"Onu Merlin'e vermeyin." Lance minicik pembe kundağı şaşkınlık içindeki Merlin'e uzatırken Arthur homurdandı.
Gwen yatakta uzandığı yerden, "Şşşt, Arthur," diye onu nazikçe uyardı. "Sıra sana da gelecek."
"Sadece tek elini kullanıyor!" Arthur tısladı.
Gwen sırıtarak, "Merlin oturuyor," diye yanıtladı. "Ve Lance de onu tutuyor."
Morgana, "Kıskanç bir salak olmayı bırak," diyerek kardeşine gözlerini devirdi. "O senin olduğu kadar Merlin'in de vaftiz kızı. Ve bu bağlamda benim de."
"Hmm." Arthur kardeşine baktı. Morgana'nın vaftiz annesi olacağı gerçeği kendisi ve Merlin için yeni bir haberdi ama Morgana ve Gwen bu sırrı ne kadar uzun süre sakladıkları konusunda uzun süre ve yüksek sesle gülmüşlerdi.
Ama sonra hemşire değerli kundağı taşıyarak odaya döndüğünde üç ziyaretçi de Gwen ile Lance'ın küçük kızlarına ilk kez baktıkları anda susmuştu.
"O mükemmel." Merlin'in kısık sesi Arthur'un dikkatini çekti ve tam zamanında dönüp baktığında Merlin'in uyuyan bebeğe bakarken yüzündeki yumuşak ifadeyi yakalayabildi.
Arthur sabırsız olmamak için çok uğraştı ama Merlin'in bir sonraki söylediği gibi bu yüzünden okunuyor olmalıydı. "Lance, bence Arthur'un onu bir süre tutmasına izin vermelisin, yoksa ilk öfke nöbetini beklediğinden daha erken atlatabilirsin."
Arthur uzun bir süre Merlin'e dik dik baktı ama Lance, Arthur'un tutması için kızını dikkatlice uzattığında öfkesi eriyip gitti.
Lance uzaklaşıp Arthur'u minik küçük kızıyla etrafındaki milyonlarca tehlike arasındaki tek engel olarak bıraktığında hayatında hiç bu kadar korkmamıştı. Arthur hiçbir zaman bebeklerden heyecan duyan biri olmamıştı ama Gwen'in hastane odasında, ellerinde hayatının sıcak ağırlığı ve çevresinde Noel ışıklarının parıltısıyla dururken, belki de bunca yıldır asıl amacı kaçırdığını fark etti; mesele bebek değildi, hepsi aileye yeni bir üye kazandırmıştı.
"Kafasına dikkat et." Morgana faydasız bir şekilde tıslayarak Arthur'un küçük barış balonunu patlattı.
"Evet, teşekkürler Morgana," diye yanıtladı Arthur kibirli bir tavırla. Eğer bebek o an gözlerini açıp ona yavaşça göz kıpıp ayırmasaydı buna da katkıda bulunacaktı. Onu göremeyecek kadar küçük olduğunu bilmesine rağmen; Arthur onun neye baktığını anlamak için sanki ona bakıyormuş gibi hissetti. Onu hemen ve tereddüt ermeden sevdi.
"Benim sıram!" Morgana açıkladı ve Arthur'un Morgana'nın cadı kadınlık yöntemlerini uygulayıp bebeği hiç rahatsız etmeden bebeği dikkatlice kendi kollarına almasına itiraz edecek kadar vakti yoktu.
Merlin, Arthur'a kendisini takip etmesini işaret etti ve sessizce koridora çıktılar.
"Ne?" Arthur, Merlin ona hesaplayıcı bir bakış atarken sordu.
"Mutlu Noeller." Merlin etrafına baktı ve ortamın yeterince boş olduğunu hissederek kollarını Arthur'a doladı ve onu yakınına çekti.
"Seninle ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok," Arthur, Merlin'i daha da sıkı tutarken yumuşak bir şekilde Merlin'in saçlarına doğru konuştu. "Bu neydi?"
"Ben de öyle," Merlin cevapladı. "Ama hiçbir zaman sıkıcı olacağını düşünmüyorum."
Etraflarında Noel ağarırken Arthur sessizce güldü.
*08.01.2024*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Snapshots /Merthur
Fanfiction*Çeviridir. *Tamamlandı *** Aralarında her zaman heyecan olacaktı ama tartışmakla flört etme arasında ince bir çizgi vardır. (Ya da Arthur Pendragon'un kesinlikle Hugh Grant olmadığının hikayesi.)