Hyunjin panikle çıktığı kilisenin kapısının önüne çökmüştü. İçindeki sıkıntı artık dayanılmaz boyutlara yaklaşıyordu.
Eğer şimdi içeri tekrar girmezse bu kiliseden uzak durmalıydı. Cesaretinin kurbanı olmayı tercih etmemeliydi tabiki. Ancak cesaret etmeyişi başkalarına esaret veriyorsa kurban olmayı tercih ederdi.
Kendini topladı ve ayağa kalktı. Kapıyı araladı ve içeri girdi. Hiçbir bölüme geçmeden salonun tam ortasına yürüdü.
Jeongin sessizce onu izliyordu. Geri dönmesi onu umutlandırmıştı. Hyunjin'e güvenmesi gerektiğinin farkındaydı.
Rahibin gözleri elindeki kitaptan Hyunjin'e kaydı. Salonun ortasında duruyordu.
"Hoş geldin yoldaş. Otur bir yerlere ve bu genç kalbin içindeki temiz sesi duy. Senin için de dua edeceğiz."
"Rahip. İzin verin bir dua okuyayım. İçimdeki sıkıntı ancak hep birlikte onunla mücadele edersek dinecek." Ne dediğinin farkında değildi.
Kürsüye doğru yürümeye devam ediyordu.
"Elbette neden olmasın." Rahip Jeongin'le beraber inip kürsüyü Hyunjin'e bıraktı.
Hyunjin kürsüye çıktıktan sonra önünde oturan topluluğa baktı. Gözünün içine bakan bu insanlar ona göre koyundan başka bir şey değildi.
Ellerini kürsünün kenarlarına koydu. Cesur olması gereken bir andaydı.
Kendi arkadaşlarına da baktı. Hepsi ona şaşkınca bakıyordu. Rahiple birlikte en öne oturan Jeongin'e baktı son olarak. Yutkunup konuşmaya başladı.
"Zor günler geçirdik. Hepimiz yüreklerimizde saklanan sıkıntıların artık geçmesi için dua ederiz. Bazen duamızı boş bir odanın içinde etmişiz gibi yankılandığını hissetmiş de olabiliriz."
Gözlerini salonda gezdirip duruyordu. En arkada gölgede saklanmış olan Monika'yı gördü. Ona bakarken konuşmaya devam etti.
"Ancak Tanrı yalnızca ona inanaların sesini duyar. Tüm kalbimizle duamızı edelim ki gönlümüzdeki sıkıntılara çare versin."
Ellerini kürsünün kenarlarından indirdi.
"Yüce Tanrı adına. Bizleri rahmetinin en derin yerinde boğ. Gözlerimiz karardığında aydınlığı bizlerden esirgeme."
"Amen." Kalabalığın sesini duyduğunda gözlerini kapadı ve ellerini yüzünün önünde birleştirip beklemeye koyuldu.
Koyun sürüsünün de peşinden yapacağını biliyordu. Sessizlik içindeki salonda yalnızca üç kişinin gözleri açıktı. Jeongin'in, Yuna'nın ve Monika'nın.
Jeongin, Hyunjin'in bu hareketine anlam veremiyordu. Her şeyin saklandığı bu kürsüde yine bir şeyler daha saklanmıştı.
Hyunjin derince bir nefes verdikten sonra Rahib'e teşekkür edip kürsüden indi. Jeongin'i kaldırmadan yakınca kendisi kalkmıştı. Hyunjin Rahibin boş yerini doldurmak üzere Jeongin'in yanına oturdu.
Yeji ve Minho onun bu hareketini sorgulamak üzere ona bakıyorlardı ama Hyunjin arkasını dönemeyecek kadar tedirgindi.
Rahip konuşmaya başladığında Hyunjin bütün gerginliğini birden bırakmış ve uzunca bir süre gözlerini kapalı tutmaya karar vermişti. Jeongin elini Hyunjin'in dizinde duran elinin üzerine koydu.
Hyunjin kapalı tutmaya karar verdiği gözlerini açıp ona baktı. Gözlerinin içine umut dolu bakıyordu. Gülümsedi.
——
Dua bittikten sonra herkes bir yere dağılıyordu. Hyunjin gitmeye yeltendiğinde Rahip onu durdurdu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
And God Create Death,,Hyunin
FanfictionVe tanrı ölümü yarattı. Ölüm bizi tanrıdan korusun. -- Bir rahibin oğlu olarak büyümüştür Jeongin. Hyunjin ise tanrıya dahi inancı olmayan bir sanatçıdır. Angst Rei'sverse Başlangıç: 100423 Bitiş:060124