28| Küheylan

38 9 0
                                    

Olduğu yerde biraz dolandıktan sonra oturdu. Hyunjin gergindi. Planladığına göre gidiyordu ama Seungmin'in yaralanması plan dışıydı. Mateo'yu konuşturmuş ve Chan ile olan bağlantısını öğrenmişti.

Geriye sadece bir şey kalmıştı o da Hyunjin'in planına göre.

Ancak Tanrı'nın planı bu yönde değildi. Hyunjin'e engel olmayı planlıyordu.

Sessizce otururken Yeji elinde bir hırka ile yanına geldi. Hırkayı onun omuzlarına attı ve yanına oturdu.

Bir süre sessiz kaldıktan sonra ilk önce Hyunjin konuştu.

"Pek çok şey kafamı karıştırıyor. Sizi de bu duruma soktuğum için özür dilerim. Yeji gerçekten-"

"Sorun yok. Ben de haddimi aştım."

"Yine de üzgünüm." Kafasını önüne eğdi. Elleriyle oynuyordu. Bir yandan düşünüyordu.

"Üzgün olman gerekmiyor çünkü haklısın. Ben de endişeliyim çünkü Yuna'nın her şeyin içine aniden girmesi ve bu psikolojiyi aşamaması beni korkutuyordu. Ona değer verdiğimi biliyorsun."

Yeji'nin açıklaması kafasındaki bir soruyu belirgin hale getirdi.

"Onu değer veriyorsun evet." Yeji'ye bakıyordu.

"Evet. Tahmin ettiğinden daha çok."

"Anlıyorum. İncinmesini istemiyorsun. Çok iyi anlıyorum. Ona aşıksın değil mi?"

Yeji'nin yüzündeki kocaman gülümsemeden cevabın evet olduğunu aldı ve kendisi de gülümsedi. Kötülüklerin arasında yeşeren bir çiçeğe ne yapabilirdi ki.

Tamamen tesadüftü.

Jisung'u da kendileri ile birlikte getirmişlerdi. Chan karşı çıksa da bir şekilde çıkarmayı başarmışlardı.

"Hyunjin. Düşünüyorum da.. Bütün bunlar bittikten sonra... sen ve ben.. Amcamı.. yani Babanı ziyaret edelim. Onu özlüyorum. Şu günlerde daha da fazla."

"Tabi. Gitmeyeli uzun zaman oldu."

Bir yandan içlerindeki kaosları çözümlemeleri de gerekiyordu.

Jisung uzandığı kanepede etrafı inceliyordu. Changbin, Yongbok ve Minho pervaneye dönmüş şekilde onu rahat ettirmeye çalışıyorlardı. Yuna sessizce bir köşede oturmuş elindeki kağıtlara bakıyor ve bir anlam çıkarmaya çalışıyordu.

Seungmin'in içine girdiği karmaşadan kalan parçalardı bu kağıtlar.

"Kaderde Minho'nun evinde kalmakta varmış." Dedi Jisung. Minho anlık refleksle durup döndü.

Etraf gerçekten dağınık görünüyordu.

"Biraz dağınık. Üzgünüm." Hızla bir şeyleri alıp başka yerlere koymaya başladı.

"Hayır hayır. Sorun yok. Rahatına bak. Ben iyiyim. Seninle beraberim." Minho'ya bakıp gülümsedi.

"Biz de buradayız ama pekala Minho hyung daha önemli." Dedi Changbin. Yongbok ile yan yana oturmuş Minho'nun panik halini izliyorlardı.

"Changbin'di değil mi? Üzgünüm. Senim varlığını görmezden gelmiyorum tabi."

"Latife ediyorum canım. Rahat edemezsen lütfen söyle."

"Teşekkür ederim iyiyim. Burası o bayık hastane odasından daha iyi. Hem kediler de var."

"Oh... unutmuşum. Soonie buraya gel." Minho bu kez de kediyi kovalamaya başladı. Diğer ikisi akıllıca duruyorlardı.

And God Create Death,,HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin