Buket İnci. (Sabahki konuşma)
Okula gelmiş dersin bitmesini bekliyorum. Çok sıkıcı bir dersin içerisindeydim. Tam o sırada zil çaldığında sevinçten çığlık atacaktım lakin tuttum kendimi. Bir an önce kantine inip kahve almalıydım.
Enes ile sevgili olalı henüz 3 gün olmuştu ve bu 3 gün içerisinde ilişkimiz çok iyi gidiyordu. O koreoke olayı bana supriz olmuştu ve Enes'in boylr bir şey yapacağını düşünmezdim.
Neyse, sonuçta sevgiliydik. Koridorda yürürken diğerleri lavobaya gitmek istediği için ben direk kantine gidiyordum. Bir anda birisi tarafından kolunu omzuma koyduğunda irkildim.
"Benim güzel sevgilim."dediğinde, içime su serpildi."Hem kim sana böyle yapabilir ki ben varken?"
Gülümsedim."Özellikle kıskanç olduğunda tatlı oluyorsun."
Kaşlarını çattı."Öyle diyorsun?"
Gülerek başımı salladığımda güldü ve kantine girdiğimiz anda, beni masaya götürerek kendisi kahve almak için birde kendisini içecek almak için gitmişti.
Başımı başka yere çevirdiğimde herkesi izliyordum. Çok uzun süre bakmayıp tekrar Enes'in geldiği yöne baktım ve Enes'in elinde iki tane kahveyle gelirken gördüm.
Ağzım soka açıldı. Enes yanıma gelip oturdu ve sağ elindeki kahveyi bana diğer kahveyi de kendine sakladı.
"Sen kahve sevmezsin ki."dediğim an, deniz gözleri beni buldu.
Gözlerini kıstı lakin mavi denizleri sakindi."Evet, sevmiyorum."dediğinde derin bir nefes alıp verdi. "Ama sen seviyorsun diye, senin için içeceğim."
Enes kahve sevmezdi. Bazen içtikleri olurdu lakin yüzünü buruşturdu ve bunu hiç bir zaman anlamamıştım.
"Hep o içtiğin kahveler nedendi? Neden bile isteye ya da zorla o kahvelerden içtin ki?"diye sordum ve cevabını sabırsızlıkla bekledim.
Diliyle dudaklarını yaladı."Sana eşlik etmek içindi, sevgilim."dediğinde devam etti."Sen kahve içtiğinde sanki dünyanın en güzel yerine gitmiş gibi ya da en güzel hissayetı hissetmiş gibi hissediyorsun."Derin bir nefes alıp verdi."Tüm bu olanlar senin için bebeğim. Biliyorum kendimi senden uzakta tuttum ama karşındayım, burdayım."
Sözleri öyle güzeldi ki ve beni anlıyor oluşu bile onu tekrardan sevmemden geçiyordu.
Kahveden içtiğinde, benim sevdiğim kahveden içtiğini ve her zamam benimle içiyor oluşu bile heyecanlanmama sebep oluyordu.
"Yani ne zamandır devam ediyor?"diye saçma sapan cümle kurdum. Enes kaşlarını çatarak,"Ne, ne zamandır sevgilim?"dediğinde önünde eriyecektim.
Sevgilim.
Yutkundum."Ne zamandan beridir bana aşıksın yani?"dediğimde başını yere eğerek güldüğünde kalbim, bu hareket karşında hızlandı.
"Hoşlanıyordum, şarkı yazma zamanlarında. Sonra seni o adamla görünce-"diyeceği esnada dilime hakim olamadım.
"Murat."dediğim an, kaşlarını çattı. "Adını nerden biliyorsun demeyeceğim, biliyorum tanıştınız. Bu arada hayırdır?"dediğinde göz başını sallayarak göz kırptı.
Gülümsedim."Enes beni yanlış anlamanı istemem. Murat benim çocukluk arkadaşım ve ben, hiçbir zaman çocukluk arkadaşıma aşık olan birisi olmadım. Benim sevdiğim ve aşık olduğum adam tam karşımda duruyor."diyerek konuştum. Ben her zamam net olmayı ve lafı dolandırmadan konuşmayı tercih ederdim. Kıskanmış olabilirdi lakin bende kıskanıyorum ona bakılırsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİDERDİ HOŞUMA| TEXTİNG ❦
Teen FictionSiz: Gerçekten artık yetti. Siz: Bana bunları söylemezsin. Siz: Seni seviyorum diye bunları bana söylemezsin. Siz: kalbimde hükmünü sürdürüyorsun diye, bana bunları diyemezsin. Siz: Hoşlandığım adamsın diye sana öfkeli olmayacağım anlamına gelmiyor...