42.Bölüm

2.3K 134 21
                                    



Onun herkesten kaçıp göğsünde dinlendiği günleri biliyordu.Yeşil gözler ona baktığında gözlerinin içini parlatıyordu,sonra doldurmaya başlamıştı o gözleri.
Kırılmıştı...Onu anlamasını isterdi.Bütün çabasının onun için olduğunu,bütün yangınının sebebinin o olduğunu,canı yandıkça ona koştuğunu fark etmesi lazımdı.Bir çırpıda bitirmemeliydi,evet onu hala çok seviyordu ama kırgınlığı geçmemişti.
Sarılan kadını uzaklaştırdı kendisinden ve gözlerine baktı hüzünle.

"Feride...Bizim biraz zamana ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.Acele ettik birşeyler için..."

Genç kadın adamın bu sözlerine üzülmüştü,affetti sanmıştı oysaki.

"Zamanmı?Yeterince ayrı kalmadıkmı Batu?"

Genç adam,kadının kollarından tuttu narince,incitmemek istiyordu.

"Bak...İlişkimizi bitirelim demiyorum ama biraz zaman gerek.Olanlar hepimizi etkiledi.Bırak unutalım ve en baştan başlayalım."

Feride dudaklarını bastırdı,derince nefes aldı dolu gözleriyle baktı.

"Ya birliktede de unutabiliriz yaşadıklarımızı Batu.Neden uzaklaşıyoruz ki? Hem sadece sen değil bende acı çektim ama senin gibi uzaklaşalım demiyorum bak sana geldim tüm kalbimle aramızdaki sorunu çözmeye..."

Çekti kendisini Batu'nun kollarından.Ardından ifadesiz yüzüyle,

"Madem zamana ihtiyacımız var,tamam.Dediğin gibi olsun."

Feride,adamın böyle düşünmesine bozulmuştu.Cevap beklemeden,çantasını koyduğu yerden alıp hızlıca çıktı genç adamın evinden.
Zaman istiyordu peki öyle olsundu.

Tek,tek herşeyi çözmeye çalışıyordu Emir,hayatının dönüm noktası olmuştu kucağında ki oğlu.Onun büyütmesiyle kendiside büyüyordu yirmi altı yaşındaydı ama onun yanında çocuk gibi hissediyordu kendisini oda.Genç yaşta baba olmak zor derlerdi ama bu en güzel zorluktu ona göre.
Kucağında şirketin koridorunda gezdirirken,çalışanların gülümseyerek bakması hoşuna gidiyordu.

"Emir bey maşallah ne kadar tatlı aynı size benziyor." Demişti muhasebe müdürü Turgay, gülümseyerek.

"Teşekkür ederim,evet genler baskın." Diye göz kırpmıştı oda.

Emir'in kucağındaki Toprak odak noktası olmuştu herkesin.Toprak için oyuncak aldırmaya göndermişti Ömeri poşetlerle gelen Ömer,koşarak abisine yaklaştı.

"Hiii aman da aman neler aldı amca." kucağındaki yeğenine yaklaşıyordu 32 diş gülerek

"Abi versene bana."

"Yok olmaz..."

Gülmesi soldu Ömer'in.

"Niye ya?"

Emir kardeşine bakmadan odasına yol aldı,Ömer'de peşine.Toprağı koltuğa oturtturdu Emir yanına geçti düşmemesi için.Ömer aldığı oyuncağı çıkardı abisine gösterince Emir aldı eline.


"Ömer bu ne oğlum?"

"Abi oyuncak işte,oynar."

"Oğlum bakarmısın...Oyuncak Toprak'tan daha büyük yani Toprağa versen oyuncak Toprakla oynayacak."

Ömer abisine hiç aldırış etmeden yeğenine odaklandı,elini tuttu Toprağın gülerek kucağına almaya yeltendi,ama Emir tuttu Ömer'i

"Yo yo hayatta olmaz manyakmısın?Dışardan geldin mikroplusun."

YEİS (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin