51: CEMAL AĞABEY

26 2 76
                                    

Medya: Nazım Hikmet'ten Alıntı.
Şarkı: Güncel Gürsel Artıktay - Ölmezdim

****

****

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



***

EDA'DAN...

"Kızı bırak." dedi ciddi bir ifadeyle.

"Sen niye buradasın? Beni nereden buldun?" dedim oturduğum yerden kalkarken.

"Çok soru soruyorsun Eda." dedi yandan bir bakış atarken.

"Cevdet ağabey, bir sıkıntı yok. Ağabeyim kendisi."

"Eda, bacım ağabeyin burada görürlerse çok kötü olur bir an önce çıksın."

"Çık. Adamın çoluğu çocuğu var belaya sokma. Git ben çıkacağım zaten buradan bir şekilde."

"Sen gerizekalı mısın Eda? Adam seni burada esir etmiş, bana diyorsun ki onun çocukları var yapma etme. Saçmalama! Gidiyoruz!" diyerek kolumdan çekiştirmeye çalıştı fakat olduğum yerde durdum öylece.

"Gelmiyorum diyorum. Daha neyini anlamıyorsun? Ben buradan çıkacağım zaten. Hem sen beni nereden buldun?"

"Nereden bulduysam buldum Eda! Yürü hadi!" diyerek tekrar kolumdan çekiştirmeye çalıştığı sırada duyduğum ayak sesleri ve kapıda beliren silüetle korkuya kapıldım. Ya Özgür'ün dedesi gelirse ya ağabeyimi görürse?

***

ÖZGÜR'DEN...

Her şeyin başladığı yerdeydim. Kaderin ağlarını ördüğü, Eda ile aramdaki bağın koptuğu. Hem vedaların hem de kavuşmaların mekanıydı bu kocaman, betondan yapı. Daha az önce yanımdaki İtalyan adamı elinde kalpli bir pankartla yüzünde kocaman bir gülümseme ve heyecanla bir sarışın kadın karşılamıştı. Sıkıca sarıldılar birbirlerine, adam aşkla baktı kadının gözlerine, bir an olsun bırakmadı ellerini kadının ellerinden. Sonra ben şimdi de olduğu gibi çıkışa doğru yöneldim içimdeki buruklukla. Bu kez çok kötü hissettirmişti burada olmak, bu şekilde olmak.

Yalnızdım, anılarımızı yarım yamalak hatırladığım sevgilim kayıptı, herkes beni öldü biliyordu, yalnızdım, kimseden yardım isteyemezdim, en yakınım dediğim ailem yalancılardı, düzenbazlardı. Bu yüzden hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi davranmalıydım, hiçbir şeyi hatırlamıyormuş gibi, onların yaratmaya çalıştığı Özgür gibi.

Bir süre etrafa bakındım kapının önünde, Eda'yı düşündüm. Onu düşündükçe, onun başına gelebilecekleri düşündükçe çıldıracak gibi oluyordum. Böyle hissettiğim zamanlarda aklıma hep gülümsemesini getirip rahatlamaya çalışıyordum, iyi geliyordu ama sadece kısa bir süreliğine, sonrası yine aynı şekilde sürüp gidiyordu.
Bavulumu tekerleklerinden sürüye sürüye kapının önündeki taksilerden birine yeltendim. Mavi bir şapka takan yüzünü tam seçemediğim tahminimce orta yaşlı bir adam kapıyı açıp arabadan indi.

BAŞKA BİR ŞEHİRDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin