Kuşlar bile özgürken insanlar neden değildi? Herkesin derin yarası, kanayan karalar yer alıyordu. Gözlerimin içindeki her ne varsa atılsın ve gitsin. Elbet yaralar iyileşirdi fakat yaraya tuz basarsan, tahriş olurdu.
Bugün hep birlikte arkadaşlarla çiftliğe gidecektik okul çıkışı. Okuldan bugün erkek çıkmıştık zaten, Ulaş'a baktım.
Ulaş yanımdaydı, daha ne isterdim? Babamda olsaydı olurdu ama o başka çocukları, başka babaları, anaları koruyordu.
"Bakalım bizi orda ne bekliyor?"diye fısıldadı Ulaş, gülümsedim.
"Bakalım."
Hep beraber arabaya binmiş gidiyorduk. Çok isterdim r6'yla ama mecburdum. Araba son sürat giderken canım sıkılmaması için kulaklığımı yanımda getirmiştim. İki araba gidiyorduk bu arada. Kulaklığımı takıp Yaşlı amca- Hoşuma giderdi açtım. Birazdan bu şarkıyı dinlediğimde pelte gibi olacaktım. Bu şarkı bizim devrimimizdi, bizimdi.
"Bakıyorum şarkıyı dinlemeye başlamışsınız?"diye sordu Ulaş, beni biraz daha kendine çekerek. Gülümseyip başımı salladım ve o dinlesin diye kulaklığımın tekini ona verdim, uzattığım kulaklığı aldı, taktı.
Şarkı başladığında an, gözlerindeki mimikler ve gözbebekleri büyüdü. Gülümsediğinde gamzeleri de gözüktürmüştü, bu kalbimin etrafında defalarca kez dönmeme neden oldu.
"Defalarca kez Gülçehre, bu şarkıyı tek başıma dinlememe rağmen, senin yanındaki hissayati vermiyor."
Bana bakışları olsun, söylemleri olsun beni nasıl kendine düşüreceĝini biliyordu ve zaafım olduğunu ayrıca biliyordu.
Ona gülümsedim ve yanaşıp şarkıyı dinlemeye devam ettik, yol boyunca.
Arkadaşlarımız ise uzunca bir süre konuşmak değil, şarkı dinlemek istiyordum.
💌
Çiftliğe geldiğimiz an araba durdu ve ilk arabadan inen tabiki de Sevda oldu. Sevda buralara geleceğime heyecanla olmakla birlikte kalbi sökülürcesine birde Erdem'in gelişine seviniyordu.
Sevda elini ceplerine soktu ve konuştu. "Burda yaşlı bir amcamız kalıyor o bakıyor atlara. Kendisi biraz huysuzdur bakmayın ona olur mu?"dediğinde başımızı sallamış ileri yani Sevda'nın adımlarına uymuştuk. Ulaş'la elele tutuştuğumuzda birlikte gülümsedik. Ah o orman gözler ve çukur gamzler!
Arda gülüp ortama bakıyor, Öykü ise telefonun birisiyle mesajlaşıyordu. Defne ve Melih ise birbirlerinin bellerine sarılmış birlikte gülerek konuşuyordu.
Yaman ise Arda'nın yanına gitmiş, Arda'yla kavga ediyordu fakat bu kavga denilmeyecek kadar tatlıydı. Enes ve Erdem ise Sevda'nın adımlarına uyuyordu. Buket ise özelikle başka birilerinden kaçıyordu, bunu onun gözlerinde anlamıştım.
Fakat o bana gelmeden ben ona gidemezdim. Duygularının ne olduğunu bilmeden ve benim yaptığım hatadan sonra olmaması lazımdı.
Sevda sevinçle konuştu."Niyazi amca biz geldik."dedi arka taraftan girdiğimiz zaman. İneklerin sesleri, horozlar sesleri geliyordu. Ve birde At.
Niyazi amca diye bildiğim adam, Sevda'yı görünce sevinçle bağırdı."Boncuk kızım benim."
Boncuk kız. Sevda'nın gerçekten de boncuk gözleri vardı, yeşil yeşil. Fakat Ulaş'ın gözleri orman gibiydi. Sevda'nın yaprak yeşili, açık yeşil gibiydi.
"Ha bunlar kimdur?"dediğinde Arda gülmemek için kendini sıktı.
Sevda hepimizi tanıştığında yaşlı amca bana sonra da Buket'e baktı. Sonra erkeklere baktığında yutkunduk.
"De haydii."diye bağırınca irkildik. Arda ve Erdem eliyle ağzını başparmağını koyarak yukarı kaktırdı. Hepimiz atların olduğu bölgeye geldiğimizde beyaz bir at gördüm. O kadar güzeldi ki, kelimler anlatılmazdı.
Ulaş benim nereye baktığımı gördüğünde gülümsedi."Beyaz ata mi binmek istiyorsun?"
Gülümsedim."Evet."
Başını salladı ve hepimiz atların başına geçtiğimizde Arda atla konuşuyor, Erdem Niyazi amcayla atlar ilgili sorular soruyor, Öykü atla birlikte fotoğraf çekiyor, Enes ile Yaman ise atlara top tip bakıyor, Buket ve Sevda gülerek atlara binmeye çalışıyorlardı.
Hepimiz sonunda bindiğimizde ve yüzümüzde gülümseme oluştu. Ulaş bana gözkırptı ve sanki çok normal birseymis gibi atı kolayca sürmeye başladı. Ağzım açık ina baktım. Nasıl ya? Biliyor muydu? Bu çocuğun bilmediği birşey varmıydı acaba?
Buket saçlarını geriye doğru attığında, Sevda Erdem'e bakıyordu. Tam o saniyesinde Enes, üçüne de aynı anda bakmıştı. Kaşlarımı çattım, burda ne oluyordu?
"Hadi oğlum benim." Arda atla konuşuyordu fakat at hareket bile etmiyordu. Yaman güldüğünde birden, Yaman'ın atı kişnemeye başladı. Herkes gülmeye başladı.
Arda öylece olduğu yerde dururken, Yaman'ın atı kisneye başladı.
"Yaman ve Arda diye tahmin ediyorum evladım. Sizin atınız ikiz. Sanırım atları karıştırdınız."dediğinde daha çok güldüm. Yaman ve Arda'nın atı karışmıştı. Çünkü ikisi de atlarla konuşmuş ve kendilerini atlatmış, at kimi dinler, severse o kazancaktı.
Belli ki kazanan yoktu. Birden Yaman'ın atı göğe kalktığında Yaman ata sıkıca sarıldı ve küfür etmeye başladı. "Ananı cebine git at emi! Ananın cebi, babamın cebine git! Ay hoşt ya!"
Gülmekten karnım ağrıdığında benimle birlikte herkes gülüyordu.
Yaman gözlerini yumdu fakat sarsılıyordu."Sizinle sonra hesaplaşçaz. Şimdi alın beni burdan!"
Sonunda Yağız atın tepesinden indiğinde çocuğun ayakları titriyordu. Alnından terler akıyordu. Allahtan birşey olmamıştı buna da şükür. Atlar sonunda kendi yerine gittiğinde Sevda hala gülüyordu.
"Gülme ya!"dedi Yaman, Sevda kafasını hayır anlamında salladı.
"Olmaz. Bulmuşum komik olayı unutur muyum?"diye sorduğunda Yaman hızlı hızlı kafasını salladı.
O an birşey oldu. Çok kötü, sadece benim gördüğüm belki de.
Sevda gülerken, Erdem ona bakıyordu. Bu bakışlar Melih'in bana baktığı baskılar değildi, Ulaş'ın bana baktığı bakışlardı.
Aşk'la.
Buket bu baskısı gördü mu bilmiyorum. Sanırım artık iki kız kardeşim de, bir erkekten hoşlanıyordu.
Sıçtık.
Bölümün Sonu>
Evet. Açıklamam gerekirse, Gülçehre orda dediği şey şu. "Bu bakışlar Melih'in bana baktigi baskılar değil, Ulaş'ın bana baktığı bakışlar."
Geçmişte Melih ona arkadaşça baktı ve hala da öyle bakıyor. Ulaş ise ona hiçbir zaman arkadaşça bakmadı, Gulcehre ve Ulaş sevgili olmadan önce bile. Gülçehre Ulaş'ın varlığını bilmiyordu sadece ismini biliyordu. Sonradan karşısına çıktı Ulaş.
Yani Gülçehre değil, Ulaş sayesinde herşey. Gülçehre sadece numarasını eksik yazdı hepsi bu kadar.
Ulaş gibi;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİDERDİ HOŞUMA| TEXTİNG ❦
Ficção AdolescenteSiz: Gerçekten artık yetti. Siz: Bana bunları söylemezsin. Siz: Seni seviyorum diye bunları bana söylemezsin. Siz: kalbimde hükmünü sürdürüyorsun diye, bana bunları diyemezsin. Siz: Hoşlandığım adamsın diye sana öfkeli olmayacağım anlamına gelmiyor...