Bölüm 39

32.6K 1.1K 65
                                    

Mira'dan...

Adam o pis sırıtışıyla elini yüzüme doğru uzatınca kendimi hemen geri çektim.O pis ellerinin Jiyanın dokunduğu yerlere dokunmasını istemiyordum.Kaşları çatıldı.

"Bu durumdayken bile karşı mı koyacaksın."
"Yok kendimi sana sunacaktım."
"Bence kaçmak yerine bu daha güzel bir fikir."
"Senin gibi şerefsizin birine de anca bu düşünceler yakışır."
"Aa öyle deme lütfen kalbim kırılır."
"Kalbin çıksın inşallah hayvan."
"Seninle konuşmakta çok güzeldi ama bunun yerine daha güzel başka şeylerde yapabiliriz."

Sandalyenin etrafından dolaşıp arkama geçti.Çırpınmaya başladım.Korkuyordum.Saçlarımda hissettiğim elle daha çok çırpındım.Saçlarımdaki elini omzuma koyup hareket etmememi sağladı ama deli gibi çırpınmaya devam ettim.Çığlık atmak için ağzımı açtığım sırada eliyle ağzımı kapattı ve çığlığım elinde hapsoldu.Bu sefer nefesini kulağımın dibinde hissettim.Midem bulandı.Kusma isteğiyle yanıp tutuştum.Çırpındığım için nefes nefeseydim.Bir faydası olmayacağını anladığımda da hareket etmeyi kestim.

"Eğer rahat durmazsan hem senin hem bebeğinin canını yakacağım bunun olmasını istemiyorsan rahat dur biraz eğleneceğiz sadece."

Bebeğin lafını duyunca vücudum kasılmıştı.Bana ne yaparsa yapsın ama bebeğime zarar vermesindi.Buna dayanamazdım.Ne derse yapacaktım ona bir şey olmasındansa...

Devamını getiremeyecektim.Elbet biri yardımıma gelirdi kurtarırdı beni bu pisliğin elinden.Umarım.

Boynuma değen dudaklarla kendimden bile iğrenmiştim.Jiyana ihanet ediyormuşum hissi etime iğne batıyormuş gibi bir acı veriyordu vücuduma.Yaşlar gözlerimden deli gibi akmaya başlamıştı.Tutamadığım hıçkırıklarıma izin verdim ağlamaya devam ettim.Bir yandan da onu kendimden uzaklaştırmaya çalışıyordum.

Şu an da kendimi ucuz bir kadın gibi hissetmeme neden oluyordu hayvan herif.Jiyanın dudaklarının dokunduğu boynumda onun dudaklarının olduğu gerçeğiyse ölmek istememe neden oluyordu.

Depo boş olduğundan sesim içeride yankı yapıyordu.Biri duyar umuduyla çığlık atmaya başladım.Elinin biriyle ağzımı kapatıp diğeriyle de hareket etmememi sağlamaya çalışıyordu.Kapının hızla açılıp içeriye birinin girmesi ve boynumdaki pis dudakların uzaklaşması bir olmuştu.Gözlerimi açamıyordum.Sadece hıçkırarak deli gibi ağlıyordum.

"Lan şerefsiz kimse dokunmayacak demedik mi lan?"
"Abi ab-"
"Siktirtme lan abini sözümü dinlememenin cezasını elbet çekeceksin.Alın şunu şuradan gözüm görmesin şerefsizi."

Gözlerimi açıpta karşımdaki manzarayı görmeye cesaretim yoktu.Sesinden anladığım kadarıyla gelen kişi Demirdi.Bana dokunan şerefsizi benden hızla uzaklaştırmış ve adamlarina emir vererek buradan def etmişti.Adam itiraz ederek kendini affettirmeye çalışıyordu ama dışarı çıkarıldığı için sesi de kesilmişti.İnşallah bana dokunan ellerini dudaklarını koparıp kurda kuşa yem ederdi.

"Şişt tamam sakin ol."
"Ne sakin olu be ne sakin olu senin yüzünden buradayım.Senin yüzünden o pislik şerefsizin elleri dudakları bedenime değdi."
"Tamam haklısın ama ben yapmasını söylemedim."
"Bu bir şeyi değiştirmeyecek.Bırak artık evime gideyim."
"İstediğimi alınca bırakacağım."
"Yeter artık bırak ya evime gitmek istiyorum ne olur bırak lütfen..."

Ben ağlayarak yalvarmalarıma devam ederken o aldırmadan  depodan çıkıp beni yalnızlığımla baş başa bıraktı.Hıçkırarak ağlarken Jiyanımın beni bir an önce bu adamların elinden kurtarması için dualar ediyordum.

Jiyan'dan...

Bora'nın arkadaşının Miranın telefonunun sinyalinden yerini bulmasıyla adamlarımı toplamış bulundukları yere gidiyorduk.Demir şerefsizi Miramı Beykoz çıkışına yakın boş bir depoya saklamıştı.Demirin Miranın telefonunu niye kırıp atmadığını merak ediyordum.Salak bir adam değildi.Polise haber verip böyle bulabileceğimi de düşünmüştü belki ama ben Mirayı tehlikeye atmaya göze alamadığım için polisi işe karıştırmamıştım.Eğer polis işin içinde olsaydı,Demir de bunu öğrenseydi Miraya kötü şeyler yapabilirdi.Gerçi şimdi bile bir şey yapıp yapmadığını bilmiyordum ama bu düşünceleri kafamdan uzaklaştırmaya çalışıyordum.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin