43.

118 9 0
                                    

Baba. Baba olmak zordur, anne olmakta zira. Küçükken beni kurtaracak kişinin babam olduğuna inanırdım. Sonra babam gitti, benim gibi küçük bebekleri kurtardı. Vatan için yasadi, cebinde benim ve annemin yırtık olmuş fotoğrafı duruyordu. Kalbi özlemle doluyor, her evladı, her kadını ve her vatandaşı kurtardığında gözleri küçük kız çocuğuna dalıyor ve kızına benzediğini düşüncesiyle özlemle kalbi harekete geçiriyordu.

Bir fotoğraf vardı onda, bende onlarca vardı babamla, ailemle. Şehit olursa, cebinden sadece yırtık, eskimiş ve yüzümüz kanlı bir fotoğraf çıkacaktı.

Babam sanırdım, tek babam sanırdım. Şimdi babam yoktu, vardı ama şuan yanımda değildi.

Kahramanım da, beni kurturan da Ulaş'tı. Güçlü kollarıyla beni kaldırmış ve kimseye birşey demeden arabaya bindirmişti. Kollarım üşümüş ve elimi kollarıma sürttüğümde Ulaş ısıtıcısı açmıştı bile. Ona döndüm ve yola bile bakmak değil, sadece ona bakmak istiyordum.

"Ulaş."diye seslendim. Ulaş'in ani manevrayla yola çıktığında yutkundu.

"Efendim,"dediğinde hangi ismi diyeceğini bilmediğinden tekrar yutkundu. Sende bi karar ver.

"Gülçehre, benim adım Gülçehre."dediğimde rahat bir nefes verdi. Özgür hissetmem için, elimi vites kolundaki elinin üstüne koydum. Ellerim soğuktu, elleri sıcaktı ve bu yüzden gülümsemiştim.

"Seviyorum seni, sevgilim."dediğimde başını aniden bana çevirmiş ve araba o an durmuştu. Bu anı hareketlerin Gülçehre. Çocuğu öldürecek.

"Gerçekten mi?"dediğinde ilk defa gözlerinde ışık vardı.

Gülerek başımı salladım ve kollarımı kaldırıp ona sarıldım. Dudaklarımı boynuna bastirdim ve öpücük bahşettim. Elleri belimi okşadı ve çıplak bacağımın üşüdüğünde az önce fark etsemde, şuan yanıyordu.

"Bende, seni seviyorum."dediğinde devam etti."Senin için Gülçehre, senin için kötü adam olur, senin için herşeyden vazgeçerim."

Gözlerimi kapattım ve kokusunu bayılarak soludum. Ulaş'ın kucağında yolculuğa çıkmış gözlerimi bi ara kapanmış ve Ulaş geldik sesini duyunca açmıştım.

Benim eve değil, onun evine gelmiştik. Kafam feci derecede ağrıyordu. Birsey demedim ve arabadan indigimiz an, Ulaş çok gecikmeden ani hareketle beni kucağına aldı.

"Bu akşam Gülçehre, beni bambaşka bir adam yaptın."dediğinde sesi fısıltıyla çıkıyordu. Dudak büktüm, büken dudağımı gördü ve sertçe beni öptüğünde ellerim bu ani bekliyormuş gibi boynuna sarıldı. Eve gidiseye kadar beni delice öptü.

Evde ses yoktu. Gülgün hanım uyuyor olmalıydı ya da evde yoktu. Defne desen yoktu.

Ulaş'ın odasına girdiğimde, kokusu etrafımı sardı. Kalbim küt küt atmaya devam ediyor, bacaklarım heyecandan titremeye devam ediyordu. Bu çocuk hiçbir zaman etkisi üzerimden kalmayacaktı.

Odası siyah ve siyah üzerine tasarlanmıştı. Yatağı cift kisilik ve yanında gitar duruyordu. Beni nazikçe yatağına otutturdu ve Ulaş tam karşımda dikildi. Gözlerim yerdeydi ve parmak uçlarıyla çenemi tuttuğunda gözlerim açıldı.

"Beni dinlemeni istiyorum. Fakat bu gecedeki olayı da konuşacağız, şuan o anın içindesin diye aklını baska yere çekmeye çalışacağım."dediğinde başımı salladım ve uysal kedi gibi yanına kıvrıldım. Ulaş bana yaklaştı ve elini başımın arkasını tutarak kafamı yatağa koydu nazikçe. Saçlarım yatağına serilmiş, benim üzerimdeydi. Ona güveniyorum, yanlış birşey yapmayacağını biliyordum.

GİDERDİ HOŞUMA| TEXTİNG ❦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin