DEVAM KİTABIDIR!! İlk kitaba profilden ulaşabilirsiniz.
**
Nefes'in yaptığı beklenmedik seçim karşısında herkes şoktadır. Özellikle de Araf Pakgör. Nefes'in bu hamlesi, hayat çizgilerini silmiş ve yeniden çizmişti. Herkesin hayatı değişmişti.
Zıt ku...
*Bu bölüm için biraz heyecanlıyım açıkçası. Nefes açısından önemli bir bölüm çünkü.
*Bir kaç stok bölüm yazma kararı aldım arkadaşlar. Bu bölümü yayınladığımda yüksek ihtimalle stok yazmış/yazıyor olurum.
*Sebep şu ki; kitap finaline az kaldı. Ve ben kitaplarımdan birini hayırlısıyla bitirmek istiyorum artık. Hani bazı anlar olur ya, bir anda her şeyi silip atmak ve her şeye sıfırdan başlamak istersiniz. Uzun zamandır bunu yaşıyordum ve doğru düzgün finalini yapabildiğim bir kitabım olmadı. Kafamda bitti ama yazıya hiçbir zaman dökemedim.
Ama bu sefer bu olmayacak, izin vermeyeceğim.
Yağmurun Nefesi'ni asla harcamayacağım ve tam da Yağmurun Nefesi'ne yakışır bir son yazacağım.
*Hikayenin yarıdan çoğunu geçtik bile :)
*Umarım o gün geldiğinde hepiniz yanımda olursunuz ve hep beraber el ele veda ederiz onlara
*Her şey için teşekkür ederim. Hayalet okuyucular da dahil. Bölümlere tıklanma kazandırmanız bile bana emeğimin karşılığını veren bir nimet çünkü
*İyi okumalar dilerim 💕✨
Küllerimizden yeniden doğmaya...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Ruhun azap içindeyken kalbin misk eyleyemez."
***
Feridun Düzağaç - Alev Alev
Andrea Bonini - The Shoot Out
***
35. Bölüm
Gök gürültüsü.
Şimşek çaktığında saniyelik bir aydınlanma oldu İstanbul'da. Bu zifiri karanlık evin içerisi bir anlığına aydınlandı ve hemen sonra geri söndü. Yüzüm aydınlandı ve hemen sonra yeniden karanlığa gömüldü.
Sokaktan bir patlama sesi geldi. Sokak lambalarından birisinden kırmızı bir ışık fışkırıp söndü. Sönerken bu bölgeyi de karanlığa mahkum etmişti. Mahallenin tüm elektriği kesilirken bu ıssız sokaklar artık daha tehlikeliydi.
Kendime çektiğim bacaklarıma daha sıkı sarıldım ve gözlerimi sımsıkı yumdum. Canım yanıyordu.
Sarı saçları omuzlarına dökülen Barbie bebeğimin pembe elbisesini çıkarmıştım. Mor elbiseyi elime aldım. Bu elbise daha güzeldi. Pembe olan fazla süslüydü ve hoş durmuyordu. Neden siyah Barbie elbisesi yoktu ki? Ya da kırmızı? Mavi? Neden hep pembeydi? Çok sıkılmıştım bu renkten.
