaşlar damlarken Minho'nun dediği şey karşısında şaşırmış görünüyordu.

"Bu gece Jeongin'i o cehennemden kurtaracak ve seni de manevi özgürlüğüne kavuşturacağız söz veriyorum."

Anlamsızlık ve kendi düşünceleri ile boğuşurken ayağa kalktı. Siyah bulutlar tepede toplanıyordu bir yandan.

Monika, Jeongin içeri sokulurken Hyunjin'i gördü. Uzaktan seçtiği siluet ona aitti emindi. Net görmesine gerek yoktu.

Monika da bir şeylerin son bulmak üzere olduğunun farkındaydı. Her şey elinden kaybolmuştu. Onda Jeongin'e ait olan sadece hayatı kalmıştı. O da yakında birileri tarafından alınacaktı zaten.

Aşağı inip dua için gelen insanları ağırladı. Bir yandan Rahip ile de iletişim kurmaya çalışıyordu. Ancak Mujin kendi kafasının bulanıklığında boğulmuştu bile.

Kilisenin arkasındaki bahçede, Hyunjin'e gösterdiği ve Jeongin'in kucağında cesetle bulunduğu bahçede uzanmış haldeydi.

Kubbeye bakıyordu. Ağaçlar kapatmıştı ama. Toprak yavaş yavaş onu içine çekiyordu.

Mujin biraz sonra kendi eliyle kendi ölümü yazacaktı. Zaten ölmüştü geride kalan bu çürük bedeni yok olacaktı sadece.

Yağmur başlarken kilisenin içinden bir gümbürtü komptu.

İnsanlar oturmuş birinin gelip duayı başlatmasını beklerken tam koridorun ortasına göğsüne bıçak saplanmış biri çakıldı. İkinci kattan düşen bi kişi William'ın kendisiydi.

Kalabalık panikle çığlıklar atarken kimisi de telefonuyla görüntü alıyordu. Monika hızla gelse de artık çok geç kalmıştı.

Trajedi başlamış bulundu.

Hyunjin, Minho ve Changbin üst kata çıkmış ve zincirlenmiş olan kapıyı açmaya çalışırlarken Yeji görevini yapıyordu.

Bayan Alex'in giydiği beyaz elbisenin aynısını giymiş ve tam kilisenin kapısında durmuş bekliyordu. Birazdan ona da sıra gelecekti. Kendi rolünü en iyi şekilde oynayacaktı.

Mateo henüz ortada yoktu. Nerede olduğunu da kimse bilmiyordu. Belki de Elena'nın sahte mezarında ağlıyordu.

Aslında yetimhanedeki çocukları görmeye gitmişti. Bugün engel olamayacaktı. Monika için bir şeyler yapmayacaktı.

And God Create Death,,HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin