53 | Desise

27 4 0
                                    

Vadim Kiselev - Alone in the Dark

Sema Moritz - Hasret

Sezen Aksu - Sarı Odalar

***

53. Bölüm

Hayatın kendisi bir kumardı ve kararlarımız da çift yönlü bir tarot kartıydı. Kumarda kendimiz karar verir, kendimiz yenilirdik, belki de kazanırdık. Tarotta da kendimiz seçer, yine kendimiz görebilirdik; ya yenilirdik ya kazanırdık. Hayat ve seçimler ne kadar iç içeyse benim için tarot ve kumar da iç içeydi.

Çift yönlü bir tarot kartı elimdeydi, iki parmağımın arasındaydı ve çevirdiğim yönü karşıma, diğer yönü de bana bakıyordu. Tarot söyledi, karşı taraf kaybetmeye mahkumdu. Kumar söyledi, henüz her şey bitmedi.

Gökhan Karaslan'ın öfkesi, benim kartlarıma rüzgar bile olamazdı.

Ben Desise'ydim. Asise'ydim. Ben oyunun ve kurucunun ta kendisiydim.

En azından ne diye bir tepki verir sanıyordum ama sevgili amcam hiçbir şey söylemeden öylece bana bakıyordu.

"Doğduğun gün." Dedi. "Fırtına vardı, Desise. Yeri göğü inleten fırtına. Yıldırımının benim yuvama düşeceğini bilsem, Asaf'tan önce davranırdım." Araf üstüne yürümeye kalktı ama kolumu kaldırıp onu tuttum. "Bırak, konuşsun."

"Seni kendi yıldırımınla vuracağım, Desise. Bu kadar oyun yeter. Ben bu oyunda yokum." Gözlerimi kıstım. "Bundan sonra sadece senin yok oluşunu görmek için yaşıyorum. Kendini. Ölü. Bil."

Arkasını dönüp çıkıp gitti.

Oyundan çekilmesi ve ölümle tehdit etmesi büyük bir şeydi. Hem de çok büyük. Oyundan çekildiği takdirde kılıma zarar gelse bedel ödemeyecekti.

Araf'la göz göze geldik. Bıraksam peşinden gidip kendi elleriyle öldürecekti, biliyordum. Ama bırakmadım. Onun korktuğu tek bir şey vardı: "Korkma." Dedim fısıltıyla. "Bana bir şey olmayacak."

🩸

"Herkesin içinde tehdit etti." dedi Araf öfkeyle yola bakarken. "Herkesin içinde. Benim tek lafımla kül olacak insanların gözü önünde benim karımı ölümle tehdit etti. Ben bunu yaşatır mıyım?" Direksiyonu döndürerek çevre yoluna girdi. Gişelerden geçerek ücretli otobana geçti. "Araf sakin ol." dedim gayet sakin bir şekilde. "Beni tehdit eden ilk insan değil ya? Kaç kez ölümle burun buruna geldim, bir şey oldu mu? Bak, hala buradayım, yanındayım."

"Hep de olacaksın." dedi sıcacık gülümseyerek. Bir şey demedim.

Sokak lambaları yüzümüzü aydınlatıp geçerken arkamızdan yanan selektör ve ardından da birkaç arabayı gördüm. Neler olacağını anladım, bu sahneyi daha önce de yaşamıştım. Hep yolda yakalıyorlardı, çünkü otoban gecenin bu saati hep ıssız ve boş olurdu. Amcam dediğini yapacaktı. "Sikeyim sizi." diye homurdandım. Adamlarımız yetişip önlerini kestiler ama kurtulan bir iki araç vardı, peşimize düştüler. Silahımı aradım ama bulamadım. Torpidodaki Araf'ın silahını alıp emniyetini açtım. Camı indirmek üzereydim ki ateş etmeye başladılar. "Siktir!"

Araf hızını artırdı, ibrenin bir anda fırladığını gördüm ve sırtım koltuğa çarptı. Tüm dikkatini yola ve aynalara vermişti. Ben de silahı hazır tuttum ve fırsat kolladım. Araya mesafe girince camı indirdim. Aracın hızıyla, nefes almamı bile engelleyecek rüzgar dalgası suratıma çarptı, gözlerimi kırpıştırdım. Kolumu çıkardım ve arkadaki far ışığına doğru ateş ettim. İsabet sesi geldi ama nereye isabet ettiğini görmem mümkün değildi.

YAĞMURUN NEFESİ : ESFEL & MEVT (II & III)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin