Selammmmm, özür dilerim özür dilerimmmm. Ama geldim. Unutan vardıysa da önceki bölüme bir göz gezdirmesini rica ediyorummm.ARKADAŞLAR yorum istiyorum lütfen nolur. Ve biraz da oy istiyorum. Öpüyorum. Yorumlarda buluşalımmmm iyi okumalarrrr
————
"Yekta nerede?"
Köy meydanında davullar çalmaya, insanlar dans etmeye başlamışken Rüya'ların evinden çıkıp kapının önünde durdum, bana bakan Bekir'e güldüm sessizce. Ona attığım ucube, 'BİR ŞEYLER SAKLIYORUM' diye bağıran gülüşe bile hoş bir tebessümle karşılık verdi, elini belime attı.
"Yavrum Yekta'nın yanından ayrılma demedim mi sana? Niye sözümü dinlemiyorsun sen?"
"Ay ne yapayım?" diye mırıldanıp bir adım ona yanaştım. "Gel, dedim kabul etmedi. Kavga edecekmiş, ikna etmeye çalışacakmış Rüya'yı. Biraz daha kalayım, dedi gönderdi beni."
Bekir, başını yana eğip bir nefes verdikten sonra belimdeki eliyle beni kendine çekip hemen yanımda yürümeye başladı. "Bir gün iyi bi döveceğim, o olacak."
Bir elimi arkaya götürüp belimde duran elini tuttum. Gözlerine bakıp bu sefer samimiyetle gülümsedim. Gergin olduğunu, benim için endişelendiğini biliyordum. Biraz olsun rahatlasın diye tuttuğum elimi sıktım usulca.
"Ben de hemen yanına geldim," dedim mırıltıyla. Etrafımızdan insanlar geçerken sesimi kıstım olabildiğince. Yine de ne olursa olsun beni duyacağını biliyordum.
"Yamacından ayrılmamayım diye."Bekir, sonunda gergin suratı biraz olsun gevşediğinde genişçe gülümsedi. Hala belime sarılı kolunu bedenimle beraber kendine çekti, alnıma bir öpücük kondurdu. "Aferin," diye mırıldandı. "Söz dinle."
"Öküzsün var ya," diye çıkıştım kaşlarım çatılırken. Elini bıraktım, bir adım geriledim. "Hayvan gibi böyle mi cevap verilir ya?"
"Ne derim yavrum ben şimdi?"
"Ay defol git! Sözümü dinleymiş. Ayı."
Bekir devam edip hala ve hala bir şey demediğinde ısrarcı olacakken gözlerimi devirdim, sözünü kestim. "Neyse," Etrafa bir bakış attım usulca. "Ceyda'yı ne yapacağız şimdi?"
"Ben hallettim o işi."
Bakışlarım şaşkınlıkla ona dönerken "Nasıl?" diye fısıldadım. "Ne ara?"
"Sen ne sanıyorsun kızım beni? Karşında koskoca-" Sözünü yarıda bırakıp boğazını temizledi, etrafa o sert bakışlarıyla baktıktan sonra devam etti. "Kaçakçı var."
Bu küçük yalanıma karşı sabahtan beri hoşnutsuz olduğu için sözlerini duyar duymaz kendimi tutamayıp kahkaha attım. Ben kafamı geriye atıp gülerken Bekir yerini değiştirip tam önüme geldi. Tekrar ona döndüğümde gerginlikle etrafa baktığını ve boynundaki o malum damarın şiştiğini gördüm.
"Uff," Kaşlarım çatıldı. "Gerilme hemen, yine neye gerildin? Anlat çabuk, ne yaptın da hallettin?"
Bana döndü. Sesini iyice kısıp yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Aradım birkaç tanıdığı. Ceyda'yı beş, on dakikaya karayolundan alacaklar. Oradan hızlıca uzak bir yere geçecek."
"Ayy," Dudaklarım büzülürken biraz heyecan biraz da endişeden hızlanan kalbime götürdüm ellerimi. "Bir şey olmaz değil mi? Çocuğu tek başına mı gönderdik?"
"Yok," diye mırıldandı tekrar elime uzanıp köyün meydanına doğru yürürken. "Hallettim o işi de. Korucuya haber salmıştım gelmeden, köyün öğretmenini yanında gönderdik. Öğretmen elleriyle bırakıp dönecek. Rüya'ya da yapacak bir şeyim yok artık. Koskoca kadını zorla götüremem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sığınak
ChickLitSenden başka gidecek yerim yoktu ama sana gelecek cesaretim de yoktu. Yine de nereden kaçarsam kaçayım hep sana sığındım. ---- "Hep kaçmışsın," dedi kulağıma doğru. "Seni buna zorlamışlar belki de. Kaçmaya alışmışsın. Ama benden kaçmasan olur mu Def...