Kumsal
"Sanki uzanıp ağaca dokunsam..."
Kapıdan gelen vurma sesleriyle gözlerimi araladım. Hafifçe kaşlarımı çatarak yataktaki pozisyonumu değiştirdim. Bugün pazardı ve kesinlikle erken uyanmayacaktım. Birinin ellerini hiç durmaksızın kapıya vurması beni oldukça rahatsız etse bile. Gürültülü vurma sesi tekrar kulaklarımı tırmalamaya başladığında homurdanarak doğruldum. Sadece tek bir gözümü açarak yatağımın kenarında duran komodinimin üzerindeki saate baktım. Sabahın altısında kim bir başkasını savaşa çağırır gibi uyandırırdı? Ayağa kalkmak için kendimi ikna etmeye çalışıyordum ki kapının arkasından bir ses yükseldi.
"Kumsal hadi artık uyan, uçağı kaçıracağız."
Gelen sesin Ef'e ait olduğunu anlamam uzun sürmedi fakat uçağı kaçırmaktan bahsederken ne demek istediğini anlayamamıştım. Uykumun açılmasını beklerken duvarla bakışıyordum.
"Uyandım, geliyorum." dedim esneyerek.
Tabi bu bir yalandı. Uyurken aktığına emin olduğum salyamı, elimin tersiyle siliyordum ki Ef'in uçak derken ne demek istediğini hatırladım.
Bugün üniversiteye gidiyorduk! Nasıl aklımdan çıkardı? Heyecanla yataktan fırlayıp kapıya hala vurmaya devam eden Ef'e kapıyı açtım.
Elinde lacivert bir valizle karşımda duruyordu. Yüzünde sabırsız ve bir o kadarda aceleci bir tavır vardı. Üzerindeki sade kıyafetler şalıyla bir uyum içerisindeydi. Ailesi Umai'nin tarikatındandı, bu yüzden hep saçlarını gizlerdi. Omuzlarından aşağıya dökülen şalının altında ise dikkat çekici, mor, zümrüt şeklinde kolyesi vardı. Bunu ona büyük babası ölmeden hemen önce vermişti. Ef onu asla çıkarmazdı.
O içeriye girerken ben, tek odalı dairemde açık olan valizime son bir kaç şey daha yerleştirmek için etrafta koşturuyordum.
"Şaka yapıyor olmalısın, hazır değil misin yoksa?" dedi Ef, hafif sinirli bir ses tonuyla.
Cevap vermek için arkamı dönüyordum ki ayağım yerdeki kıyafetlerimden birine takıldı. Aniden kendimi yerde bulmuştum. Çenemde hissettiğim hafif sızı ile ayağa kalktım ve çenemi kaşırken konuşmaya başladım.
"Elbette hazırım sadece bana bir saniye izin ver."
Ef, eline yerdeki kıyafetlerimden birini alıp odanın bir köşesine bıraktı. "Ne zaman düzenli bir insana dönüşeceksin? Gerçekten bu evde nasıl aradığını bulabiliyorsun?"
Ona bakıp ellerimle omuzlarıma gelen, açık kumral saçlarımı toplamaya başladım. Ağzımla tokamı tutarken etrafa baktım. Saçlarımı bağlayıp kahküllerimi özensizce düzeltirken düşündüm. Haklıydı burası hayvanat bahçesine benziyordu fakat ben pek sorumluluk sahibi veya düzenli biri değildim işte. Ayrıca dağınıklığa alışıktım. Ailem beni cebime bolca para sıkıştırıp terk ettiklerinden beri kendi düzenimi kurmuştum. Tabii buna ne kadar düzen denilebilirse.
Neyse ki Efsun vardı. Ben ona kısaca Ef derdim. O benim lisenin başından beri en iyi arkadaşımdı ve her zaman arkamı kollardı. Aynı yaştaydık ama o kesinlikle benden çok daha sorumluluk sahibi biriydi. Elinde her zaman okurken kusacağım tarzda ağır felsefe ve siyaset kitapları olurdu. Biraz baskıcı ve kontrolcü bir ailesi olması bir yana, lisede çokça şeyi beraber yapmıştık. Şimdi ise birçok kişinin hayali olan Angora Üniversitesi'ne birlikte gidiyorduk.
Açıkçası üniversiteye girebileceğimi pek sanmıyordum çünkü ben birazcık tembel biriyim. Hani sınıfta sınavlara son yarım saat kala çalışıp, yüksek puanla geçen biri vardır ya, o benim işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASTRAL: Li&Nksy (TAMAMLANDI)
FantasyTürk mitolojisini daha önce hiç böyle görmüş müydünüz? Hayallerini gerçekleştirmek için Kıbrıs'a giden Kumsal ve en yakın arkadaşı Efsun, kendilerini hiç beklemedikleri bir kaosun içinde bulur. Soyut Ejderha tarafından seçilen Li ve Üç Büyücü'nün ki...