14

4.1K 297 98
                                    

hoşgeldinixzzz .. oy vermeyi ve satır arasında kitabı şenlendirmeyi unutmayın lütfennn 💗💗



————

"Bir askeri personelin birinci dereceden yakını olabilmek için tek bir seçeneğin kaldı. O da bir askerle evlenip asker eşi olman. Seni bu sebeple sorguya soktuk. Üstlerimiz olumlu bir cevap verdiler. Bir asker ile evlenmeye sicilinin uygun olduğu kararına vardık. Bu yüzden can güvenliğin için bir an önce seni evlendirmemiz gerekiyor."

Şok içerisinde odanın içindeki üç erkeğe de tek tek bakarken kekeleyerek "Anlamadım?" dedim.

Babam bir elimi tuttu. "Formaliteden bir evlilik olacak Defne," dedi. "Seni daha iyi koruyabilmemiz için gerekli."

"Gidecek miyim?" dedim aklımdaki ilk soru dudaklarımdan dökülürken. "Sizden uzaklaşacak mıyım?"

"Evet, Ankara'ya yerleşeceksiniz?"

Ellerimi sinirle saçlarımdan geçirirken içimdeki öfkeyi bu ortama kusmamak için kendimi çok zor tutuyordum. Bok gibi bir durumun içine girmiştik. Eğer o sorgunun böyle bir amacı olduğunu bilseydim asla ama asla o sorguya girmez, o cevapları vermezdim. Şimdiyse her şey sarpa sarmıştı. Üstelik öfkemi doyasıya kusamıyordum çünkü babamın ne kadar çaresiz olduğunu ve her şeyi beni korumak için yaptığının farkındaydım ve onu üzmek şu dünyada isteyeceğim son şey olabilirdi.

"Yani," dedim mırıltıyla. "Evleneceğim kişi mi korumam olacak?"

"Hayır," dedi Kazım komutan. "Bu ne yazık ki etik olarak da kural olarak da mümkün değil. Bekir Ankara'da çalışmaya devam edecek. Sana da özel bir koruma atayacağız."

"Anlamadım," dedim başımı iki yana sallayıp. "Bekir ne alaka şimdi?" Gözlerimi sabahtan beri tek bir kelime etmeden yanımızda oturan Bekir'e çevirdim. Onun da gergin bir şekilde oturduğunu gördüm. Tekrardan, "Bekir nereden çıktı?" dedim soruma cevap alamayınca.

"Bekir'le evleneceksin, Defne." dedi babam. "Ondan başkasına güvenemeyiz şu anda."

///////

Gözyaşlarım belli olmasın diye kafamı iyice sağa çevirip yolu izliyormuş gibi yapmaya devam ettim. Her şey düzeldi derken bir şeyler hep boka ben sarmak zorunda mıydı? Hayatım sürekli olarak başa dönüp duran bir döngü içindeymiş gibi hissediyordum.

Babandan kurtul. Eskişehir'e kaçıp okumaya başla. Baban seni tehdit etsin ve Şırnak'a gidip saklanmak zorunda kal. Babandan kurtul. Eskişehir'e gidip okuluna devam et. Babanın dostları gelip seni tehdit etsin. Şırnak'a gidip saklanmak zorunda kal.

Gerçekten artık kafayı yiyecek durumdaydım. Her şey çok hızlı gelişmişti. İlk Şırnak'a gelişim, Bekir'le tanışmam, ne yazık ki başıma gelen birtakım olaylar ve Bekir'in hain olduğuma inanıp bana sarf ettiği o çirkin sözler, ardından Eskişehir'e dönüşüm, orada Talip baba ve Ayşe anne ile bir aile olmamız, tekrardan Şırnak'a dönüşümüz, yine başıma gelen birtakım olaylar ve Bekir için iki kişiyi arabayla ezmem, Bekir'le evlenmem ve Şırnak'ı şu an terk ediyor oluşumuz...

Kazım komutan, babam ve Bekir'le yaptığımız toplantıdan sonra eve gelmiş, saatlerce annemin kucağında ağlamıştım. Hiçbir yere gitmek istemiyordum, Bekir'in yanında bulunmak istemiyordum, annemi bırakmak istemiyordum ama lanet olsun ki aynı zamanda yanlarında kalırsam günün birinde onlara zarar vereceğimi de biliyordum. Bu sebepten solayı da ne kadar içim almasa da toplantıda bana denilen her şeyi yapmak zorundaydım.

Bu yüzden gece sabaha kadar annemle ağlaştıktan sonra sabah ilk iş Bekir ile sağlık raporu almaya çıkmıştık. Araya sokulan bir sürü rütbeli insandan sonra raporlarımız hızlıca çıkmıştı ve akşam saatlerine doğru nikahımız kıyılmıştı. Tüm bu süreç boyunca bir türlü tam olarak ne yaşandığını anlayamadığımdan Bekir'le tek kelime konuşmamış, aynı zamanda kendisinin de benimle konuşmasına izin vermemiştim.

SığınakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin