7. Bir Meleğin İntikamı

432 90 40
                                    

   "Tırnaklarına doldurduğun toprağa gömülmeliyim..."
 
  Cesetleri karakolun önüne attığım esnada onu gördüm. Şaşkın bakışları suratımda geziniyordu. Kim bilir yine ne düşünüyordu? Ben, onun hakkında, acımasızca çalıştırıldığını düşünüyordum. Her gece karakolun önünde duran hep aynı adamdı.

   "Ellerini kaldır!"

    Bağırışı ile çıkardığı silahına kısa bir bakış attım. Eli havada kalmış, silahı metrelerce öteye uçmuş, kendisi şaşkınca yüzüme bakmıştı.

   "Sigaran var mı?" dediğimde kaşları çatıldı.

   Yarım saat önce son sigaramı içmiştim. Paketin dibini gördüğümden canım bir hayli sigara istiyordu. Ne zaman işim bitse sigara içerdim zaten. Pisliğin üstünü bir başka pislik ile sıvamak gerekiyordu.

   "Anlamadım."

   Mırıltısı ile derince bir nefes alıp geriye çekildim.

   "Fuhuş." dedim parmağımı yerdeki leşlere tutarak. "Üç zanlı. Ele başları yok. Yarın getiririm."

   Arkamı dönüp bir adım attım. Yer ayaklarımın altından silinip saniyeler içerisinde yeniden çizildi. Kan olmuş boktan zeminin yerini kaldırım taşları aldı. Gecenin uğultusunu araba sesleri kesti ve ben bir bakkalın önüne geldim. Cam kapıyı ittirip içeri girdiğimde, çayını göbeğine koyup da tüplü televizyon izleyen, dükkan sahibi korkuyla doğruldu. Tavşan kanı çay göbeğini bir hayli kirletmişti ama soğuk olduğundan bir tepki vermemişti. Belki de televizyondaki kadınları izlemekten içmeyi unutup soğutmuştu.

   "Sigara satıyor musun?"

.
.
.

   "Bugünün işini yarına bıraktın."
 
   Beşinci sigaramı yakarken balkondan şehre baktım.

   "Ne olmuş?"

   "Bilirsin, sadece bir işimiz var."
 
   Sigarayı dudaklarıma koyduğum esnada sert bir rüzgar esti.

    "Kim demiş?"

    "Sen iyi misin?"
  
     "Değilim."
  
     "Fark ettim."

    Konuşmamız burada son buldu. Birbirimize katlanıyorduk. Açıkça belliydi. Ne ben ondan haz duyuyorum ne o benden. Belki de birbirimizden nefret bile ediyor olabiliriz.

   Sigaramın dumanıyla, karanlık geceye, resim çizerken o kadının fısıltısı ilişti zihnime.

   "Kar mı yağacak?"

   Kaşlarımı çatarak doğruldum. Üzerimdeki siyah kazağa dökülen kül geriye çekilmeme sebep oldu.

  "Duydun mu?"

   Elimin tersiyle kazağımı silerken gözlerim ayaklarımda kaldı. Gidemez miyim yani? İsmini söyleyip de onu bulamaz mıyım?

  Ela...

  Öne doğru attığım adımın hemen ardından yer ayaklarımın altından silindi.

  "Aptal."

   Yüz üstü yere çakılmam ile sigaram elimden düşmüştü. İnleyerek ellerimi yere koydum. Kahretsin! Bu kadar yüksekten nasıl düşebildim?

   Yanağıma bulaşan çamurun verdiği rahatsızlık bir yana acıyan göğüs kafesim bir yana. Buruşturduğum yüzüm ile doğrulurken arkamdan gelen bir çığlık sesi geriye doğru bakmama sebep oldu.

Bir Meleğin İntikamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin