"Camdan yapılmadım ama nasıl da kırıldım..."
Ayağımdaki şeylere tepeden bir bakış attım. Bunlarla ilerlemek ne kadar mümkün? Üzerindeki kilitleri kontrol ederken gözüm biraz ileride kayan Ela'daydı."Sence bizi uyardı mı?"
Gülerek dağdan aşağı kayıyordu. Ayaklarını bir içe bir dışa büküyor, işin sırrını çözmeye çalışıyordu sanki."Bilmiyorum." diyerek gözlerimi tesis binasına çevirdim. Karın her yeri kapladığı bu yerde soğuk o kadar canlıydı ki...kolay kolay üşümeyen ben bile bir hayli rahatsız olmuştum.
"Bence bizi, geçen öldüremediğimiz adam yüzünden uyardı. "
Doğru. Bir de o vardı değil mi?
Dudaklarımı yalayıp gergince ayaklarıma baktım. Neden böyle bir şey seçmiştim? Gidebileceğimiz başka bir yer yok muydu sanki?
"Belki de gerçek hayatta bizi öldürenler..." derken Ela zar zor yanıma gelmiş ve sözünü kesmişti.
"Teleferik ile şu tarafa gidip geleceğim." dediğinde kafamı salladım ve gitmek istediği yere baktım. Daha çok eğitim veren birkaç kişinin olduğu, dağın yamaç kısmıydı. En azından orada güvenli olur ve ben de bu boşlukta Fısıltı ile birkaç şeyin münakaşasını yapabilirdim.
"Tabii." dedim gideceği yeri iyice incelerken. "Dikkatli ol. Ben buradayım."
Gülerek kafasını salladıktan sonra teleferiğe gittiğinde büyük bir ciddiyet ile onu izledim. Hiç dengeli yürüyemiyordu. Sanırım gözümü üstünden ayırmamalıyım.
"Bence o adam ve bu kız." dedi Fısıltı. "Bu kız beni o adam ise seni öldürdü."
Gözlerimi teleferiğe bindikten sonra el sallayan Ela'da gezdirdim ve ben de elimi havaya kaldırıp onu gördüğümü işaret ettim.
"Bu kız seni nasıl öldürsün?" dedim seslice.
"Bilmem."
Yanımdan gelen ses ile kafamı hızla çevirdim. Bugünkü adamdı. Yemek yerken gelmiş ve bir anda kaybolmuştu. Yeniden ortaya çıkmasının bir sebebi olmalıydı.
"Ne oldu?" dedim ellerimi montumun cebine sokarken.
"Kıyamete kadar böyle yaşamak mı istiyorsun?"
Gözlerimi Ela'ya çevirirken kafamı salladım.
"Neden olmasın?"
"Paramız var, gücümüz var, ölümsüsüz..."Gülüşünün sesi bedenimde rahatsız edici bir etki bıraktı.
"Peki işin sonunda seni ne bekliyor olacak sence?"
Dönüp yüzüne baktığımda omuzlarını kaldırıp indirdi. Temiz bir yüzü, kusursuz bakışları olması dışında bir problem yoktu. Rahatsız ediciydi.
"Cehennem." dediğimde kafasını aşağı yukarı salladı. "İkinci şansımı heba etmeyeceğim." dedim büyük bir ciddiyetle.
"İkinci şans?" diyerek kaşlarını havaya kaldırdı. "Bu ikinci bir şans değil evlat." dedi kafasını iki yana sallayarak. "Kendisinden vazgeçmiş birine Rabbin neden ikinci bir şans versin."
Göz göze geldik. Öylece gözlerine baktım. Bu ikinci bir şans değil miydi?
"Neden yeniden doğdum?" dedim kaşlarımı çatarak. "Neden hiçbir şey hatırlamıyorum?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Meleğin İntikamı
Romance"Bana öyle bakma." Mırıltısı umurumda olmadı. Bir anda uzanıp dudaklarına dudaklarımı bastırdığımda biraz geri çekildi ama elini koluma koymadan edemedi. "Bu kadarı kafi değil mi?" dedi zihnimdeki Fısıltı. Arsızca beline uzanmış, kazağını...