289, 290, 291, 292,.... 300. Tam beş dakika olmuştu. Beş dakika daha susmalarını bekledim. Kulaklarıma yerleştirdiğim tıkaçları çıkartıp dirseklerimin üzerinde kalktım. Başımı hafiften sola yatırıp saçımı sağ kulağım arkasına attım. Sanki kulağımı açınca daha iyi duyacakmışım gibi hissederdim. Çocukluğumdan kalma bir huydu bu. Nefesimi tuttum ve iki dakika daha bekledim. Sesler kesildiğine göre yataktan çıkabilir ve aşağıda küçük, tatlı aile oyunumuzu sürdürebilirdim. Garipti. Yaptığım şey kendimi kandırmaktan başka bir şey değildi. Kendi kafamda bir dünya oluşturmuş, her şeyi toz pembe yapmıştım. Günden güne kararan hayatımızı inatla pembe tutmaya çalışıyordum. Başka çarem yoktu çünkü.
Aşağıda hepimiz harika performans göstermiştik. Hayatımızda adeta hiç problem yokmuş, her gün huzur içinde yaşayan insanlar gibi davranmıştık. Durumumuz içler acısıydı. Çünkü kendi yalanlarımıza inanmaya başlamıştık. Masada konuştuğumuz olaylar sanki gerçekmişçesine yorum yapmış, konu hakkında fikir önerileri sunmuş ya da gülüp geçmiştik.
Beraberken yüzümüzden düşmeyen gülümsemeler, bir başımıza kalınca silinip gidiyordu.
'' Nereye gidiyorsun? ''
Bağcıklarıma son bir düğüm atıp ayağa kalktım.
'' Öykü ile buluşacağım. ''
'' Benimki de soru canım. Her günkü rutinin bu. Sabah kalk, kahvaltı yap, Öykü ile buluş aylak aylak gez sonrada eve gel. ''
Güzünde ki alaycı gülümsemeyi bir saniye bile silmeden konuşmuştu annem. Sağ kaşı havadaydı. Ellerini arkasında birleştirmiş, hafiften sola doğru duruyordu. Baştan aşağı süzdüm onu. Eskisi gibi olması için nelerimi vermezdim. Aslında sadece ilaçlarını versem yeterdi. Ama ilaçlar onu yoruyordu. Kendimi mutlu etmek için onu ilaçlara bağlayamazdım. Nasılsa siniri akşama geçecekti. Tıpkı onun gibi yüzüme yapmacık bir gülümseme yerleştirdim.
'' Bende seni seviyorum anne. '' En iyisi alttan almaktı. Her zaman işe yarardı.
Kulaklığımı takıp evden çıktım. Bahçe kapısını kapatıp pembe dünyadan çıkış yaptım. Her gün 7 - 8 saat dışarıda dururdum. Gerçeklikten tamamen kopmamak için. Bazı günler arkadaşlarımla yaşardım. Sanki yarın yokmuşçasına eğlenirdim. Bazı günler parkta beklerdim yada spor yapardım. Öyle yada böyle evden uzak durmalıydım.
'' Sonunda geldin be kızım. '' Öykü'ye sadece gülümsedim ve koluma girmesi için sağ kolumu biraz büktüm.
'' İşim vardı ondan geç kaldım. Özür dilerim. Şimdi söyle bakalım nereye gidiyoruz? ''
'' Bilmiyorum yürürken karar veririz bence. ''
Sadece başımla onayladım. Klasik Ece ve Öykü günlerinden biri olacağı bariz belliydi. Neler yapacağımızın bir önemi yoktu. Kesin olan tek şey günün sonunda sadece biz mutlu olacaktık.
DÜZENLEME 27.05.2019
Merhaba. Bölümleri yeniden düzenlemeye başladım. Gün içerisinde 1 - 2 bölüm düzenleyip kitabın kurgusunu tam olarak oturtmayı planlıyorum. Şimdiden sabrınız için teşekkür ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Ve Tehlikeli (Düzenleniyor)
Mystery / ThrillerKaranlık, çok karanlık. Aradan geçen zaman hepimizi değiştirmişti. Farklı yerlere dağılmıştık, kaybolmuştuk. Karanlığın üzerimize çökmesine biz izin vermiştik. Şimdi o karanlığı kaldırma vakti gelmişti. Kaldığımız yerden değil, düzeni yeniden kurma...