30 Aralık 2021
"Orada olamayacağımız için çok üzgünüm." Gwen sessizce dedi, hat hafifçe çatırdıyordu.
"Saçmalama," Arthur kalbinin hafifçe sıkıştığını hissetse de kendini bunu söylemeye zorladı. "Hava çok kötü. Buraya gelirken başınıza bir şey gelirse kendimi affetmem."
"Çocuklar seni ve Merlin'i göremedikleri için çok hayal kırıklığına uğradılar." dedi Gwen ve Arthur onun sesindeki hırıltıyı duyabiliyordu. "Ben ve Lance'de. Çok uzun zaman oldu, Arthur."
"Biliyorum," diye içini çekti Arthur. "En iyi yıl değildi, değil mi?"
"Ama sen iyisin?" Gwen uzun bir sessizlikten sonra sordu. "İkinizde yani?"
Arthur her şeyin yolunda olduğunu söylemeye hazır bir şekilde derin bir nefes aldı ve ağzından çıkan şey şu olduğunda kendisi de şaşırmıştı. "Merlin'in mutlu olduğunu düşünmüyorum, Gwen. Hayır, onun mutlu olmadığını biliyorum. Ben de değilim."
"Aman tanrım, Arthur." Gwen nefes aldı, "Ama siz ikiniz birbiriniz için mükemmelsiniz. İkiniz hiç düşünüyor musunuz-"
"Gwen, tanrım, hayır," Arthur sert bir şekilde cevap verdi. "Hayır bu değil. Bütün bunlar düşündüğümden çok daha zor. İşim hakkında ne hissettiğimi biliyorsun, bu sadece bir iş değil. Bu ülkeyi önemsiyorum, Gwen, partiyi ve ona ne olacağını da önemsiyorum. Ancak..."
"Merlin'i daha mı çok önemsiyorsun?" Gwen usulca sordu. "Olması gereken bu, Arthur."
"Bunu biliyorum," diye yanıtladı Arthur, sesindeki hayal kırıklığını gizlemeye çalışarak. "Ama geçen hafta babamla Noel yemeği yedik ve tüm yemeği ona bakarak ve sonumun onun gibi olmasını istemediğini hiçbir şüphe gölgesi bile olmadan bilerek geçirdim. Ne zaman bir evlilik pahalı hediyelerden daha fazla çaba gerektirse, onu hemen bitiriyordu. Morgana ve ben bulabildiği her fırsatta uzaklaştırıldık ve o, siyasi mirasına her zaman fazlasıyla önem verecek. Yani Morgana'nın seninle konuştuğunu varsayıyorum?"
"Konuştu," Gwen cevap verdi ve gülümsemesi açıkça duyuluyordu. "Onlar adına çok mutluyum."
"Ben de," diye kabul etti Arthur usulca. "Babama söylediğinde yeterince mutlu görünüyordu ama bunu yine yüzünde görebiliyordum. Morgana ve Leon'la ilgili her zaman yeterince iyimser değil, Leon yeterince asil değil, Pendragon'lara uygun değil diye yargılayacak."
"Mutlu olduğuna eminim, Arthur." dedi Gwen dikkatlice. "Baban zor biri ama seni ve Morgana'yı seviyor. Bunu biliyorsun, bildiğini biliyorum."
Sorun bu değildi. Tam olarak bu değildi. Görüyorsunuz, Arthur son birkaç ayda, dürüst olmak gerekirse son birkaç yıldır çok düşünüyordu. Neredeyse düşüncelerini toparlamıştı ve belki de bu düşüncelerini başka biriyle paylaşmanın zamanı gelmişti. Gwen mükemmel bir deneme tahtası olurdu- tarafsız zemindi.
Arthur söyleyecekleri için kendini hazırladı. "Gwen..."
"Evet?" Gwen, Arthur'un asla devam edemeyecekmiş gibi göründüğü anda sordu.
Arthur ağzını açtı ama hiçbir şey çıkmadı. Bunu yapamazdı. Dışarı çıkıp bunu söyleyemezdi.
korkak, diye kendini azarladı ve kafasında ses bu kelimeyi tıpkı Uther'in kullanacağı bir ses tonuyla söyleyince yüzünü buruşturdu.
"Bir şey yok," Arthur, en yakın arkadaşı görmese de şiddetle başını salladı. "bir şey yok, kusura bakma, beni görmezden gel."
Şu anda bile yüksek sesle konuşmaktan korktuğu şeyler vardı.
*07.02.2024*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Snapshots /Merthur
Fanfiction*Çeviridir. *Tamamlandı *** Aralarında her zaman heyecan olacaktı ama tartışmakla flört etme arasında ince bir çizgi vardır. (Ya da Arthur Pendragon'un kesinlikle Hugh Grant olmadığının hikayesi.)