46: KRİZ

19 3 114
                                    


****

****

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

****

"Ailen, aslında gerçekten ailen değil."

"Saçma sapan konuşma Çağrı!" dedim gülerek. Ailem, annem, babam, ağabeyim gerçekten ailemdi, hem ailenin sahtesi mi olurdu? Bu nasıl bir saçmalıktı?

"Eda, yemin ediyorum. Dalga geçmiyorum, şaka yapmıyorum. Böyle bir şeyin şakası falan da olmaz zaten ama Çağatay bu yüzden konuşmak istemiş seninle. Aslında sana söylememem gerekiyordu. Ama bu bekleyecek bir konu değil." diyerek konuştu Çağrı ciddiyetle.

"İnanmıyorum." diye reddettim tüm söylediklerini.

"Böyle bir şeyin mümkünatı yok! Benim ailem, gerçekten ailem tamam mı? Bizim kan bağımız var! Bu saçmalık!" diye sesimi farkında olmadan yükselttiğimde Özgür bana doğru yaklaşıp eğildi.

"Eda, sakinleş, derin bir nefes al. Sesin yükseliyor, bu kata görevli gönderecekler yoksa." dediğinde öylece yüzüne baktım. Kızgındım, kırgındım, şaşkındım ve kafam bir hayli karışıktı. Bu kadar olayın üst üste gelmesi ise bana çok ama çok fazlaydı.

Ellerim. vücudum hatta çenem bile sanki üşüyormuşum gibi titriyordu, sanki kanım çekilmişti, dudaklarım hiç olmadığından fazla kuruyordu, nefes almak zorlaşıyordu, ne yapacağımı bilemiyordum.

"Özgür ben iyi değilim." dedim nefes almaya çalışırken.

"Neyin var? Ne oldu Eda? Yüzün, sapsarı oldun." diye panikle yüzümü inceledi.

"Kriz geçiriyor!" diyerek hızlıca yanıma gelip yüzüme eğildi bu kez Esin.

"Ne atağı? Ne oluyor?" diye sordu Çağrı anlamayarak.

"Özgür'den sonra panik atak krizleri geçirmeye başladı Eda. Doktora falan gidiyordu, uzun zamandır da olmuyordu ama hem Özgür'ün birden çıkışı birde senin söylediklerin tetikledi kızı. Kriz geçiriyor." diye açıkladığında Esin bana bakıp gülümsemeye çalıştı.

"Güzelim, ne yapıyorduk böyle anlarda? Derin derin nefes alıyorduk değil mi? Dört saniye al nefesi, sonra yavaş yavaş ver hadi bakalım." dediğinde nefes alıp vermeye başladım.

"İlacın yanında mı hayatım?" diye sordu bu kez Esin. Nefes alıp verirken evet anlamında kafamı salladım.

"Özgür, acilen su alıp gelir misin?" dediğinde Özgür hemen ayağa kalktı ama Çağrı onu durdurdu.

"Sen dur, Öner'i arıyorum hemen getirir bize." dediğinde ben ise ona onları umursamadan derin derin nefes alıp veriyordum ama bu hiçbir etki etmiyordu bana. Bir süre sonra bu çaresizlikle gözyaşlarımı daha fazla tutamayıp ağlamaya başladım. Esin hariç kimseye bakamıyordum. Özgür'e bile göz ucuyla bakamıyordum. Daha kötü olmaktan korkuyordum ve yine bayılmaktan ve gözlerimi hastanede açmaktan korkuyordum.

BAŞKA BİR ŞEHİRDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin