20 - Yapboz

2.3K 116 9
                                    

Aslı

Sevdiklerimiz aramızdan zamansız ayrıldıklarında – yani bize göre – en çaresiz olduğumuz anlarda oluruz.

"Henüz çok gençti, yaşı bile yoktu. Neden o?" diye isyan ederiz çoğu zaman. Canımızdan can katarken toprağa küseriz ardımızda kalanlara.

Yokluklarına alışamayız, canımız yana yana nefes almaya devam ederiz. Yeriz, içeriz, güleriz, ağlarız...

Bize bıraktıkları anılarla yaşatmaya devam ederiz onları ve bazen de yarım bıraktıklarını devam ettiririz.

Şimdi o anlardan birindeydim. Ailem bu yolda diri diri yanmayı göze almıştı. Bize hissettirmeden korumuşlardı bizleri. Bize gelebilecek her şeye onlar siper olmuştu.

Yalan söylemiştim, hatırlamıyorum derken. Hatırlıyordum, her anı hatırlıyordum ama söz vermiştim babama. Bu bizim gizli yerimizdi o gün oynadığımız oyun ise sadece bize özeldi.

"Hangi oda da saklamışlardı kasayı bilmiyorum, ondan sırayla her odaya bakacağız Aslı. Tek kalmak istemezsen beraber de bakabiliriz."

Ellerim terden su içinde kalmıştı. Ellerimi üzerime silip sakinleşmeye çalıştım.

"Gerek yok Cemal Bey, herhangi bir odada değil." Dedim kendimden emin bir ses tonuyla. İkimizde aynı anda durduk.

"Hatırlamadığını söylemiştin?"

"Yalan söyledim." Dedim sakince. "Önce size tamamen güvenmem gerekiyordu."

Bir şey söylemedi, sadece omzumu sıvazlayıp yürümeye devam etti. Bu onun dilinde takdir etmek gibi bir şeydi sanırım.

Evin ikinci katına çıktığımızda upuzun bir koridor karşılamıştı bizi. Boydan boya tablolarla süslenmiş mini bir sanat dünyasına giriş gibiydi aynı.

Yürümeye devam ettik ve sonunda Picasso'nun Les Demoiselles d'Avignon tablosunun önünde durduk.

"Burada." Dedim çenemle tabloyu göstererek.

"Bu kadar basit bir saklama yöntemi açıkçası beni şaşırttı çocuk." Dedi sesindeki saf şaşkınlığı gizlemeyerek.

"Bence o da bunu istemişti, yani böyle düşünülmesini."

"Nasıl yani?"

"Cemal Bey, sizin işiniz neydi yani ne olarak görev yapıyordunuz."

Sadece ay ışığının yansıdığı koridorda bakışlarını net göremesem de beni incelediğini anlamıştım. Muhtemelen tepkilerimi ölçmeye çalışıyor ve ona göre konuşmasını hazırlıyordu.

"İstihbarat."

"Bu kadar mı?"

"Senin bilmen gereken bu, gerisi boş."

Söz konusu işi olduğu zaman ses tonu daha katı ve soğuktu. Not; işiyle ilgili konuşmayı sevmiyor.

Ellerimi montumun cebine sokup ona doğru döndüm.

"Bu tabloyu biliyor musunuz, daha önce görmüş müydünüz?"

"Picasso'ya ait, Les Demoiselles d'Avignon."

"Çok doğru. Dikkatinizi çeken sadece tablolar oldu. Ay ışında bile ayırt edebiliniz değil mi?

Bu sefer başını salladı sadece.

"Picasso bu tablosunu 1907 yılında yapmıştır. Tablo kübist akımın öncülerindendir. Beş çıplak kadın ve bambaşka figürlerde temsil edilmişlerdir."

Gizemli Ve Tehlikeli (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin