Duyduklarımın etkisinden çıkamamış ifadesiz gözlerle hala abime bakıyordum.Bu tamamen saçmalıktı.Ben 19 yaşındayım evlenmekte ne demek yahu !Hem kimle evleneceğimde bir muamma tanımadığım bir adamla nasıl evlenebilirim ki? Hayır ben evlenemem daha okulum bitmedi gerçekleştireceğim hayallerimde var.
Yaşadığım şoktan çıkıp " Hayır" diye bağırdım.Abimler bağırmamın etkisiyle irkildiler.Tabi benden böyle bir çıkış beklemiyorlardı.Doğrusu ben de kendimden böyle bir çıkış beklemiyordum.Ama konu bensem ve üstüne bir de evlilik olunca az bile kalıyor aslında.
"Hayır baba ne demek evleneceksin ya daha yaşım kaç benim hem okulum bitmedi.Nasıl izin vereceksin böyle bir şeye."
Bana kalsa daha sıralardım ama babam buna müsaade etmedi ve konuşmaya başladı.
"Biliyorum gözümün nuru ben ister miydim böyle tanımadığın sevmediğin biriyle evlenmeni seni telli duvaklı gelin etmek varken ama eğer sen evlenmezsen abini öldürecekler kızım.Biz evlat acısını siz de kardeş acısını kaldırabilecek misiniz?"
Haklıydı babam böyle bir şeyi kaldıramazdık ama tanımadığım biriyle de evlenemezdim.Hayallerim uğruna da abimden vazgeçebilir miydim?Asla.. Bu durumda geriye tek bir şeçenek kalıyor: o da benim Aslının abisiyle evlenmem.Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.Uzatmanın bir manası yoktu artık.Yüzüme zoraki bir gülümseme yerleştirip gözlerimi açtım ve "Tamam" dedim.Babama baktığımda benimle gurur duyan bir gülümseme vardı dudaklarında.Yanıma gelip yüzümü ellerinin arasına aldı ve alnıma uzunca bir öpücük kondurdu.Sonrasında da beni kollarının arasına aldı ve sağol kızım diye fısıldadı.Ben de babama sarıldım bir süre öyle kaldık.Babam ayrılınca abim,abimden sonra da annem sarıldı ve başıma bir öpücük kondurdu.Biz hala salonun ortasında sarılırken babam;
"O zaman Urfa'ya haber verelim de hazırlıklara başlansın.Bu arada sizde hazırlanın yarın Urfa'ya gidiyoruz" dedi.Ben de annemden ayrılıp odama gitmek için izin aldım.Yalnız kalıp düşünmeye ihtiyacım vardı.Üzerimi değiştirmeden kendimi yatağa attım ve sessizce ağlamaya başladım.Aslında düşünecek bir şey yoktu.Ben tamam diyerek her şeye noktayı koymuştum.Evleniyordum işte ötesi yoktu.Alışmaya çalışacaktım yoksa benimle birlikte annemlerde üzülecekti.Ne kadar öyle kaldım bilmiyorum ama ağlayışlarım artık iç çekmelere bırakmıştı yerini ve gözlerim kendini uykuya teslim etti.
Uyandığımda her yerimin ağrıdığını hissettim çünkü yattığım gibi kalkmıştım ve üstümde de bir örtü yoktu.Üşüdüğümü hissettim ama bu bana iyi gelmişti.Komodinin üzerindeki telefonumu alıp saate baktığımda gece 11'e geliyordu.telefonu tekrar yerine koyup ayağa kalktım ve gerindim.İçeriyi dinledim ama ses yoktu.Salona gittiğimde abimi koltukta oturur buldum.O da yorgun görünüyordu baya bir üzülmüştü tabi olanlara.Ayak seslerimi duyduğunda bana baktı ve koltukta yanını gösterdi oturmam için.Yanına gittiğimde beni kolunun altına aldı ve saçımı öptü.kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda hüzünlü bir şekilde gülümsedi ve konuşmaya başladı.
"Abicim biliyorum istemiyosun evlenmeyi bizde istemiyoruz ama başka çaremiz yok anlıyosun bizi dimi?"
Abimin böyle konuşması içimde bir yerlere dokunmuştu.Onların üzülmesini tabi ki istemiyordum.O yüzden kendime bir söz verdim onların yanında mutlu gibi davranacağım.
"Anlıyorum abicim alışmaya çalışacağım ve mutlu olacağım siz merak etmeyin." diyerek biraz rahatlamasını umdum.O da bana içten bir gülümseme gönderdi umarım inanmıştır diye dua ettim içimden.
"Abi annemle babam nerde?"
"Annem odalarında babam da dışarda Urfadakileri arayıp hazırlıklara başlasınlar diye talimatlar veriyor."
"Neyse abi ben bir anneme bakayım."
Abim yine başımdan öpüp seni seviyorum dedi ve bend ayrıldı.Ben de ona en içten gülümsememi gönderip ben de sevdiğimi söyledim ve yanından kalkıp annemin odasına gittim.Odanın önüne gelince durup derin bir nefes aldım ve kapıyı tıklattım.İçerden annemin gir deyişini duyunca kapıyı açtım ve girdim.Annemi yatağın üstüne oturmuş bizim küçüklük fotoğraflarımız bakarken buldum.Bu yüzümde bir gülümsemeye neden oldu.Yanına oturup sarıldığımda o da sarıldı ve gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı.
"Kızım prensesim şimdi sen evleneceksin öyle mi?" deyince bir damla gözyaşı süzüldü gözünden.Sanki o gözyaşı benim içime aktığını hissettim bir an.Onlarda mutlu değiller aslında.Kim ister ki kızını bu şekilde evlendirmeyi.Ama hayat bizim isteklerimize göre sunmuyor yaşayacaklarımızı.Vardır bir hayır deyip yaşayıp gidiyoruz işte.
"Güzel annem ağlama vardır elbet bunda da bir hayır.Ben de istemezdim böyle evlenmeyi ama yapacak bir şey yok.Göz göre göre abimin ölmesine izin veremem.Ben de alışmaya çalışacağım bir şekilde mutlu olacağım inan."
Aslında bu son söylediğime ben de inanamıyorum ama onların mutlu olması için kendi mutluluğumdan vazgeçebilirim sanırım.Yani en azından onların yanında mutlu gibi görünebilirim.
"Neyse annecim bu kadar duygusallık yeter.Madem evleniyorum mutlu olmamız lazım.Yarında Urfa ya gidiyoruz hazırlanmamız lazım ben gidip hazırlanayım.Seni seviyorum annecim."
"İyi geceler kızım umarım hep mutlu olursun seni seviyorum."
Anneme gülümseyip odadan çıktım.Odama gelince kendimi yatağa attım.Hadi bakalım bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete diyerek gözlerimi kapattım ve kendimi uykuya teslim ettim.
-
İyi okumalar.Beğeneceğinizi umuyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
General FictionAbisinin hayatının kurtulması için sevmediği daha da önemlisi tanımadığı bir adamla Berdel yapılmasına karar verilen Mira'nın hayatını okumaya var mısınız?