10. Bölüm

52 12 5
                                    

Efsun

"Hayır Efsun onlar sabit, sen düşüyorsun..."

Anma töreninin ardından konser başlayacaktı. Tören henüz başlamadığı için yeni tanıştığımız kişilerle sohbet ediyorduk. Aslına bakarsanız Kumsal sohbete dalmışken benim aklımı dün gece olanlar kurcalıyordu. Kütüphaneden çıkarken bir şey bulmuş ve bunu sesli bir şekilde dile getirmiştim. Tabii ki Hyujin bulduğum şeyin ne olduğunu sormuş bende aklımdan geçen bir kaç kitap söylemiş ve bunları okumam gerektiğini söylemiştim. Berbat bir yalancı olduğumu biliyordum fakat başka çarem yoktu. O da inanmayan gözlerle bana bakmıştı. Neyse ki uzatmamaya karar vermiş olacak ki konuyu bir daha açmamıştı. Her ne kadar Hyujin'e güvensemde Uroras'ı veya kütüphanenin gizemi hakkındaki çalışmalarımı bilmesini istemiyordum. Bu yüzden ona hiçbir şey çaktırmadan sessizce beni yurt odama bırakmasını beklemiştim. Bulduğum şeyi araştırmak için bu gece tek başıma kütüphaneye gitmeyi düşünüyordum.

"Selam, kızlar!" Arkama döndüğümde Miray'ın hızlı adımlarla bize doğru yürüdüğünü gördüm. Siyah elbisesi, siyah eski tarz ayakkabıları ve at kuyruğu saçı ile hem tatlı hem de asil bir görüntüye sahipti. Gözleri doğrudan benim üzerimdeydi. Kibarlık olsun diye selam verdiği çok belliydi ki biz henüz cevap dahi vermeden hızla konuşmaya başlamıştı bile.

"Ef bunu bir kabalık olarak algılamanı istemem ama çok önemli bir soru sormam gerekiyor." dedi sol elini at kuyruğu siyah saçlarından indirerek ensesini kaşımaya başlayarak. Aceleci bir şekilde ellerini oynatıyordu.

"Miray, ne oldu söylesene!" diye atıldı Kumsal, meraklı bir yüz ifadesiyle.

"Evet, söyle hadi." diye ekledim. Miray'ın benden sormadığı sorunun cevabını beklediği barizce ortadaydı.

Miray hızlı bir şekilde nefes nefese konuşmaya başladı. "Ef şimdi şöyle ki anma töreni için okulumuzda üç tane şaman vardı fakat birine uzun süredir ulaşamıyorduk. Bu sabah odasını boşalttığını görmüşler. Bu yaratıklardan sonra sanırım üniversiteden gitti."

Konuştukça etrafımdaki enerjinin gerildiğini hissettim. Bunu bize neden anlattığını da merak etmeye başlamıştım.

Hürkan bu muhabbetten sıkılmış olmalıydı ki yaslandığı yerden doğruldu. "Eee Miray, bundan bize ne?" dedi. Bu çocuğun oldukça ukala ve kibirli oluşu belliydi fakat bu saygısızlık yapabileceği anlamına gelmiyordu.

Miray, Hürkan'a ettiği sitemle gözlerini devirerek anlatmaya devam etti, "Ef, sen şal takıyorsun ve bir ihtimal sormak istedim. Umai'nin tarikatında olduğun çok belli. En azından onun tarikatına bağlı olduğunu düşünüyorum."

Miray'ın konuyu nereye bağlayacağını anlamıştım. Bana doğru bir adım daha atıp yaklaştı. İki elimi de tutup gözlerimin içine bakmaya başladı. "Ef, törende eksilen şamanın yerine geçmeni istiyorum." Umut dolu gözlerle bana bakıyordu.

"İyide ben şaman değilim ki." dedim. Tabii bundan sonra kurduğum cümleler boşunaydı, Miray beni ikna etmek için elinden geleni yapacak gibi duruyordu. Bunu yapabilirdim fakat bunun dışında ben şaman değildim. Olmak üzereyken vazgeçmiştim. Doğuştan şaman olarak doğman gereken bu gelenekte kendime yeni bir hayat seçmiştim ve tam yemin törenimde her şeyi reddetmiştim. Şaman olan bir insan soyut dünya ile bağ kuruyor, şifacılık öğreniyor, astral boyutta ruhlar ile iletişim kurup hayvan ruhlarını kendisine yoldaş olarak seçebiliyor ve bu yoldaşlardan kehanet alabiliyordu. Ben bunun ucundan dönmüştüm. Tabii ki bu öğretileri öğrenmek çok uzun sürecekti ama ben başlamadan bitirmiş, bunlardan vazgeçmiştim. Bu yeni hayatımdaki ilk adımlarımı Kumsal sayesinde atmıştım.

ASTRAL: Li&Nksy (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin