4. Bölüm

4.5K 256 122
                                    

Bu bölümü kitabıma en başından beri yoğun ilgi ve destek gösteren canım okurum eylzl129 ithaf ediyorum.


❄️❄️❄️❄️

Sabah uyandığım da günler sonra bu kadar sıcak ve rahat yattığımı hissediyordum. Normalde hareket edip ısınabilmek için yataktan hemen çıkardım ama şimdi bu sıcaklıktan ayrılmak istemiyordum.

Başımı hareket ettirip gözlerimi araladım. Kafamı yukarı kaldırınca derin uykuda olan Asafı gördüm. Kafası sola doğru yatmıştı.

Gece ben uyuya kaldıktan sonra bizi bu konuma o getirmiş olmalıydı.

Onu uyandırmadan kalkmaya çalışsam da belime sıkı sıkı sardığı kollarından bir türlü çıkamıyordum. Pes edip ofladım.

"Asaf. Asaf. Uyanır mısın? Kalkmam gerekiyor. Kahvaltı hazırlayacağım."

Kısık sesle korkutmadan uyandırmak istiyordum ama gözlerini bir türlü açmıyordu.

Parmak ucumla omzundan dürtüklemeye başladım. Bir yandan da kısık sesle seslenmeye devam ettim.

"Asaf. Uyan hadii. Asaf." hala tek bir tepki bile vermeyen kocama sinirlenmeye başlamıştım. Bir insanın uykusu nasıl bu kadar ağır olabilirdi.

Burnunu ve ağzını iki elimle kapatıp nefessiz kalınca mecbur uyanacağını düşündüm.

1 dakikadan fazla süre nefes almadan durması vücuduma büyük bir panik dalgası yaydı.

"Asaf? Asaf. Uyansana. Asaf. Öldün mü yoksa? Uyurken nefessiz kalırsan uyanırsın sandım ben. Asaf?"

Omuzlarından destek alıp bedenimi üzerinde yukarı kaydırdım. Elimle burnundan nefes alıp almadığını kontrol ediyordum ama yoktu.

Nefes almıyordu. "Asaf!" yüksek sesle seslenip karnının üzerine oturdum. Başımı yüzüne yaklaştırıp belki yanılmışımdır diye tekrrar nefes alıp almadığını kontrol ettim.

Yoktu işte. Nefes almıyordu. "Asaf! Özür dilerim. Uyan nolur. Asaf. Benim aklıma gelmedi böyle olacağı. Nolur Asaf. Uyan! Bırakma beni yalvarırım."

Gözlerimden akan yaşlarla omuzlarından sarsmaya başladım. Ağzımdan kaçan hıçkırık ile Asafın gözleri bir nda açıldı.

"Asaf!" mutlulukla boynuna sarılıp göz yaşı dökmeye devam ettim. "Özür dilerim. Öldün sandım. Beni bırakıp gittin sandım Asaf."

Ben hem mutluluk hem pişmanlıkla ağlarken odayı Asafın küçük kahkahaları doldurdu.

"Arkadaşım. Şaka yaptım sanaaa. Ölmedim ki. Nefesimi tuttum sadece. Ağlama." hem gülüyor hemde benim panikten ağladığım konuya şaka diyordu.

Sinirle doğrulup üzerinden kalktım. Yataktan inip kenara katlayıp koyduğum eteğimi ve penyemi giydim. Kalın patikleri de giyip bir sürü örgü bulunan saçlarımı umursamadan ensemde topladım. Baş örtüyü kafama geçirip şekil verdikten sonra yatakta bana tip tip bakan Asafa döndüm.

"Küstüm sana Asaf. Beni çok korkuttun. Bilmeden seni öldürdüm sandım. Nasıl canım yandı biliyor musun? Konuşma benimle. Bugün oyun da oynamayacağım seninle."

Asaf panikle yataktan kalkıp kollarımdan tutarak odadan çıkmamı engellemeye çalışsada itekleyip odadan çıktım.

Ben ona zarar verdim sanarken o benimle dalga geçmişti. Çocukça tavır sergiliyordum ama korkmuştum.

Banyoda elimi yüzümü yıkayıp aşağı kata indim. Mutfağa geçip hızlıca kahvaltı hazırlamaya başladım. Hazırlıkları yaparkende gelen gideni kontrol ederek atıştırdım. Tepsileri hazırlayıp mutfaktan çıktım.

DELİ DİVANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin