25| Bağdat

48 12 1
                                    

"Ne düşünüyorsun? Kendini tanrı sanan bir çocukla başa çıkabilir misin Samuel?"

"Ölmesinden iyidir."

"Ölmesi iyidir."

"Hayır. Ölmesi demek yeni bir tanesinin doğması demektir. Tanrı ne yok olur ne de hiçbir insanın zihninden dışarı çıkamaz."

Karmaşanın içinden Jeongin'i çekerek çıkardılar. Monika kalabalığı gönderdikten sonra Rahiple baş başa kaldı.

Ne yapacağını bilmiyordu önünde eğilip özür diledi. Kafasını kaldırdığı an suratına şiddetli bir tokat yedi.

"Rahip.."

"Yarattığın canavardan memnun musun? Ben onu bir melek olsun diye yetiştirirken sen ne yaptın Monika? Onu daha koruyamadın bile. Dua et. Tanrı önce seni yanına almasın."

Monika gözleri dolarken Rahibin arkasında beliren Hyunjin'i odağına aldı.

Rahip arkasını dönmüş giderken Hyunjin ile karşı karşıya geldi. Hyunjin korkmadan ve kafasını dik tutarak Mujin'in karşısında durdu.

"Samuel." Dedi. Hyunjin tereddüt etmeden konuştu.

"Oğlunuz iyi gidiyor efendim." Dedi.

Rahip birden duraksadı. Unutmuştu bile. Monika'ya ne için kızdığını ve bütün bu olan bitenin ne olduğunu.

Niye burada olduğunu ve neden kalbinin acıdığını..

"Affedersin. Ben senden ne istemiştim?"

Hyunjin yüzünde kocaman bir gülümseme oluşturdu. Monika müdahale edecek durumda değildi.

Hyunjin Ne isterse söyleyebilirdi.

"Siz benden Jeongin ile kiliseyi düzenlememizi istediniz. Ben de istediğinizi yapmak üzereydim. Ancak bayan Monika buna engel oluyor. Neden bilemiyorum."

"Ha. Oh.." Rahip kalbindeki ve başındaki ağrı ile Hyunjin'in dediklerini kabullenmişti. Monikaya döndü.

"Defolup odana git. Sakın diyeyim oğluma karışayım da deme!"

Monika yüzünde tiksinti ve korku ile Hyunjin'e baktı. Evet. Artık bir şeyler yapması gerekiyordu ki Hyunjin'i durdurabilmeliydi.

Ama Hyunjin her şeyi öğrenmişti. Her detayı öğrenmişti.

Monika sinirle kilisenin dışına çıkarken rahip şaşkınca peşinden çıktı.

Hyunjin rahatça hareket edebilirdi artık. Elinde yeteri kadar kanıt vardı. Diğerlerini de bulduğunda her şeyi tamamlayacaktı.

Arkadaşlarına söylemeden planladığı her şey kitaba uygundu. Hafızası onu yanıltmazdı. Okuduğu kitabın her satırını hatırlıyordu.

Kitabın sadece iki sayfasının eksik olduğunu da hatırlamıştı. Geri kalan her şey bu iki sayfada yazılıydı.

Hyunjin bunu fark edebilmişti. Kitapta yazan şeylerin gizli anlamları olduğunu anlamıştı. Zekiydi.

"Şeytan uykudan kalkmış gözlerinde alevle cennete girmiş. Solumda katliam. Cinayet, güneş benim için doğudan battı. İki kız kardeşten biri diğerinin boğazını bıçakladı. Kaybedilmiş hayat yeniden yaşanmaya başlanmadı. İki kardeş bir çocuğa sahip çıkamadı. Bilirim bu tarih degişecek ve tekerrüre dayalı.
Kurak sevgi bahçesi suya hasret. Monika'nın bir çocuğu olmadı. Melqart iki çocuğa hamile kaldı. Yalanlarını kardeşler üzerine boşalttı."

Hyunjin, Mujin'in çocukları olduğunu bu şekilde öğrenmiş oldu. Monika'nın Elenayı öldürdüğünü ve suçu abisine attığını da..

Her şey kafasında yavaş yavaş otururken eksik kalan sayfaları düşünüyordu.

And God Create Death,,HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin