ASTRAL: Li&Nksy (TAMAMLANDI)

19. Bölüm

Li

"Canımı alacaksın yani. Pekala neden olmasın ki?"

Astral boyuttaki Nksy daha farklı görünüyordu. Uzun, kapşonlu, mor pelerini kadifeden çok kristal camdan gibi parlıyordu. Yarı saydam vücudu havada süzülüyor gibiydi ve konuşması daha derinden geliyordu. Nksy'nin sesi adeta beynimin içinde yankılanıyordu. Sorumluluk. İşte başıma gelen yine o lanet şey. Bir şamanın nasıl yoldaşı olabilirdim ki? Bir şamanın yoldaşı olmayı geçtim bir tarikata üye olacak, kendimi bir tanrıya adayacak cesareti veya özveriyi bile kendimde bulamazken bir şamanın astral boyutta yoldaşı olmak... Hayır bu imkansızdı.

"Saçmalıyorsun." dedim bir adım geri atarak.

"Saçmalık değil Li. Benim yoldaşım sensin. Hep öyleydin."

"Ama ben bunu nasıl..."

Nksy lafımı keserek bana doğru yaklaştı. "Nasıl olur bilmiyorum. İnan bana senin korktuğun kadar ben de korkuyorum lakin bunu öğrenebiliriz. Birlikte."

Haksız sayılmazdı. Bunca şeyi sıfırdan beraber başarmıştık. Bunuda yapabilirdik. Birlikte olduğumuz sürece her şeyin üstesinden gelebilirdik. Hep geldiğimiz gibi. "Birlikte." diye yineledim. "Peki nereden başlayacağız?"

Kristal görünümlü Nksy bir bana bir cansız bedenine baktı. Ölü gibi duran vücudu oldukça ürpertici duruyordu. Kim bilir bu onun için ne kadar rahatsız ediciydi. "Nereden başlayacağımızı bilmiyorum. Eğer..." durup gözlerini yere çevirdi "...Belena burada olsaydı eminim bize yardım ederdi."

Gözlerimi kaçırarak başımı hafifçe salladım. Ardından aklıma gelen bir fikirle heyecanla doğruldum. "Taşlar!"

Nksy kaşlarını çatarak beni dinlemeye başlamıştı. Beklemeden konuşmaya devam ettim. "Astral seyahatle taşların yanına gidebiliriz. Hatırlıyorsan Aureyn ve Uroras bizim taşları kontrol etmemizi söylemişti. Sen ise taşların hepsinin farklı yerlerde olduğunu anlatmıştın. O noktalara gitmek normal vücudlarımızdayken çok uzun zaman alabilirdi fakat astral seyahatle hızlıca gidebiliriz."

Nksy kıkırdamaya başladı. "Pekala öncelikle bugün çok mantıklı şeyler söylüyorsun ve bu beni korkutmaya başladı, öte yandan astral seyahat kısmının astral kısmını başarmış olabilirim fakat seyahat kısmını..."

"Biliyorum, biliyorum." diyerek Nksy'nin sözünü kestim ve ekledim. "Bu yüzden beni de astral seyahate çıkar ve bunu beraber çözelim."

"Yoldaşım olarak." diye fısıltılı bir ses çıkardı. "Yere uzan."

Sorgulamadan yere uzandım. Nksy'nin yaptığı şeyleri şimdide benim yapmam gerekiyordu anlaşılan. Yerin sertliğini tüm vücudumda yayıldığında dışarıdan komik durduğumu düşündüm.

"Bir şey deneyeceğim." dediğinde korkuyla kafamı kaldırdım.

"Tanrılar! Ne deneyeceksin?"

Nksy elinde mor bir büyüyle bana doğru yaklaşıyordu. "Bana güven ve tüm vücudunu rahatlat."

"Bana korkunç bir şekilde yaklaşırken bunu nasıl yapabilirim?"

"Sadece ruhunun bedeninden kopmasına yardım edeceğim Li."

"Canımı alacaksın yani. Pekala neden olmasın ki? Gündelik şeyler."

"Gözlerini kapat." dedi Nksy kıkırdayarak.

İçimden tanrılara dua ederek kafamı tekrar sert zemine koydum. Bugün sağ çıkabilirsem Hürkan'a bir kutu marul götürecektim. Ben bunları düşünüp rahatlamaya çalışırken Nksy'nin sıcak elleri göğsüme değdi. Aniden büyünün tüm ruhuma yayıldığını hissettim. Yumuşak bir şey tüm vücudumu sardı. Ilık bir hava... Yaz gecesi esen rüzgar... Doğrulmuştum veya ters duruyordum. Tüm yön algım tamamıyla şaşmış gibiydi. Gözlerimi açmaya korksamda ne olduğunu merak ediyordum. Merakıma yenik düşerek tek gözümü tereddütle açtım. Yıldızlar. Her yerimdeydi. Karanlık görüntü ve ileride tüm görkemiyle... Dünya. Nutkum tutularak Dünya'ya baktım. Bu manzara aşık olunasıydı. Etrafımda dolanan beyaz bir şeyle gözlerimi Dünya'dan çektim. Ejderham buradaydı. Bir köpekten biraz daha uzun bir görüntüyle etrafımda dolanıyordu. Ona dokundum. Kendi bedenimdeyken onu sadece soyut bir şekilde hissedebiliyordum fakat bu boyutta... O somuttu ve kristalimsi bir görünüşü vardı.