"İndim. Şimdi konum attığın yere doğru yürüyorum" diye telefona doğru konuştum. "Doğu tarafındaki kapıdayım." Elimdeki dosyayı sıkıca tutarken adımlarımı hızlandırdım. Üniversitenin bu kanadı sandığımdan büyüktü bu yüzden otobüs beklemek zorunda kalmıştım ama yine de vaktinde yetişebilmiştim.
"Seni acele ettirdim çok üzgünüm." Mahçup bir şekilde konuşmasına karşılık gülümsedim. Sonra aptal aptal telefona doğru sırıttığım için kendime geldim. Öğle arası olduğu için kampüs kalabalıktı. Sık sık gelip gittiğim için de bazı öğrenciler beni tanıyıp selam vermeye başlamıştı bile.
"Sorun değil. Kapatıyorum. Birazdan derslikte olurum." Normalde işten çıkıp gelmek ya da çalışırken onu ziyaret etmek zor oluyordu. Düzenli bir şekilde hastane de çalışmaya başladığımdan beri gündüz ve akşam olmak üzere nöbet günlerim değişiyordu.
Bu yüzden akşam nöbete kaldığım günlerden sonra bir günlük iznim oluyordu. O süreçte öğle aralarında yanına geliyordum ve birlikte çıkıp bir şeyler yiyebiliyorduk. Bugün de şanslıydı ki o günlerden birindeydik ama dersi için hazırladığı dosyaları unutunca koşa koşa üniversiteye gelmek durumunda kalmıştım.
Yüksek lisansını bitirip tezini yazdıktan sonra da üniversitede kalmayı planladığı belliydi. Artık gizlice yürüttüğü psişik dersleri haricinde bizzat öğretim görevlisi olarak da felsefe ana bilim dalında dersler veriyordu.
Binaya girip güvenlik görevlisine selam vererek aradan geçtim. Sosyal bilimler bölümünde geçen güz dönemi Jisung aracılığıyla Tıp sosyolojisi dersleri vermiştim. Yani öğrencilerin beni çevirip konuşmaya çalışması hatta grubuptan tanıdığım bazı kanal ve psişik öğrencilerin selam vermesi doğaldı.
Şu an grubumuzda sahada çalışan iki çift yeni takım vardı. Yani artık kendi başlarına vakaları gidebilecek kadar öğrenim durumlarını tamamlamışlardı. Bunun haricinde şu an sadece derse katılmak isteyen ama işin diğer tarafından uzak duran yaşları bildiğim kadarıyla 20 ile 45 arasında değişen bir düzine de insan vardı.
"Bay Lee! Sizi gördüğüme çok sevindim. Nasılsınız?" Üniversiteye henüz yeni başlayan birkaç senedir tanıdığım kanallardan biriyle karşılaştım. Onları eğitmek için birlikte vakalara çıktığımız zamanlar olmuştu. Bu yüzden bizimle konuşurken daha yakın davranıyorlardı.
"İyiyim Jihu. Sen nasılsın?"
"İyiyim Efendim. Bay Han'ı ziyaret etmek için mi geldiniz? Yoksa tekrardan ders verecek misiniz?"
Ders vermek eğlenceliydi ama uzun süreli düşündüğüm bir iş değildi. İnsanlara bir şeyler öğretmek konusunda Jisung kadar sabırlı değildim.
"Maalesef. Sadece ziyaret için buradayım." Arkadaşları çağırdığını için veda edip gitti. Lise sondayken bileklerini keserek intihar eden bir kızı şu an karşımda bu kadar hayat dolu görmek gurur duymama sebep oluyordu.
Mesajı kontrol ederek sınıfın numarasını tekrardan baktım. "Pardon B204 amfisi bu katta mı?" Önümden geçen öğrenci olduğunu düşündüğüm bir kişiyi durdurdum.
Oldukça zayıf siyah saçları neredeyse gözlerini kapatan ürkek bir çocuktu. Çantasının saplarını sıkıca tutup geriledi. Onun bu korkmuş hali benimde gerilememe sebep oldu. Şaşkın bir şekilde yüzüme bakmaya devam edince sorumu yenileme ihtiyacı duydum.
"B204 amfisi bu katta mı?" Kendine gelip başını salladı. "İleride... sol." diyebildi oldukça kısık bir sesle. Onu arkamda bırakmak konusunda tereddüt ettim. Tuhaf bir şeyler hissediyordum ama yine de öncelikle dosyasını ders başlamadan Jisung'a yetiştirmem gerekiyordu.
Koşturup çocuğun söylediği yere döndüm. Yeri bulmak zor olmadı. Stresli bir şekilde sağa sola yürürken elinde telefonuyla onu amfinin girişinde buldum.
Benimle göz göze geldi ve rahatlamış bir şekilde nefesini bıraktı. "Sen olmasan ne yapardım ki ben?" Dosyaları almadan önce bana sıkıca sarıldı. "Bir dahakine pat diye Felix'i göndermek yerine beni arayabilirsin" dedim gülümseyerek.
"Birden tabağımın içinden kafasını çıkardı." Biraz ileride tepede süzülen Felix bana el salladı. O etrafta dolanıp duruken Jisung'un dikkatini asla bozmadan ders anlatması inanılmazdı. Ama sanırım tüm hayatı boyunca Garezler tarafından yaşamı işgal edilen biri olarak Felix ile uğraşmak onun için bir hiçti.
Öğrencilerin bazıları hala içerideydi bu yüzden sadece sıkıca elini tutabildim. "Lütfen bu akşam nöbetin olmadığını söyle." Sevimli bir şekilde mızmızlandı. "Bugün izin günüm." Dudaklarını bu kadar tatlı bir şekilde büzerken gözlerimi ondan alamadım.
"Belki de dersi iptal etmeliyim."
"Erken bitirebilirsin. Çocuklarda mutlu olur." Dediklerimi cidden düşünür gibi bekleyince omzuna vurdum. "Saçmalamayın ve gidip dersinizi anlatın Han-ah."
Sürekli gitmesini söylüyordum ama bir türlü birbirimizden uzaklaşamadık. En sonunda kendimi zorlukla geriye çekip son kez elini sıkıca tutup bıraktım. Ama o bana böyle bakarken gitmek çok zordu. Belki de dersi bitene kadar kampüste kalıp kahve içebilirdim.
"Pardon? Üzgünüm... üzgünüm rahatsız ediyorum ama... şey-" Arkamdan birinin konuşmasıyla koridora dönemeden durdum. Az önce gördüğüm çocuk ezilip büzülüp karşımda konuştu.
"Sorun ne?" Jisung hemen yanımda bitti ve ciddi bir şekilde sordu. "Siz..." diye sonunda başını kaldırıp bana bakabildi. "Göz..." Çatallanmış çıkan sesini düzeltti. Sanki yıllar sonra ilk defa konuşuyor gibiydi. "Gözleriniz." dedi sonunda oldukça güç bir şekilde.
O anda yüzüme değil alnıma baktığını fark ettim. Gözlerim büyüdü. "Beni görebiliyor musun?" Titreyen elleri saçlarına gidip araladı. Yüzüme bakamıyordu ama artık alnını görebiliyordum. Ve mor irisiyle parıl parıl önümde duran üçüncü gözünü.
"Jisung." Heyecanla elimi arkaya atıp kolunu sıkıca tuttum. Gördüklerimi göremiyordu ama tuhaf bir durum olduğunu o da anlamıştı.
"Sanırım artık benim haricimde bir görümüz daha var."
MRB HERKESEEE
FİNALLL
Finali de böyle yapalım dedim yani kitap devam ediyor gibi aklınızda daha tonla senaryo kurabilirsiniz
Gelen yeni görüyle de Minho kendini yanlız hissetmesin dedik çünkü kimse bu hayatta yanlız değildir UwU
Abiniz biraz ara verip dinlenmeli artık amaaa
AKLIMDA BOMBA GIBI YENI BIR FIKIR VAR
Yeni bir changlix kurgusu düşünüyorum Cyberpunk temalı
Ama oturup baya not almam lazım o kitap öncesinde çünkü kurguyu inşa etmem gerek sınıf ayrımlarına dayalı yeni bir evren kurmayı düşünüyorum çünkü orada ajvvsjvjejve
Bekleme de kalın beni takip edin yazarsam haberiniz olur diğer kurgularıma da bakabilirsiniz o süreçte
Hepinizi seviyorum
BB HERKESE
-Lllandess
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Kabuslar ✔️ (Minsung)
FanfictionÇocukluğundan beri asla görmemesi gereken şeylerle yaşayan Jisung peşinde sürüklediği intikam hırsıyla yanıp tutuşan bedenler tarafından yutulmak üzereyken ideallerine oldukça bağlı sıradan bir hayat yaşayan Minhoyla karşılaşır. - D*z yazı annecim b...