Buket İnci.
Hayatımın belirli süreçlerinde kendime şans verdim. Kimseyi incitmek istemedim, kırmak en son isteyeceğim şey bile değildi. Bir kalbi yıkmak adlandıramayacağım, süresi bile fazla olan suç yılıydı benim için. O kalbi kırdığınız da eskisi gibi olamazdı. Kalp kırıldığında, içindeki aşk kırmızısı bardaktan boşalırcasına taşardı. Bu da büs bütün sen doldum anlamına gelen, yani kendimce düşündüğüm birşeydi.
Hiçbir zaman kendimi ön plana sokmadım, istemedim bile. Sadece o normal kız olmak, istediğim şeyleri yapmak istedim. Kahve içmek, kızlarla takılmak ve kitap okumak gibi.
O gördüğünüz masallardaki gibi bir aşk istemek gibiydi. Kitap sipariş ettiğimde ve sipariş durumuna bakmaktan ellerim, kollarım bazen se bakmaktan kafam bile yorulurdu.
Aşk sadece doğru kişiyi bulduktan sonra aşk'tı.
"İşte kanka, yazdım Erdem'e."dediğinde yaşamla atan kalbim korkuyla atmaya başlamıştı. Gözlerimi kapatmadım bunu istemedim.
Biliyordum, Erdem'in Sevda'yı seçeceğini.
"Ne!"diye tepki verdi Gülçehre. "Ne dedi peki? Kendi hesabından mi attın yoksa anonim olarak mı?"diye sorduğunda sadece Sevda'ya bakıyordum.
Parmaklarımı sıkmaktan terlemiş ve kalbim korkuyla atmaktan felç geçirecekti.
"Anonim olarak yazdım. Gerçekten kendi hesabından yazacak yüzüm yok şuan."dediğinde yüzünde güller açıyordu.
Gülçehre kaşlarını çattı."Cevap yazdı mı?"diye sorduğunda parmaklarım durdu.
Başını hevesle salladı."İlk başta kimsin falan sordu, sonra konuşma başladık zaten."
Gülçehre gülümsedi fakat bu gülümse çok uzaktı. Buruk gülümseme gibiydi. Bir anda Gülçehre ile gözgöze geldigimi anda, sandalye çekilmiş ve Ulaş Gülçehre'nin yanına oturmuştu. Gülçehre Ulaş'ı gördüğü an yüzü güldü ve gülümsedi. Gülçehre'm benim. En iyisi hak ediyorsun, güzelim benim.
Herkes geldikten sonra Defne saçlarını geriye atarak abisine baktı."Abi sana birşey soracağım."dediğinde Gülçehre'ye bakan Ulaş, kardeşine baktı.
"Sor abiciğim."dediğinde Defne gülümsedi zaferle.
"Resmini bize gösterecek misin?"dediğinde Ulaş durdu ve Gülçehre'ye baktı. Buna henüz hazır değildi sanırım.
"Henüz değil, Defne." Defne başını salladı anlayışla.
O an onunla gözgöze geldim. Enes Varol. Çocuğa ayıp olucaktı ama kararımdan vazgçemedim. Benim için değildi belki ama onun için olabilirdi.
Kimsenin üzülmesini istemezdim.
Zil çaldığında herkes sınıfa geçmiş ve hocanın gelmesiyle yoklama alınmaya başlamıştı.
🦋
Okuldan çıktığımda yağmur yağmaya devam ediyordu. Evde olmak vardı şuan, neyse eve gidiyorum zaten. Spor ayakkabılarım çamur olmuş, montum sırılsıklam olmuştu. Başım eğik eve gidiyor ve bir an önce kahve yapmak için can atıyordum. Yağmur yağarken kitap okumak kadar güzel birşey yoktu. Telefonun çalmasıyla kurak yere geçip gelen aramayı açtım.
"Efendim?"dediğimde, karşında şok olmuş gözlerle soğuk hava öylece baktım.
"Karşıya bak."dediğinde baktığımda, ordaydı. Montuna sarılmış elinde telefon ve diğer eli cebindeydi. Atkı sarmıstı ve ona yakışmıştı.
Karşıdan gelen arabalara bakıp öyle geçtim ve tam karşında, yağmur yağıyor olduğu halde bekledim.
"Eee aradın beni ne oldu?"diye sorduğumda, gözleri gözlerime arayışa çıkmışa benziyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİDERDİ HOŞUMA| TEXTİNG ❦
Ficção AdolescenteSiz: Gerçekten artık yetti. Siz: Bana bunları söylemezsin. Siz: Seni seviyorum diye bunları bana söylemezsin. Siz: kalbimde hükmünü sürdürüyorsun diye, bana bunları diyemezsin. Siz: Hoşlandığım adamsın diye sana öfkeli olmayacağım anlamına gelmiyor...