20.

464 28 23
                                    

Başıma en fazla ne gelebilir ki diyorum? Gelmeyen kalmıyor kardeş. Oğuz'a şaşkın ifadeyle baktım. Kızlar şaşırmamıştı ama erkekler şaşırmıştı.

Ulaş gözlerini kıstı. Yalın gözlerini kapatıp açtı.

"Adı üstünde eski sevgili değil mi Mert?"diye sorduğum an kızlar kahkaha atmaya başladı.

Dönüp onlara baktığımda ne var der gibi kafa salladım.

Oğuz'un yüzü düştüğünde,"Oğuz ben, Mert değil."dediginde Ulaş'a baktığımda kaşları düzelmişti. Hayret.

Melih dudaklarını birbirine bastırdı, gülmemek için. Yalın elini ağzını kapatarak gözlerini büyüttü, Arda ise kendine sığınacak bir yer arıyordu, sağa sola bakarak.

"Çok üzgünüm Oğuz. Bu aralar kafam karışık gerçekten, yaptığım hareketi mazur gör."dediğim an, gülümsedi.

Elini omzuma koyarak,"Anlıyorum seni Gül, bana açıklama yapmak zorunda değilsin. Seni gördüğüme sevindim."dediğinde omzundaki elini çektiğinde, Ulaş hala bizi bakıyor olduğu gerçeği ortadaydı.

Yanında hala o kız vardı.

Defne kıza baktığında gülümsedi."Kuzen!"dediği an, dondum.

Kuzen mi? Kumral kızıl saçı vardı ve yüzü ipek gibiydi. Kız Defne'yi gördüğünde sarıldı ve gülümsediler. Ulaş kimseye bakmıyordu, benim dışımda.

Oğuz'a tebessüm ederek,"Umarım mutlu olursun."dediğimde sesim fısıltıyla çıkmıştı.

Oğuz gülümsedi fakat Ulaş'ın ufak gamzeleri gibi çıkmamıştı."Umarım. Umarim sende mutlu olursun."

Oğuz bana el sallayarak gitti. Sanki üstümden yük kalkmıştı ya.

"Vay Erdem,"dedi Yalın, Erdem'le tokalaşırken. "Seni de unutmadım Enes."

Enes gülerek Yalın'la konuşmaya daldı.

Ulaş bugün mavi kot pantolan, beyaz tişörtünü ve siyah deri ceketini giymişti. Boynuna taktığı zincir takılar onda ayrı hava katıyordu. Henüz minik gamzeleri gözükmemişti.

Ordan ayrılarak cafeye oturup garson geldiğinde ise birimiz kahve isterken birimiz buzlu kahve istemişti.

"Nerden tanışıyorsunuz?"diye sordu Defne, altın saçlarını kulağının arkasına kıskırtarak.

Ulaş'ın yerdeki bakışları anında beni bulurken kızlar altan altan tebessüm ediyorlardı. "Ortaokuldan beridir."dediğim an, Arda ağzını O şeklinde yaparak ooo sesler çıkarmaya başladı.

Yalın elinin tersiyle ağzına bir tane patladığında sustu.

"Sakınca yoksa sorabilir miyim?"diye sordu Ulaş'ın kuzeni Öykü.

Gülümsedim."Tabiki de sorabilirsin."

Hevesle gülümsedi. "Nasıl birbirinizi gördüğünüz?"

Gözlerim anında onu buldu. Yüzü tepkisiz olsa da boynundaki damarlar aksini gösteriyordu. Enes ve Erdem başını başka yere çekiyor, arada saate bakıyorlardı.

"Aslında görmekle alakası bile yok. Ona aşık değildim bile. Sadece hoslantı gibi birşeydi, gelip geçici. Okula geç kalmıştım ve okul bahçesinde hızlı koşturuyordum. O an, birine çarptım ve elimdeki okuma kitabım heryere saçıldı  ve o anda, Oğuz'la-"dediğim an, Ulaş oturduğu yerden kalkarak hızla uzaklaştı.

Kaşlarımı çattım. "Ne oldu ki?"

Enes ve Erdem birbirine baktı ve birşey demeden hızla Ulaş'ın peşinden gitti.

GİDERDİ HOŞUMA| TEXTİNG ❦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin