Kumsal
"Birbirimizden başka güvenebileceğimiz kimse yok."
Bazen çok güvendiğimiz insanlar, hiç beklemediğimiz şeyler yapabilerdi. Bazen hiç sevmediğimiz insanlarsa en ufak sorunda yardımımıza koşabilirlerdi. Sevgi, ne olursa olsun nefretten daha güçlü ve zordu. Yaşamasıda, kaybetmeside çok büyük acılara yol açabilirdi. Sahip olduğun yoğun sevgiyi kaybettiğinde kalbinde büyük, derin bir boşluk açılsada, hala seni seven insanlar vardı. Kaç insanı kaybettiğin o kadarda önemli değildi. Kaç insanın seni aslında sevmediğide. Önemli olan sevilmek değil doğru sevebilmekti çünkü doğru sevebilmek çok daha zordu. Sevmenin büyüsüne kapılıp kendine olan güvenini ve gururunu alaşağı etmek, ona seni sevmesi için yalvarmak, bir insanın kendine yapabileceği en zalimce şey olabilirdi.
Kıbrıs'a gelmeden önce küçük hayatıma bir başkasını almaktan korkuyor, terk edilmekten çekiniyordum. Öğrendim ki bir insanın gitmesinden daha acı şeylerde vardı. Onunla tanışmak değil, onu tanımanın verdiği acı, gitmesinden çok daha beterdi.
Yalnızlıksa artık korktuğum bir şey değildi. Ef'in benim gerçek ailem olduğunu anlamıştım ve onun sayesinde ben, bir daha asla yalnız olmayacaktım. Kalbimde Soyut Ejderha ve tüm güzel anılarımla Ef vardı. Beni ben yapan iki şeye de sahiptim.
Güvenim bir hayli kırılmış ve aklımda cevaplanmayı bekleyen onlarca soru varken bile savaşmış, insanları kurtarmıştım. Başarısız, tembel veya kötü olan hiçbir kelime değildim. Kalbim parçalanmış olsada sevecektim. Kaybetmeyi göze alarak yeniden sevecektim ve en önemlisi, sevmeye kendimden başlayacaktım.
Taksi yavaşça okuldan uzaklaşıp havaalanının yolunu tutarken üniversiteye geldiğimiz ilk günü anımsadım. Heyecanımı, hayallerimi ve dahasını... Artık yeni hayaller kurmak için önümüzde güzel, beyaz bir sayfa vardı. Bunları düşünerek Ef'in omzuna yattığımda o da kafasını bana yasladı.
Ef ile sabah son kez karargaha gidip birkaç eşya aldık. Okul artık yaşanan katliamdan dolayı kapatılma kararı aldığı için oraya bir daha asla dönemeyeceğimizi biliyorduk. Karargaha indiğimizde Aureyn ve Uroras'la karşılaşmamış olmak ikimizide rahatlatmış olsada, onlara bir veda etmek isteyebileceğimi düşündüm. Lakin elimde ne Doruk'un ne de Barlas'ın telefon numarası vardı.
Bize güvenmemiş olsalarda iyi bir takım olmuştuk. En azından arkamızı kollamak için uğraşmışlardı. Bu serüvenin vedayla bitecek olması canımı yakabilirdi. Bu yüzden Kıbrıs'tan sessizce ayrılmak çok daha yerinde bir karardı.
Gitmeden önce yalnızca Miray'la görüşmüş, birbirimize yeni hayatında başarılar dilemiştik. Yaz boyu iletişime geçeceğimize söz vermiş ve hayatta kalabildiği için derin bir nefes almıştık.
Uçakta yerimizi aldığımızda tekrar cam kenarındaydım. Ef hemen kitabını çıkarmak yerine benimle birlikte sessizce camdan dışarıya, Kıbrıs'a bakıyordu. Uçak havalanıp denizden başka şey görünmeyene kadar Kıbrıs'ı izledik.
"Nereye gideceğiz?" dedi Ef kafasını koltuğa yaslarken.
"Aklımda bir üniversite yok ama..."
"Ama...?"
"İstanbul'a gitmeye ne dersin? Yeni bir sayfa, yeni bir yaşam kurmak için."
Ef gülümseyerek gözlerime baktı. "Olur."
Evimizin kilidini açtığımda her şeyin darmadağın olduğunu gördüm. En son buradan ayrılırken neler olduğunu, bulduğumuz ipuçlarını ve ilk astral seyahat deneyimimizi hatırladım. Ev darmadağındı. Dağınıklık hiç beni bu kadar üzmemişti. İçeriye doğru birkaç adım yürüyüp ağlamaya başladım. "Onu sevmiştim Ef. Ondan gerçekten hoşlanmıştım."
Ef titrek bir sesle bana karşılık verdi. "Benden hoşlandığını sanmıştım."
Ef'e doğru hızlıca dönerek ona sarıldım. "Ölürken gözlerime baktı. Onu kurtaramadım. Aslında onu kurtarmak isteyip istemediğimden bile emin değildim. Neden yaptılar bunu? Vaat edilen şey neydi?" dedim ondan uzaklaşırken.
Omuzlarımı tutup "Tahmin bile edemeyeceğimiz kadar karanlık ve güçlü bir şey." dedi.
"Para mı? Şöhret mi?" dedim isyan edercesine "Değer miydi?"
"Bunların cevaplarını bilmek istediğimden emin değilim." dedi ve bana tekrar sarıldı. "Yükseleceğiz Kumsal. İyi olacağız. Kendini suçlamaya kalkma sakın. Hatalarımızdan ders çıkarmaktan başka çaremiz yok. Birbirimizden başka güvenebileceğimiz kimse yok. Birbirimizden başka bizi sevecek kimsede..."
Yüzümü iyice Ef'in omzuna gömerek ağlamaya devam ettim. İşte sevgi tam olarak bu yüzden tehlikeliydi. Kaybedince geride kalan boşluk, dipsiz bir kuyu kadar büyük ve karanlıktı. O boşluğu doldurmak çok güç olacaktı. Acım ve hüznüm beni esir almadan o boşluğu doldurmanın bir yolunu bulmalıydım. Güçlenmenin, ayakta kalmanın bir yolunu bulmak zorundaydım. Bulacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASTRAL: Li&Nksy (TAMAMLANDI)
FantasyTürk mitolojisini daha önce hiç böyle görmüş müydünüz? Hayallerini gerçekleştirmek için Kıbrıs'a giden Kumsal ve en yakın arkadaşı Efsun, kendilerini hiç beklemedikleri bir kaosun içinde bulur. Soyut Ejderha tarafından seçilen Li ve Üç Büyücü'nün ki...