Sadece birkaç saat sonra Arthur, büyükelçinin evindeki büyük süs ağacını inceliyordu. Kesinlikle saklanmıyordu, gizlenmiyordu ya da yokmuş gibi davranmıyordu. Yalnız olmanın tadını çıkarıyordu.
Ve Morgana ona katılmak için zarifçe ağacın arkasına geçti.
"Sen burada ne yapıyorsun?" Arthur, kız kardeşi ona acıyarak başını sallarken dehşet içinde sordu.
Morgana, "Seni arıyordum," diye yanıtladı. "Asıl sen burada ne yapıyorsun? Bu kadar bağlı göründüğün muhteşem çocuğa değer vermek gerekmiyor mu?"
Arthur bu yorumu görmezden geldi. "Babam bu gece gelmeyeceğini söyledi."
"Evet," Morgana dramatik bir şekilde iç çekti. "Ve gelmeyecektim. Ama sonra Gwen bu öğleden sonra beni aradı ve bir çeşit kriz geçirdiğini ve müdahale etmem gerektiğini söyledi."
"Ne?" Arthur çığlık attı ve acılarına karşı ağzı bahanelerle doldu. "Bir kriz geçirmiyordum."
"Görünüşe göre Merlin'in evinden -alıntı yapıyorum- 'cehennem köpekleri peşindeymiş' gibi kaçmışsın." diye cevap verdi Morgana. "Ayrıca Merlin'in sen gittikten sonra birisi köpeğini tekmelemiş gibi göründüğünü söyledi.
Arthur baktı.
"Öyleyse bana ne olduğunu anlat," Arka planda bir Viyana Valsi daha çalmaya başladığında Morgana tehlikeli bir şekilde sesini alçalttı. "Yoksa ben kendi çıkarımlarıma varmaya başlayacağım ve sen dedikodu izini durduramayacaksın, ben birazdan başlamaktan o kadar keyif alacağım ki."
"Cesaret edemezsin," diye yanıtladı Arthur.
"Ah, bak!" Morgana neşeyle duyurdu: "İşte Barones De Laine ve onun koca ağzı. Kulağına bir fısıltı giderse ne söylersem söyleyeyim, kısa sürede birinci sayfa haberi olur."
Arthur, Morgana'nın blöf yapıp yapmadığını anlayamıyordu ama onu test etmeye cesaret edemiyordu. "Tamam, iyi. Kaçtım."
"Kaçtın mı?" Morgana'nın sesi oldukça neşeli geliyordu. "Neden? Ne oldu? Tanıştığınızda beri flört ettiğinizi sonunda anladınız mı?"
"Flört mü?" Arthur öfkeyle sordu. "Flört etmiyoruz. Tartışıyorduk."
Morgana kaşlarını kaldırdı. "İkiniz için ikisi de aynı şey. Ne oldu?"
Arthur, "Hiçbir şey," diye yanıtladı.
"Arthur."
"Hiçbir şey!" diye tekrarladı Arthur. "Be kahrolası sorun da bu."
"O halde neden buradasın?" Morgana sanki kardeşine olay örgüsünü tamamen kaybetmiş gibi baktı.
"Çünkü ben başbakanım." diye ofladı Arthur. "Ve çünkü ben-"
"Arthur," Morgana'nın sabrının tehlikeli derecede zayıfladığını belli eden bir ses tonuyla şunları söyledi: "İçeriye girdiğiniz andan itibaren şampanya serbestçe akıyor, ve Lord Darton'un oradaki şişelerdeki suyu oldukça güçlü bir voktayla değiştiğinden oldukça eminim; eğer gidersen kimsenin farkında varamayacağını söylüyorsam bana güven."
"Ve ne yapmalıyım?" diye sordu Arthur.
Morgana gülümsedi. "Git ve Merlin'e, sonunda bir anlığına netlik kazanmış, bilgisiz bir aptal olduğunun söyle."
"Yapamam," diye içini çekti Arthur.
"Neden?" Morgana elini kaldırdı. "Ve eğer çünkü ben başbakanım dersen seni tokatlarım."
*03.01.2024*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Snapshots /Merthur
Fanfic*Çeviridir. *Tamamlandı *** Aralarında her zaman heyecan olacaktı ama tartışmakla flört etme arasında ince bir çizgi vardır. (Ya da Arthur Pendragon'un kesinlikle Hugh Grant olmadığının hikayesi.)