47.

108 12 2
                                    

Buket İnci.

Hayata bir zaman başlamak gerekiyordu. Kitaplar olsun, kahve içmek olsun. Onun yüzünden ne kahve içebiliyor, ne de kitap okuyordum. Onun kokusu olduğu sürece, ellerim kalbimi de kazasa da, bütün hevesle Onun gelmesini beklesem bile o bana gelmeyecekti.

O böyleydi, kabul etmek gerekti bir zamana kadar. Enes korkaklık oynuyordu ya da aşkımın karşılığı yoktu. Bana aşık değildi ama ben, ona deliler gibi seviyor, istese bile onu kalbimden atamaz hale gelmiştim.

Hep arkaya atılan, hor görülen ve dediklerim hiçbir zaman önemsenmemişti. Enes'in beni sevmiyor oluşu, belki de bir başkasını seviyor oluşu, yara olmuş kalbimin bilincimin açık oluşuyla iğnenin kalbime dökmesi gibiydi.

Gözümden akan yaşlarımı elimin tersiyle sildim ve bana bakan adama bağırarak şarkıyı söylemeye başladım.

"Siyah beyaz bir adamdı
Hayalimdeki resim
Kadehimi fırlattım yüzüne
Kızgınım hiç gelmeyişine
Bilmeyişine, hissetmeyişine."dediğimde etraftaki herkes dikkatle dinliyor ve elim kalbime dokunmuş, gözlerimi kapatmıştım.

"Sen or'da yoksun
Çağırdığımda
Susuzluğumda, açlığımda
Sen or'da yoksun."dediğimde devam ettim ve gözlerimi açtım. "Koşsam, sarılsam Tutunsam yoksun
Ruhumun kara boşluğunda
Sen or'da yoksun."

Şarkıyı söyleyen devam ederken gözlerimden akan yaşlar, orda hıçkıra hıçkıra ağlamamı sağlayacaktı. O burda değildi? Neden burda değildi?

Enes Vural'ın gözleri beni yıkmak için  vardı. O bana baktıkça kalbim eziliyor ve ayağa kalkamıyordum. Kızlardan birisinin Enes'i sürdüğünü görünce şarkı bitmişti ve sahneden ayrılmak üzereydim. Herkes bana hayranlıkla bakıyor ve ıslık, alkışlamaya devam ediyorlardı.

Sarı saçları, ipek gibiydi. Yüzünde makyaj yoktu diye düşünüyordum, çünkü yüzü bebek gibiydi. İyi bir fiziği vardı ve yüzünde sivilceleri bile yoktu. Kalp atış seslerim heyecandan değil, kırık sesleri yüzünden, endişelerim yüzünden atmaya başladı.

Anlamıyorsunuz beni. Onu çok seviyordum, o kadar seviyordum ki, onunla kendimi de seviyordum.

Gözlerimi yumdum ve Enes'in bana değil, o kıza bakma ihtimalini düşünmeden kızlara birşey demeden ordan ayrıldım. Nefes nefesiydim sanki. Birden birisine çarptığında onu bekledim fakat o değildi.

Kaşları bir adet çatmış, başka bir erkekti. "İyi misin?"diye sorduğunda başımı iki yana sallayarak kusura bakmamasi gerektiğini söyleyerek dışarı çıktım ve arka bahçesine geçip merdivene oturdum.

Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes almaya başladım. Belki de artık pes etmem lazımdı, belki de bitirmem gerekiyordu kalbimde. Birden yanıma oturan kişi yüzünden irkildim ve o kişiye baktım. Ona çarptığım çocuktu.

"Kusura bakma lütfen."dediğimde bosver der gibi gülümsedi.

"Seni buraya atan da kim?"dediğinde derin bir nefes alıp verdim.

"Sevdiğim."dediğim an, güldü.

"Anladım. Peki açıldığın için mi bu haldesin yoksa ayrıldınız mı?"diye sorduğunda gözlerimi kapatıp açtım.

"Açılmadım, daha doğru açılmamı izin vermedi."dediğimde başını sallamış ve elini bana uzattiginda sadece baktım.

"Ufuk ben."dediğinde basimi sallamış arkadaşça elini sıkıp,"Buket."demiş ve oturduğum merdivenlerden kalkmışım.

GİDERDİ HOŞUMA| TEXTİNG ❦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin