4 - İki Katlı Mavi Şato

5.8K 255 10
                                    

Biz hiçbir zaman normal bir aile olmadık daha doğrusu olamadık. Başlarda iyiydik aslında ama nasıl desem statümüz arttıkça değiştik. Sabahları oynadığımız oyun bir zamanlar gerçekti. Birbirimizle konuşurduk. Her günün değerlendirmesini yapardık. Yavaş yavaş değişmeye başladık. Önce az konuşmaya başladık,sonra hiç konuşmamaya. Sonra içimizde bir sözleşme imzaladık konuşalım ama gerçekleri değil. Aslında bizi en çok yıpratan annemin hastalığıydı. O hasta oldu babam daha çok çalışmaya başladı. Başlardı onu iyileştirmek için olduğunu düşünmüştüm ama sadece sevgisini ve desteğini verse yeterdi. Sonradan anladım ki amacı kaçmaktı, başardı da kaçmayı. Onun hayatı lüks davetlerden,kokteylilerden,şatafatlı yemeklerden ibaretti. Kibirli bir adam olmuştu. Önemli olan tek şey para kazanmaktı onun için. Ama ne olursa olsun benim babamdı. İçerlerde bir yerlerde hala vardı biliyordum. Şuan her şey şaka gibiydi. Yoktu. Ben alışmış gibi yapsam bile hep eksikti. Kızmasını istiyordum bana, yalandan da olsa dinlemesini,yaptıklarını anlatırken gözlerinin içindeki ışığı görmek istiyordum.


"Hazırsan çıkalım artık." dedi annem. Sinirliydi hala biliyordum. "Ayşe'de bizimle gelecek. Tanıdıkları varmış en azından bir süre idare ederiz." Alaycıydı,fazlasıyla.


İçimi rahatlatan tek şey Ayşe Teyzenin de gelmesiydi. Uzun süredir bizimle beraberdi. Uzun boyluydu. Boynunda her zaman üzerinde çiçek desenleri olan koyu yeşil bir eşarp takılıydı. Eve gelince çıkarır,babam gelince ise başına takardı. Asla yanından ayırmadığı siyah bir çantası vardı. Çarpraz takardı. Herkes gitmişken yanımızdan bir tek o kalmıştı. Ne para istemişti ne de başka bir şey. Sadece yanımızda kalmak yeterdi onu. Zaman ondan da çok şey almıştı. Saçlarına beyazlar düşmüş, göz kenarında ve alnında çizgiler oluşmuştu.

"Tamam çıkalım o zaman." Önde annem arkasında Ayşe Teyze ve ben çıktık evden. "Bensiz gitmeyeceksiniz değil mi?" ve Öykü. Geleceğini tahmin ediyordum açıkçası. O beni asla yanlız bırakmazdı. "Öyle bir ihtimal var mı?" Kısa bir gülüşme yaşandı. Uzun sayılabilecek bir zamandan sonra ilk kez. Duygudan arınmışda olsa bir tebessüm yeterdi bize. Öykü arabası ile gelmişti. Henüz ehliyeti yoktu ama şöförü vardı. Onun hayatı biraz daha zordu. Her şeyi vardı ama eksikti.

"Burayı da beğenmedim. Hiçbir yer içime sinmiyor." güzel bahane. Açıkçası söyleyecek hali yoktu tabi. Uzun bir süreden sonra tekrar bir apartman dairesine geçecek olmak annem için aşılması zor bir durumdu.

"Sevgi Hanım bir tanıdığım var evi boşta. İsterseniz bir de oraya bakalım ne dersiniz?" Ayşe Teyze hep sabırlı bir insan olmuştu. Durumun o da farkındaydı ama asla belli etmiyordu. Arada beni süzüyordu. Tepkilerimi ölçüyor ve gerekli yerde müdahale ediyordu. Evdeki tek arkadaşımdı o. Annemin ise tek gerçek arkadaşı. "Gidelim Ayşe ama bu son. Ayaklarım ağrıdı sabahtan beri." "Her yere arabayla gitmemize rağmen ayakların nasıl ağrıdı anlamış değilim anne." Öykü dirseği ile beni bir güzel dürtsede annemin bakışlarından kaçamamıştım. Ama haklıydım ve eğer haklıysam susmazdım. Huy işte.

Yarım saatlik bir araba yolculuğunun ardından bir ara sokağa sapmıştık. İş yerleri vardı. Sahaflar,şirin kafeler,nargile içilen yerler,legal ve illegal olduğunu düşündüğüm pek çok yeri geçtikten sonra bir kez daha sola saptık. Evler genelde iki katliydı. Şu ana kadar maximum beş katlı bir kaç ev gördüm diyebilirdik.

"Şurada durun Öykü Hanım." Evet şimdi kısa bir Öykü nutuğu çekecektik. "Ne! Hanım mı! Hanım ne Ayşe Teyze. Ben sana hanım diyor muyum. Deme bana hanım. Ba-" "İnelim mi artık?" Araya girmek zorundaydım yoksa bu konuşma daha çok uzardı. Öykü bana ters bakışlar atarak arabadan indi. Önde Ayşe teyze arkasında biz yavaşça ilerliyorduk.Açıkçası biraz garipti. Çünkü insanlar bize çok garip bakıyorlardı. Keza Öykü'de onlara öyle bakıyordu. Ne kadar sakin biri gibi gözükse de fazla ters bir insandı.

"Bak sen şu köşedeki uzunu al bende yanındaki kısayı. Sabahtan beri gözleri ile yediler bizi." Haklıydı,fazla rahatsız ediciydi. Ama şuan olay çıkartmak yerine işimizi halletmek daha mantıklı bir hareketti. Eğer buraya taşınırsak - ki durum onu gösteriyor. Çünkü tahminimce kira olarak da bizi çok sıkmayacak bir yer- gereğini yapardık zaten. Ya da daha iyi seçenek elimizi bile sürmezdik,çünkü alışacaklardı.

Kısa bir yürüyüşün ardından yine iki katlı bir evin önünde durduk. Sokağa inat masmavi rengiyle parlıyordu adeta. Camları ahşaptı ve her bir camda çiçekler vardı. Üst katın camlarında demir yoktu ama alt katdaki camlarda vardı. Güvenlik açısından olsa gerekti çünkü hırsız girmesi gibi bir durumda üste tırmanacağı bir yer yoktu ama alt kattan kolaylıkla girerdi. Kapının önünde beş basamaklı kısa bir merdiven vardı. Ayşe Teyze bize beklememizi söyleyip siyah kapıyı üç kez tıklattı. Kısa bir bekleyişin ardından yaşlı bir kadın kapıyı açtı.

"Ayşe hoşgeldin kızım. Hangi rüzgar attı seni buraya?" Ayşe teyze önce yaşlı kadının elini öptü. Ardından üç kere öpüşüp sarıldılar. "Hoşbuldum ablacım. Bir konu vardı onun için gelmiştik. Müsaitsen bir konuşalım." Yaşlı kadın başını hafifçe sağa yatırıp bize baktı.

"Müsaitim tabii. Gelin içeri haydi." Hepimiz sırayla içeri geçtik. Önce teyzenşn elini öptük. Ardından Ayşe teyze gibi üç kere öpüşüp sarıldık. Annem ise sadece elini sıkmakla yetinmişti. Asla değişmeyecekti ya da ilaçlarını verecektim ki biraz olsun toparlasın.

"Hoşgeldiniz tekrardan. Ne içersiniz?"

"Otur ablacım otur. Pek uzun duramayacağız zaten. Biz direkt konuyu girelim. Senin ev hala kirada mı?" "Hayırdır kızım ters bir şey mi oldu?" Ayşe Teyze sorun yok dercesine başını sağa ve sola iki defa salladı. Olayların kısa bir özetini geçti.

"Aslında bu kadın yüzünden evi vermezdim ama şu iki güzel kız çok hevesli bakıyorlar Ayşe." annem cevap verecekken onu tuttum. Şimdi sırası değildi. " Kira ne kadar dersin ablacım. Durumlar malum." Kadın kısa bür süre düşündü. Fazlaca yaşlanmıştı sanırım bir an önce bu şehirden gitmeyi istiyordu. Yüzü ve elleri çok uzun süredir çabaladığının bir göstergesiydi. Parmak uçları kınalıydı.

"Ne kadar verebilirlerse kabulüm. Ben köydekilerle konulup bilet aldırayım. Gitmeden birkaç gün evvel de haber veririrm. Gelir yerleşirler."

Bunu da halletmiştik. Neden bilmiyorum ama içimde garip bir his vardı. Anneme baktım. Konuşmuyordu. Sadece izliyordu nasıl söylenir bilmiyorum ama buraya hiç yabancı gibi değildi. Ya buraya ya da insanlara.

"Kanka artık sizden çıkmam biliyorsun değil mi?" Öykü'ye sadece büyük bir gülümseme gönderdim. Defalarca ev ayarlama teklifini reddetmiştim. Aslında bana kızgın olması gerekiyordu ama çoktan unutmuştu. Bundan sonrası için tek istediğim toparlanmaktı,sadece toparlanmak.


02.02.2020 Tarihinde Düzenlenmiştir

Gizemli Ve Tehlikeli (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin