23.

406 25 17
                                    

Onu sevmeyi hiçbir zaman bırakmamıştım. Ben bile bazen şaşırıyorum.

Oni sevmek için nelerden vazgectim? Aşk sevmek veya beğenmekle olmuyordu.

Ruhu ruhumaydı. Onu öyle çok gördüm ki, bunu sizde şaşırdınız. Onu öyle çok sevdim ki bu sevmeğin dışında oldu.

Yağmur yağmaya devam ediyordu ve ben Ulaş'ı öpüyordum. Belki beni şuan itebilirdi ve ben yere düşer üzülürdüm. O an öyle çok utanacaktım ki ama asla yaptığıma pişman olmayacaktım.

Ulaş bana karşılık verdiğinde nazikti öpüşümüz. Kalbim ona bağlandı, kördüğüm.

Arkadaşlarımızın bize baktığını biliyordum ve ıslık seslerini bile duyuyordum. Ulaş'ın boyu uzun olduğu için ayak parmak uçlarımla boynumu onunla hizzalamış, ellerimi onun sıcak yanağına koymuş ve onunda elleri giymiş olduğum çeketten bile sıcaklığını hissediyordum. Saçlarım ıslanmış ve yüzüme yapışmıştı, Ulaş'ın ise alnına dökülmüştü saçları. Yine o yeşil gözlerini açsa, gözleri gözlerimle buluşsa ben yine nefret ettiğim dünyaya doğardım, sırf o var diye.

Birbirimizden ayrıldığımızda sonunda o yeşil gözlerini açtığında, kalbim yesillerini gördüğü an atmaya başladı. Ellerim terledi, kayıp düşeceğim sandım fakat parmaklarım siyah tişörtünü kavramıştı ayrıca elleri belime sarısıydı. Yani düşmem imkansızdı.

Yine o güzel lanet gamzeleri göründüğünde,"Oğlum gülme, kalbim iyi değil"dememek için kendimi zor tuttum. Aradaki gerilimi dağıtmak için,"Anladin demi beni? Yani beni burda bırakıp gitmeyeceksin değil mi? Beni burda bırakıp gidersen çok kötü şeyler olur bak haberin olsun."dememle kafasını geriye atarak güldü.

"Kötü şeyler derken? Ne gibi kötü şeyler olacakmış bakalım?"diye sordu yesilleri üstümdeyken.

Boğazım kurudu."Bedudua ederim. Hemde bensizlik bedduası."dediğimde şaşkınlıkla gözlerini açtı.

Elleri belimi okşadı."Nasıl olacakmış o?"

Düşünüyormuş gibi yaparak gözlerimi kıstım."Yani sana beddua ederek seni bensiz bırakacağım."

Tebessüm ederek,"Sensiz bir dünya mı? Kalsın. Sensiz bir dünya değil, bir evren istemiyorum."

Aniden gülümsedim. Sözleri öyle tatlıydı ki beni gerçekten kendisine düşünüyordu. Kalbim onun yüzünden yaşıyordu.

"Ya öyle mi gerçekten?"diye sordum kafamı sallayarak.

Başını sallayarak güldü."Gerçekten öyle diyorum."

Kafamı göğsüne koyarak kalbini dinledim. Gerçekten hızlı atıyordu, gülümsedim. Birinin beni sevmesini imkansız diye bilirdim. Yani sevmek değil, yanımdan bile geçmeyeceğini düşünürdüm.

"Hop!"diye Arda bağırdığında, bizimkiler gülerek yanımıza geldi. Onları görünce aniden gelen utanma hissi yanaklarımı kızarmıştı.

Ulaş'a sarılmayı bırakıp aniden uzaklaştım. Ulaş ne olduğunu anlamadan bana saşkınca baktı. "Evet arkadaşlar! Kaldığımız yerden devam ediyoruz, evet sanırım burda gidiyorduk."dediğimde adımlarım elimle gösterdiğim yerden doğru ilerledi. Bizimkilerin gülme sesleri geldiğinde adımlarım durdu.

Aniden arkamı döndüğümde gülme sesleri kesildi. Elimle direk Ulaş'ı ve gülen arkadaşlarımı gösterdim."Eğer benimle dalga geçersiniz, sizi bensizlik bedduası edeceğim."

Ulaş aniden güldü sonra benim yüzümü görünce sustu. "Sen hala gülüyor musun Popüler çocuk?"

Elinle ağzını kapatarak sustuğumu belirten isretle gözlerini açıp kapattı. Arkadaşlarımda şaşkın bir şekilde Ulaş'a bakarken en çok şaşıran Derya oldu. Şahsen abisin yaptığı davranışa ağzı açılmış şaşkın kediler gibi abisini izliyordu.

GİDERDİ HOŞUMA| TEXTİNG ❦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin