29.Bölüm

2.6K 115 7
                                    


***
Yüreğinin yangını bir yana hem kendine hem bebeğine nasıl yaşatacaktı bu eziyeti...Sevdiği adam ,çoçuğunun babası yarın artık başka bir kadına ait olacaktı...Kirpiklerinin ardından şelale gibi akan damlaları şakağından azad ediyordu Feride'nin.Kadersizliğine ağlayıp düşüncelerinde boğulurken annesi Selma hanım kızının iyi olmadığını bildiği için onun aklını başına getirmeye çalışıyordu.

"Anne ne olur...Ne olur birşey yap boz bunu...Teyzemle,eniştemle konuş birşeyler yapın halledin ne olur...Emir evlenmesin...Ölüyorum acıdan,nefes alamıyorum..."

Dışarıyı izleyerek cevap verdi soğuk bir şekilde kızına.Gerçekleri söyleyip aklını başına getirmeliydi.

"Artık onlara kimse engel olamaz...Birbirlerini seviyorlar,ben gördüm...Herkes görüyor birbirlerini sevdiğini.Tamam ilk başta Emir'in babası istiyormuş ama Emir'de sevmiş Bernayı Feride..."

"Bunun için engel ol onların evlenmesine işte anne...Gözlerimin önünde aşk yaşıyorlar,Çoçukluğumdan beri benim olan hayallerimi yaşıyorlar...Ben acılar içinde kıvranırken onların birbirlerine olan aşkından ölüyorum..."

Çaresizlikle annesine yalvarıyordu...Bir ümit belki birşey yapabilirdi.İçindeki yanan ateşi durdurabilirdi.Emir'in kendisini sevmemesine razıydı ama başkasınıda sevmesindi buna dayanamıyordu.

"Onun için değermiydi...Hayatını mahvetmeye?Değermiydi o adam için yıllarını,güzelliğini mahvetmeye?O adamın bebeğini doğurmaya kalkışmaya değermiydi?Hayatını değiştirecek o bebek,doğunca büyük bir sorumluluk alacaksın bu genç yaşında değermiydi?"

Camdan dışarıyı izlerken içindeki sözleri kızına söylüyordu.Gözlerini orada çekip Feride'ye döndü kolları bağlı bir şekilde.

"Değmediğini anlayacaksın zamanla.Vazgeç artık kurtar kendini.Yapma..."

Genç kadın yere odaklamış bakışlarını annesine dikti.Solgundu yüzü rengi kaçmıştı,gözlerinin feri gitmişti,ışığı sönmüştü...

"Benim kaybedecek birşeyim kalmadı..."

Selma hanım kızının gözlerinin önünde eridiğini görüyordu,yarın akşam onların düğünü vardı.Bu acının kızını bitirdiğini görüyordu.Öyle bir çıkmazdaydılar ki ne yapacağanı bilmiyordu.Bu aşk değildi bu Kara Sevdaydı...Gözleri dolmuştu yaşların akmaması için kendisini sıkmıştı orta yaşlı kadın.
Kızının yanına yaklaştı elinden tuttu,destek vermek istercesine.

"Git buradan Feride...Hem herşeyden uzak olman senin içinde,karnındaki bebek içinde daha iyi olur...Başkalarının hayatında zorla yer açamazsın kendine.Bitir içindeki bu savaşı he?"

Feride,dudaklarını büzerek konuştu.

"Herkes beni terk ediyor...Direnecek gücüm yok.Güvenecek kimsem yok.Yenildim.Ben kaybettim anne...Gitmek istemiyorum.Yalnız kalmak istemiyorum, ama mecburum değilmi?Kalmak gitmekten daha zor.
Daha çok yara almak istemiyorum.Onları birbirlerini severken görmeye tahammül edemiyorum..."

Genç kadın,elini tersiyle sildi gözünde ki yaşını.Kafasını salladı,delirmiş bir şekilde.

"Ama ben yinede,Son ana kadar umudumu kaybetmeyeceğim..."

Annesine çevirdi bakışlarını dolu gözleriyle acıyla gülümsedi elini tutan eline diğer elini koydu ve ekledi tane tane konuşarak.

"Bu kez söz...Eğer,yarın umudumu kaybedersem gitme zamanım gelecek...Gideceğim..."

Aslında biri aşkından ölecek kadar cesur,Biri istiyorum diyecek kadar korkaktı...
Aslında insanları yaptığı en büyük hata, yanında olmayan kişilerin aklında olmasına izin vermesiydi...

YEİS (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin