19| İskeletler diyarında bir et parçası

60 17 1
                                    

Polislerin kiliseyi aramasından üç ya da dört saat geçti. Jeongin ilk kez kiliseden dışarı çıkmıştı. Karakola götürülmüş ve ifadesi alınmıştı.

Şaşkınca izlemekle meşguldu. Dalgındı Hyunjin onun yanında kalmış ve güvenliğini sağlamıştı. Elini bir an olsun bırakmamıştı.

Yeji alelacele geldiğinden pek çok şeyi kaçırmıştı. Hyunjin ve Jeongin bahçeye çıktıklarında polislerle konuştu.

"Hanımefendi isteğiniz üzerine tüm kiliseyi aradık. Ne resimde gösterdiğiniz gibi bir ceset ne de kaçırılmış çocuğa dair belgeler vardı. Asılsız ihbar yüzünden sizi tutuklamayacağız ancak bir kere daha tekrarlanmasın."

Yeji dehşete düşmüştü. Olanları düşündü. Böyle bir şeyin olmasına imkan yoktu. Üç şahit ve kanıtları vardı.

"Nasıl olur? Hyunjin ve Jeongin. Minho oppa bile gördü! Sahte değil! Şahitler vardı."

Karşısındaki polis Yeji'ye göz devirdi.

"Hanımefendiyi dışarı çıkarın. Ayrıca Bay Jeongin'i ait olduğu yere götüreceğiz kendisine hazır olmasını söyleyin." İki memur Yeji'yi çekiştirmeye başladıklarında Yeji sinirle bağırıyordu.

"Bırak! Onlar katil! Bana inanmanız gerek! Eninde sonunda gerçekleri göreceksiniz!"

"Lütfen zorluk çıkarmayın." Kapıya kadar eşlik ettikten sonra polis memurları geri döndü.

Dışarı çıkmadan önce yüzündeki ifadeyi toparlamaya çalıştı ancak yapamadı.

"Nasıl olur?" Yeji gözleri yaşlı bir şekilde bahçeye çıkarıldıktan sonra bankta oturan ikiliye baktı.

"Hyunjin!" Changbin ve Yongbok ikilisi de karakola gelmişlerdi. Jeongin'i bir anlığına bile olsa dışarıya çıkarmış olmak gelişmeydi.

Nefes nefese kalmış ikili soluklarını düzenlemeye çalışırken Yeji'nin üzüntüden bin parça olmuş yüzüne baktılar.

"Yeji ne oldu?" Diye sordu Hyunjin. Hala Jeongin'in elini sıkı sıkı tutuyordu.

"Yok dediler." Yeji kafasını yere eğdi. Cevap vermeye utanıyordu. Başkaları ona yok derken utanmamışlardı.

Gözyaşları yere düşüyordu. Bir ceset vardı ancak yoktu. Bir hayat yok edilmişti ancak hiçbir şey olmamıştı.

"Ne yok dediler?"

"Ceset ve belgeler. Yokmuş."

"Nasıl olur? Jeongin'in kucağındaydı. Fotoğrafladık bile. Minho hyung'un ellerinde hala kan duruyor. Böyle bir şey olamaz." Hyunjin bir anlığına Jeongin'in elini bıraktı.

Buna hayal kırıklığı da denilebilirdi. Bütün çabalarına rağmen her şey yine Tanrının çizdiği üzere gerçeklemişti.

"Yokmuş işte Hyunjin! Aramışlar ama hiçbir şey çıkmamış. Fotoğrafın gerçek olmadığını söylediler. Jeongin'i geri götüreceklermiş." Yeji, Jeongin'in yüzünde artık o ışığı görmüyordu.

Umudu yok gibiydi. Pes etmesini istemezdi. Ama yine aynı şeyler yaşanmıştı ve onlar hiçbir şeyi değiştirememişlerdi.

"Biz kiminle uğraşıyoruz böyle?" Yongbok kendi kendine söylenirken herkes sessizdi.

Monika'nın ve diğerlerinin cesedi ortadan kaldırmış olabileceğini düşünmek biraz geç gelmişti.

"Özür dilerim. Sizi buna bulaştırdığım için özür dilerim." Jeongin olduğu yere çökmüş ve ellerini yüzüne kapamıştı.

And God Create Death,,HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin