20: ÖZGÜR'ÜN EVİ

49 5 130
                                    

Medya: Eda ve Özgür (temsili)
Şarkı: DKTT - Gitme

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


***

Özgür'ün evine giderken hiç konuşmamıştık. Zaten ne konuşabilirdik ki? Ağzımdan yanlış bir şey çıkmaması için üstün bir çaba gösteriyordum. Nihayet evin önüne geldiğimizde bana döndü.

"Eda, senin birbirimize bir söz vermiştik hatırlıyor musun?" dediğinde gülümsedim.

"Çok iyi hatırlıyorum ve buradaki her şey bana ne anlatırsan her şey aramızda kalacak." dediğimde anladığıma sevinir gibi gülümsedi.

"Onun dışında, beni dinledikten sonra lütfen bana karşı düşüncelerin değişmesin olur mu? Ben yine şimdiki gibi kalmak istiyorum." dediğinde gülümsedim.

"Sen benim için hep kol kıran Özgür olarak kalacaksın." dediğimde sesli bir şekilde güldü.

"Hadi bakalım Eda Hanım! Bugün benim misafirimsin." dediğinde kapıya yöneldi. Kocaman kapılar kendiliğinden açılmış ve biz evin bahçesine girmiştik. Arabadan indiğimde göz ucuyla bahçeye göz gezdirdim. Çok güzeldi ama ıssızdı. 

"Sana demiştim. O güzellik sadece dışarıdan."

Cevap vermedim. Ne diyebilirdim ki! Evin kapısına geldiğimizde bize kapıyı orta yaşlarda güler yüzlü bir kadın açtı. Kadın bana öylece baktı ardından Özgür'e döndü.

"Hoşgeldiniz Özgür Bey."

"Hoşbulduk Fatma abla."

"Siz de hoşgeldiniz." dediğinde gülümsedim.

"Hoşbuldum."

Kadın bana şaşkınlıkla bakıyordu. Birden bana bakmayı bırakıp  Özgür'e döndü.

"Misafiriniz  oldukça önemli biri galiba." dediğinde Özgür Fatma Hanıma döndü.

"Evet, öyle." dediğinde beraber içeriye girdik. Evin dışı gibi içi de çok güzeldi ama Özgür'ün dediği gibi bir eksiklik vardı.

Kapıdan girdiğimiz sağda ve solda olmak üzere iki geniş merdiven vardı ortası ise kocaman bir salona açılıyordu. Salona geldiğimizde yüksek tavanlar ve arka bahçeye açılan ve ince bir perde ile görüntüyü buğulu hale getiren perdeler odanın havasını değiştiriyordu. Odanın bir köşesinde kocaman geniş koltuklar,  diğer tarafta ise kocaman bir yemek masası duruyordu. Aslında buraya oda demek bile çok yanlış olurdu. Sanki üç tane oda bir salon yapılmış gibiydi.

Koltuklara oturduğumuzda etrafı incelerken bana bakan gözleri hissedip ona döndüm bana bakıp gülümsedi. Ben de gülümsedim.

BAŞKA BİR ŞEHİRDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin