****
****
"Seni bizden o adam kopardı Eda. Senin şu an hayatta olmayan sevgilinin dedesi. Aynı zamanda deden olarak bildiğin adamın askerlik arkadaşı, yakın dostu. Onun hakkında her şeyi biliyorum Eda. Ama gel gör ki elimden, elimizden hiçbir şey gelmiyor, kanıt diye sunamıyoruz hiçbir şeyi, her şeyin üstü örtülmüş iyice kaptılmış, gidip şikayet etsek her şey asılsız çıkabilecek kadar iyi saklanmış ama yok edilememiş hiçbir şey. Senin bizden koparılman üç can aldı Eda. O Ali Rıza yüzünden üç can gitti. Hatta biri aldığı ah yüzünden felç kalmasının sebebi, torunu Özgür. Dört kişi." dediğinde Özgür'e döndüm. Ayağa kalktı birden, başını ellerinin arasına alıp odayı turlamaya başladı hızla.
"Nasıl olur? Nasıl!? Bunu nasıl yapabilir? Nasıl bu kadar ileri gidebilir!?" diye bağırdı kendi kendine. O sırada Çağatay'ı hemen sessize almıştım.
"Özgür, bana bakar mısın?" dedim yanına gidip onu durdurmaya çalışırken. O ise duracak gibi gözükmüyordu, hala duyduklarına anlam vermeye çalışıyordu.
"Özgür! Bana bak, ya sakinleş ya da odadan çık." dediğimde öylece yüzüme baktı, ardından gözlerime bakamadan kafasını çevirdi.
"Ben senin yüzüne bakamıyorum Eda. Onun yüzünden her şey-"
"Sen Berkan'ın yanına git Özgür. Ben şu an iyiyim, sen de sakinleş ve yanıma gel tamam mı?" dediğimde hızla kapıya yöneldi ve dışarı çıktı. Telefonu da alıp koltuğa yerleştiğimde Çağatay hala telefondaydı."
"Kusura bakma. Arkadaşlarımla ilgilendim. Sen her şeyi anlatmaya devam et lütfen." dedim büyük bir sakinlikle.
"Annen, Aslı Saral, baban ise Levent Saral." dediğinde resmen beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Anılar bir bir film şeridi gibi geçiyordu gözümün önünden.
***
ÖZGÜR'ÜN AMERİKA'YA GİDİŞİ...
"Merhaba, iyi misiniz?" dedi bir kadın.
Bana dediğini düşünmedim ve dönüp bakmadım. Ardından yanıma birinin oturduğunu hissettiğimde gözlerimi silip başımı kaldırdım. Sesin geldiği yöne doğru baktığımda kumral genç bir kadın yanımda oturmuş bana bakıyordu."Siz birine mi seslendiniz?" dediğimde kadın gülümsedi.
"Ağlıyorsunuz, o yüzden bir şeye ihtiyacınız var mı diye sormak istedim." dediğinde hala gözlerimden akan yaşlar durmuyor resmen akmak için inat ediyordu.
"Yok, teşekkür ederim sorduğunuz için." dediğimde kapıya doğru baktı ardından tekrar bana döndü.
"Birini yolcu ettiniz sanırım." dediğinde derin bir nefes aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞKA BİR ŞEHİRDE
Romanzi rosa / ChickLitÇoğu zaman içimden bir şeylerin koptuğunu, benden uzaklaştığını ya da içten içe çürüdüğümü düşünürdüm. Kalbim sıkıştıkça sıkışır ağlamak isterdim. Öyle anlarda sadece gökyüzüne bakardım. Kulağımda o güzel şarkının melodisi ve ardından sözleri... "BE...