"Hiçbir şey acıtmadı inandığım iltifaların kadar..."
"Seninin kızının fotoğrafı bende ne gezsin?" diyen Kerim ile kaşlarım çatıldı.
"Bir dakika. Eğer seni Pirus denen puşt öldürmüşse Ela şüpheli değildir!" dediğimde Fısıltı bana ters bir bakış attı.
"Belki de Pirus'un adamıdır?"
Dudaklarımı yaladım.
"Ne zaman onu suçlamaktan vazgeçeceksin?" diyerek sinirlendiğimde o da üzerime yürüdü.
"Sen ne zaman pembe gözlüklerini çıkarırsan..."
"Pirus'un kızıyla mı tanıştınız?"
"Ne?"
"Ne?"
İkimiz de aynı anda Kerim'e dönünce o da şaşırarak bize baktı.
"Pirus'un kızı mı?" dedim anlamsızca. "Ela, seni öldürmeye çalışan adamın kızı mı?"
"Pirus'un da mı kızı var?" diyen Fısıltı ile Kedim kafasını salladı.
"Evet, Yeşim'den birkaç ay büyük diye hatırlıyorum. Kendisi tatlı ve güzel bir kızdı. Ama küçükken. Büyümüş halini henüz görmedim." diyerek ikimize baktı ve kaşlarını çattı. "Neden bu olaya bu kadar takıldınız?"
Sinirli birkaç nefesin ardından ellerimi açıp kapattım.
"Pirus'un kızının adı ne?" dediğimde güldü.
"Sence mafyaların kimlikleri gerçek midir ki ailelerinki gerçek olsun?"Kerim'in sözleri ile gözlerimi Fısıltı'ya çevirdim. Öylece donup kalmıştım sanki.
"Mafya?"
Kerim önce bana sonra Fısıltı'ya baktıktan sonra gaf yemiş gibi gözlerini kapattı.
"Sizin yakın olduğunuzu varsayıyorum." diyerek Fısıltı'ya bir iki adım attı ve gerçeği ortaya döktü.
"Senin bölgene göz koyan Pirus ile yaptığınız küçük çatışma sonucu bu hale geldin. Yıllardır seni ve cesedini arıyorlardı. Gizli birkaç hastane bulmak ve aileni korumak zorunda kaldım. Kızın yurt dışında ama karını kurtaramadım Ayhan. Daha önemlisi düşen hisseler ve miras konusu adına avukatını Hollanda'ya yollamak zorunda kaldım. Üzerindeki mal varlığın yüzünden onu bile öldürmek istediler."
Elimi kaldırıp onu durdum.
"Sen!" dedim kaşlarımı çatarak. "Mafya mısın?"
Fısıltı gözlerini gözlerime diktiğinde öylece kalakaldım. Ne diyeceğimi bilemedim. O da ne diyeceğini bilemiyor gibiydi ama benim gibi değildi. Benim gibi içerlenmemişti bu duruma.
"Seçenekler arasında bu da vardı." dediğinde sinirle güldüm.
"Biz ibnelerin canını alıyoruz." dedim üzerine bastıra bastıra. "Sana neden ikinci bir şans verilsin?"
Dişlerini sıktığını çenesinden anlayabiliyordum. Kafalarımın zoruna gittiği açıkça belliydi.
"Kötü sen olsaydın ne hissederdin?"
Kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Sonuç olarak o da eski hayatını henüz hatırlamıyor. Bu şekilde davranmam ne kadar mantıklı.
"Bir düşününce sen zaten hep kötüydün." dedim bir anda. "Öldürmeye, incitmeye, intikam almaya ve öfkelenmeye her zaman sen daha yatkındın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Meleğin İntikamı
Romance"Bana öyle bakma." Mırıltısı umurumda olmadı. Bir anda uzanıp dudaklarına dudaklarımı bastırdığımda biraz geri çekildi ama elini koluma koymadan edemedi. "Bu kadarı kafi değil mi?" dedi zihnimdeki Fısıltı. Arsızca beline uzanmış, kazağını...