6. Bölüm

4.9K 314 139
                                    

Bu bölümümüz bir farklılık olarak ilk defa Asafın bakış açısıyla yazılmıştır. Asafın bu kadar kısa sürede iyileşmesi planlarımda yoktu ama sonra uzatmamaya karar verdim.

Karakterlerimin acı çekmlerini daha fazla istemedim. Bu kitapta acı vermeyen iyileştiren bir aşkı anlatmak istediğim için bundan sonrasında iki larakteriminde yaraları bir bir iyileşecek. Bu süreçte de birbirlerine öyle aşık olacaklar ki mutlulukları kalplerine sığmayacak.

Tabii birde Asafın kıskançlıkları bedenine fazla gelebilir. Çünkü bizim Saremiz çok güzel bir kızzz😁

Daha fazla bilgi vermeden bölüme geçmek istiyorum.


❄️❄️

Asaf Demirer

Arkadaşımı Şaban babamdan ve Gülay annemden korumak istiyordum ama onlar çok korkunçtu. Şaban babam ona karşı durmamdan hiç hoşlanmıyordu.

Kapının kırılıp odaya girmeleri ile arkadaşımın küçük bedenini arkama sakladım ama kafasını merakla yanımdan uzattığı için onun orda olduğunu görmüşlerdi.

Arkadaşım hiç iyi saklambaç oynayamıyordu. Şaban babamın ona söylediği laflar çon kötüydü. Arkadaşıma neden öyle sözler söylediğini anlamamıştım.

Korkuyordum ama bunu belli etmediğimi biliyordum. Ta ki elindeki silahı görene kadar. Silah sanki beynimi patlatacakmış gibi acı vermeye başlamıştı.

Oysa ki biz emreyle tahtadan silahmış gibi yapıp oynardık. O zaman hiç böyle olmuyordu. Vücudumun ne zaman yere yığıldığını anlamasam da beynimde canlanan görüntüler oldukça kötüydü.

Birileri vardı yanımda. Asker kıyafetleri çok güzel görünüyordu. Sonra sesler geldi. Aralarında arkadaşımın sesini de duymuştum ama sesler o kadar fazla ve korkutucuydu ki kaçmak istiyordum.

Beynimi susturmak içine elimle başımı sıkıyordum ama fayda etmiyordu. Silahlar, askerler...

"Komutanım. "

Komutanım diye bağırıyordum birine ama cevap vermiyordu. Üzerindeki asker kıyafetinde bir sürü delik vardı. Kıyafetin rengi yeşil değil kırmızıydı artık.

Başkaları daha vardı ve onlarında kıyafetleri kırmızı olmuştu. Sanki ruhum bedenimden çıkmış gibi kendimi uzaktan görmeye başladım.

Çadırlar vardı. Yüzleri kapalı bir sürü adamlar vardı. Ellerinde ki büyük silahlarla ateş ediyorlardı ama bu bir oyun değildi. Gerçekten ateş ediyorlardı ve mermiler gerçekten delip geçiyordu bedenleri.

Her yer kan kokuyordu. Kendi bedenimi gördüğümdeyse oldukça kötüydü. Benimde üzerimde asker kıyafeti vardı.

Bunlar ne zaman yaşanmıştı ki. Uyuya kaldımda rüyamı görüyordum yoksa.

Ama bu acı rüya olamazdı ki. Başım çatlayacak gibi sızlıyordu. Kalbim sanki alnımda atıyordu.

Yüzleri kapalı adamlar benim gibi asker kıyafetli adamları üst üste yığmaya başladı. Benim bedenimi de sürüklediler ama onların yanına koymadılar.

Bacağımdan, kolumdan ve karnımdan kan akıyordu. Yüzümde de yaralar vardı. Çöpmüşüm gibi kenara fırlatıp bıraktılar bedenimi.

Sonra sanki başka rüyaya geçmiş gibi oldum. Küçük ama pis kokan bir yerdeydim. Karşımda biri vardı ve yüzüme yumruk atıyordu.

Bir şeyler soruyordu ama dediklerini anlayamıyordum. Üzerindeki Kıyafetin önünde sallanan bıçağı çıkarıyordu. Sonra hırsla bacağımın üstüne saplıyordu.

DELİ DİVANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin