19. Bir Meleğin İntikamı

254 64 34
                                    

   "Ruhumdaki kuraklıkta açan birkaç çiçek kadar imkansızdı..."

   Eldivenleri elime aldıktan sonra hızla ayağa kalktım. Ayaklarımın altından silinen dünya yeniden birleştiğinde tam da önünde durmuştum.

   "A!"

   Avazı çıktığı kadar çığlık atan Ela ile gergince bir iki adım geri çekildim.

   "Allah'ım! Allah'ım!" diyerek yerinde zıplarken telaşla sağa sola yürüdü.
 
   "Sinirlendin mi?"

    Gözlerim korkudan titreyen gözlerinde kaldı. Ben, geçmişimi hatırlamıyorum ama, bu kısa hayatım boyunca hiç bu kadar incindiğimi hissetmemiştim. Ben hiç incinmemiştim belki de. İncinmek, eğer böyle bir duyguysa unutmam imkansız olmalıydı.

   Belli belirsiz attığım birkaç geri adıma kayan gözlerine karşı gözlerimi yere sabitledim.

  İyi ki hatırlanmıyormuşum o halde.

  İyi ki insanlar beni hatırlayıp bana pisişik muamelesi yapmıyormuş. Bu cezadan çok bir lütuf muymuş?

  İçimdeki sinir bozucu his daha da şiddetlenirken ellerimin arasında sıktığım eldivenlere baktım. Ben bir yaratık değilim. Ben bir ucube de değilim.

   "Sadece..." dedim yere bakarak. Birkaç adım daha geri attım ama. "...eldivenlerini unuttun." Uzattığım eldivenleri elimden usulca aldığında bir iki adım daha geriye attım. Telaşlıydım sanki. Kaçmam lazımmış gibi. "Özür dilerim."

   Yüzüne bile bakamadım. Gidişinin izleri kalmış zeminden ben geçtim hızlıca. Zaten en fazla iki adım. İki adımın sonunda zaman yırtıldı ve ben bir çöplüğün içine düştüm.
 
  "Sana salak olduğunu söylemiştim."

  Ellerimi ceplerime sokarken kafamı eğdim. Sarhoş insanlar bir sağa bir sola giderken sıkıntıdan nefes bile alamadığımı hissediyordum.

  "Lüzumu yok dert etmenin. İlk kez terk edilmedin."

   Ellerimi saçlarıma daldırdığım sıra birkaç adım sesi geldi. Oldukça tanıdık. Asfaltın üzerinde gezinen siyah topuklu ayakkabılar tam da önümde durdu.

  "Beni araman lazımdı."

  Kafamı kaldırdığımda sarışın bir kadın dimdik gözlerime bakıyordu.

   "Sen kimsin?"

   Alayla kıvrılan dudağı bir an sonra açıldı.
  
   "Beni hatırlamadığını söyleme."

  Hatırlamak.

   Arkamı döndüm. Üzüldüm mü şimdi? Bu garip his hüzün mü?

   "Hey!"

   Dirseğimi tutup kendine çeviren kadın bozulmuş asabımı daha da bozdu. Öfkelenmeme sebep oldu durduk yere. Hırsla kolumu çektiğimde üzerime yalpaladı.  Kahverengi gözlerden nefret etmek için sebepler verdi bana.

  "Rahat bırak." dedim tehdit edici bir tavırla.

   "Kız arkadaşı tarafından tekmelenmişler gibisin." deyince dişlerimi birbirine bastırdım.

   "Benim bir kız arkadaşım yok."

   Kaşları havaya kalktı. Burnumun dibindeydi resmen.

   "O gün yalan mı söyledin?"

    "Bu kadın da seni hatırlıyor. "
 
   Fısıltı söylemese asla idrak edemezdim bu kafayla ama bana bu kadarı kâfi. Kaldıramam ben bir kez daha böylesine muamele görmeyi.

Bir Meleğin İntikamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin