9. Bölüm

63 12 8
                                    

Kumsal

"...benim için hep Kumsal olarak kalacaksın."

Ef, Hyujin ile beraber kütüphaneye gitmek için masadan kalktığında henüz yeni akşam oluyordu. Bir gözüm saatte bir şekilde Yiğit ve diğerleriyle sohbet ediyordum. Bu gece yine Aureyn ile antrenmanımız vardı. Karnımın ağrısı ve yer yer morarmış bacaklarımın acısı henüz geçmemişken yeni darbelerin geliyor oluşu beni strese sokuyordu. Yine de geri adım atmayacak veya pes etmeyecektim. Aureyn'e kendimi kanıtlama ihtiyacı güdüyordum. Bir süper kahraman olmak kulağa ne kadar havalı gelsede henüz bir baltaya sap bile değildim. Bu durumu değiştirmek istiyordum. Değiştirmek zorundaydım.

Antrenmandan önce biraz dinlenmenin iyi olacağını düşünerek kalkmaya karar verdim. Dün geceden dolayı epey uykusuzdum ve sürekli esniyordum. "Ben kalksam iyi olacak. Oldukça uykum var."

Yiğit'te benimle beraber kalktı. "Bekle seninle geleyim."

"Gerek yok okul yakın zaten ve geldiğimiz yolu hatırlıyordum."

"Dışarısı tehlikeli. Seni tek başına gönderirsem aklım sende kalır."

Haksız sayılmazdı. Daha birkaç gün önce bir iblis saldırı olmuştu fakat ben kendimi koruyabilirdim. Yinede Yiğit'in beni düşünmesi yüreğimi okşamıştı. "Gelmene gerek yok. Kendimi koruyabilirim."

Yiğit derin bir nefes alıp verdi. "Israr etmeyi bırak Kumsal, seninle geliyorum."

Gıcık olduğumu belli ederek arkamı döndüm. Yiğit'in bana geçmemi işaret etmesiyle onun önünden yürümeye başladım.

"Nelerden hoşlanırsın?" diye sordu Yiğit. bir süredir ikimizde hiç ses etmeden gecenin yıldızları altında yürüyorduk.

Sonunda bu sessizliği bozmuş olmasına sevinerek cevap verdim. "Kumu, güneşi, denizi, hayvanları, çiçekleri..."

"Sanırım yazı çok seviyorsun."

"Evet." dedim heyecanla. "Yaza bayılırım!"

"Yazı bende çok severim. Peki nelerden hoşlanmazsın?"

Düşündüm. "Yalandan ve ihanetten. Çünkü güvenimin kırılması beni en çok yaralayan şeydir."

Yiğit başını salladı. "Peki en büyük korkun ne?"

Duraksadım. Bunu cevaplamak için düşünmeme gerek yoktu. "Terk edilmek." İçime bir yumru oturmuştu bile.

"Daha önce hiç terk edildin mi?"

Üşümeye başlamıştım. Kollarımı birbirine bağladım. Yeri izliyordum ve sadece susmak istiyordum. Daha önce hiç bu konu hakkında Ef dışında biriyle konuşmamıştım. Nasıl tepki vereceğini bilmiyordum ve bu kendimi güvensiz hissettiriyordu. "Evet."

Yiğit dönüp bana baktı. "Ailen mi?"

Kafamı kaldırıp onun gözlerine baktım. "Nereden bildin?"

Yiğit bakışlarını gözlerimden çekmiyordu. "Daha önce ailenin olmadığını söylemiştin." Ardından kısa süre bir sessizlik oldu. "Neden peki?"

Gözlerimi kaçırıp omuz silktim. "Benim soyadım Açar. Açar ailesinin kızıyım."

Yiğit şaşkınlığını gizleyemeyerek geri çekildi. "Tanrılar, sen Türkiye'nin en zengin ailelerinden birinin kızı mısın?"

Bu durum nedense beni biraz utandırıyordu ve insanların bunu öğrendikten sonra bana karşı aldığı tavırların değişmesinden nefret ediyordum. "Bu önemli bir detay değil."

ASTRAL: Li&Nksy (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin