"Kanatlarımı kullanmamı söyleyen herkes çakılmam için zemin hazırladı..."
Arabanın içerisi soğuk gibi geldi. Isısını arttırmak istedim. Biraz artırınca dönüp bana baktı."Bu şekilde kayak yapabilecek misin?" dediğinde kırmızı ışık ile durdum.
"Aslında..."
"Gerçeği söyleme. Fazla garip gözükürsün. Zaten yeterince garipsin."
Fısıltı beni ikilemde bıraktı. Ne diyeceğimi bilemedim.
"Sorun değil. Kayak merkezinden önce bir mağazaya gireriz." dediğinde kafamı salladım.
"Olur."
Yeşil ışığın yanışından sonra bir daha konuşmadık. Konu açmak istesem bile bir heykel gibi dimdik duruyor ve sadece araba sürüyordum. Çünkü gergindim. Ya ben araba sürerken bana dokunursa ve benim gözlerimin kararması yüzünden kaza yaparsak?
Kaşlarım çatıldı.
Bunun olmaması lazım.
"Neye sinirlendi acaba?"
Aklıma sızan düşünce ile kaşlarım hemen havaya kalktı. Dönüp ona baktım. Sinirli mi gözüküyordum. Çok mu?
"Şarkı söyleyebilir misin?" dediğimde dönüp bana baktı.
"Hayır!" dedi kafasını hızla iki yana sallarken. "Hayır! Cidden çok kötüyüm." dedikten sonra bana baktı. "Ama sanırım sen söyleyebilirsin. Sesinin tonu çok müsait."
Gözlerimi gözlerine çevirdim. Söyleyebilir miyim?
"Hiç denemedim." dediğimde güldü.
"Hiç şarkı mırıldanmadın mı?"
Kafamı aşağı yukarı salladım.
"Bu yaşına kadar... Hiç?"Kafamı tekrardan salladığımda bana inanmadığını belirten bir ses çıkardı.
"Hiç şarkı sözü biliyor musun peki?" dediğinde gözlerim kayıp giden asfaltta gezindi. Barlarda, meyhanelerde duyduklarım vardı aklımda. Sanırım onlar.
"Evet. Bir iki tane biliyorum sanırım." dediğimde ellerini kaldırarak beni gösterdi.
"Söylemeyi dene bakalım."
Sessizce yutkundum ve elimi vitese attım.
"Rezil olma."
Olduk bile."Gecenin en siyahında..." dedim gergince. Kaşlarımı çatmadan da edemedim. "Umudun bittiği yerdeyim..." Dönüp yüzüne bakmak istedim ama tek yaptığım vites atmaktı. Eğer bakarsam tekrar yola bakamaz ya da şarkıyı söylemeyez gibi hissetmiştim.
"Gecenin en siyahında, umudun bittiği yerdeyim..." tekrardan söyledikten sonra derin bir nefes aldım. "Köşeyi dönsem ölüm, düz gitsem hayat...gölgeler içindeyim." Ufak bir virajın ardından tepeye doğru sürmeye başladım. "Köşeyi dönsem ölüm, düz gitsem hayat...gölgeler içindeyim."
Sessizlik iyice gerilmeme sebep olmuştu. Dönüp de yüzüne bakamıyor oluşumun da etkisi büyüktü.
"Sen imkansızsın, sensizlik imkansız. Aşk, imkansız..." dedikten sonra gerçekten söyledim. "Sen imkansızsın, sensizlik imkansız. Aşk...imkansız."
Dudaklarımı yalayıp da durduğumda uzun bir süre tepki vermedi. Ben de işaret parmağımı direksiyona vururken dönüp yüzüne baktım. Bana bakıyordu. Dimdik.
"Sanırım uykum geldi." dedi ufak bir gülümseme ile. "Bu kadar güzel bir sesinin olacağını tahmin etmemiştim." diyerek iyice bana döndüğünde dudaklarımı birbirine bastırdım ve gözlerim kaçırıp yola diktim. Bakarsam... "Aslında yanlış anlama. Güzel bir sesin var ama daha önce söylememişsin. Name yapamazsın sanmıştım ama çok iyiydi. " diyerek geç gelen o alkışına başladı. "Gece uyku tutmadığında dinlenmelik." diye mırıldandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Meleğin İntikamı
Romance"Bana öyle bakma." Mırıltısı umurumda olmadı. Bir anda uzanıp dudaklarına dudaklarımı bastırdığımda biraz geri çekildi ama elini koluma koymadan edemedi. "Bu kadarı kafi değil mi?" dedi zihnimdeki Fısıltı. Arsızca beline uzanmış, kazağını...