Bir ay. Tam bir ay olmuştu bugün. Zaman su gibi akıp geçiyor derler ya hani,gerçekten de öyleydi. Su gibi aktı zaman daha ne olduğunu anlayamadan. Yeni ev yeni bir hayat demekti bence.Yeni hayatımızda bizi neler bekliyordu bilmiyordum ama değişiyorduk farkındaydım. Annem tekrar çalışmaya başlamıştı. Bankacılık okumuştu ve Türkiye'de adı olan bir bankada çalışmaya başlamıştı. Daha pozitif bir insan olmuştu mesela. Bir sorun mu var, büyütmek yerine en kolay çözüm yoluna gidiyordu. Parayı eskisi gibi çok sevmiyordu ya da belli etmiyordu. Fazla yoğundu. Akıcı bir şekilde İngilizce,Fransızca,Almanca ve Arapça konuşuyordu bu yüzden iş seyahatleri fazla oluyordu. Garipti ama bir şekilde yürüyordu. Bende iş arıyordum. Ama insanlar fazla zorluydu. Kolay kolay işe almıyorlardı.
"Gelmedi mi annem hala?" saat akşam on bire çeyrek vardı ve annem hala gelmemişti. Korkuyordum. Farkındaydım aramız hala pek iyi değildi ama yine de endişeleniyordum.Ne kadar kavga edersek edelim o benim annemdi ve ailemden kalan son kişi.
"Yok kuzum hala gelmedi,aradım ama telefonu kapalı." bende aramıştım. Bir saat önce meşgule atmıştı daha sonra aradığımda ise kapalıydı. Çıkıp baksam iyi olacaktı. "Ben bir çıkıp bakayım ha Ayşe Teyze,benden önce gelirse arasın zaten beni." elindeki şişleri bırakıp yanıma geldi. "Olmaz kızım geç oldu saat,başına bir şey gelir Allah korusun. Biraz daha bekleyelim olmadı beraber çıkarız." gelmezdi,kendimi koruyabilirdim. Hem annem eve geldiğinde kimseyi bulamazsa endişelenirdi. "Sen otur Ayşe Teyze ne olacak sanki. Gelirim ben hemen zaten." Ceketimi giyip kapıya ilerledim. Dolapta ayakkabılarımı aldım.
"Kızım bak kız başına çıkma gece gece." cidden nefret ediyordum bu algıdan. Ne demek kız başına çıkma. "Ayşe Teyze,bir şey olmaz! Hem çok saçma değil mi ya? Erkek olsaydım bir problem olmayacaktı ama kadınım değil mi,biri önümü keser mazallah bir zarar verir ve ben kendimi koruyamam. Çıkın şu kafadan artık ya. Hiçbir şey olmaz tamam mı,sen beni bekle geleceğim hemen." Gerçekten nefret ediyordum bu düşünceden.Sırf kadınız diye insanların bize güçsüz,korkak muamelesi yapmasından,bizelere sanki eşyayız gibi davranmalarından nefret ediyordum. Erkek kadından üstün görülmemeliydi ve aynı şekilde kadında erkekten. Hepimiz eşittik ama insanlar bunu inatla anlamak istemiyorlardı.
Ayşe Teyze'nin söylenmeleri eşliğinde çıktım evden. Ellerimi montumun cebine yerleştirdim.Annemin her akşam geldiği yöne doğru yürümeye başladım. Sokak fazla sessizdi.Yaşadığımız yere göre ters bir durumda farkındaydım ama biz arka kısımlarda kalıyorduk. Yarım saatlik bir yürüme mesafesinden sonra şehrin gürültüsüne giriyorduk. Aslında sessizlik daha iyiydi. Gürültüden ne kadar uzaksan o kadar iyiydi bana göre.
Seri adımlarla yürümeye devam ettim. Görünürde kimse yoktu. Ne kadar ilerlersem insan sayısı da o kadar artıyordu.
"Maaa-viiiş" Beklediğimden daha da geç olmuştu ama korkulacak bir şey yoktu. Sesin geldiği yöne çevirdim kafamı.Ses tanıdıktı ve bingo Baran. "Seni bu saatte buralarda görür müydük ya." yaslandığı duvardan doğrulup hafif paytak adımlarla yanıma kadar geldi. Baran güvenlidi,ama ayıkken. "Dur dur söyleme anneni arıyorsun değil mi?" ağır hareketlerle tüm bedenimi ona çevirdim.
"Nerede?" işaret parmağı ile saçlarımın ucuyla oynamaya başladı. Ufak bir hareketle bedenimi bir kaç adım geri çektim. Başını kaldırmadan sırıtmaya devam etti.
"Bugün şanslı günündesin,normalde söylemem için uğraşman gerekirdi." çok gizli bir şey söyler gibi hafifçe kulağıma doğru eğildi. "Sahipsizdeler,sohbet koyu gibi." aynı yavaşlıkla uzaklaştı benden. Yarım yamalak döndü arkasını,ellerini ceplerine yerleştirdi.Bir şey daha geliyordu "Ya da zorunlu bir sohbet mi desem." bunu demesiyle yanından fırlamam bir olmuştu. Arkamdan kahkaha sesi geliyordu. Şaka yapıyor olabilirdi,ya da çok ciddiydi. Her ihtimale karşı hızımı kesmeden koşmaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Ve Tehlikeli (Düzenleniyor)
Mystery / ThrillerKaranlık, çok karanlık. Aradan geçen zaman hepimizi değiştirmişti. Farklı yerlere dağılmıştık, kaybolmuştuk. Karanlığın üzerimize çökmesine biz izin vermiştik. Şimdi o karanlığı kaldırma vakti gelmişti. Kaldığımız yerden değil, düzeni yeniden kurma...