Konağın kapısına yaklaştığımızda abim kornaya bastı ve kocaman kapılar ardına kadar açıldı.Abim arabayı gelişigüzel park edip babamla indiklerinde bizde hemen peşlerinden annemle birlikte indik.Şöyle bir konağa baktığımda pek bir değişiklik olmadığını gördüm.Buraya gelmeyeli bir iki seneye yakın olmuştu herhalde.
"Hoşgeldiniz Ağam."
Bakışlarımı karşıma odakladığımda çalışanlarımızın ellerini önlerinde bağlamış kafalarını önlerine eğmiş bir şekilde durduklarını gördüm.Nefret ederdim böyle olmasından.Bizim onlardan farkımız yoktu.Onlarda insandı bizde ama statü farkından dolayı saygıda kusur etmiyorlardı.Ama ben yinede sevmezdim işte.
"Hoşbulduk Murat.Biz yokken bir şeyler oldu mu?"
"Yok ağam her şey aynı.Herkes sizin gelmenizi bekliyor."
"Tamam Murat siz yarın onlara gideceğimizi haber verin."
"Tamam ağam başka bir emriniz var mı aç mısınız hemen hazırlasınlar?
"Yok Murat yolda yemek yedik şu eşyaları odalara çıkartın bir de Emine Ayşen hanımla bana iki orta şekerli kahve yapın."
"Hemen yapıyorum ağam."
Bende babama bakıp "İzninizle babacım ben odama çıkıyorum biraz yorgunum." deyip babamında onayını alınca öpücük yollayıp odama yol aldım.Abiminde babamdan odasına çıkmak için izin aldığını duydum.
"Baba bende yorgunum uyuycam odamdayım." "Tamam oğul."
Abimde onayını alınca arkamdan gelmeye başladı.Eşyalarımızı biz babamdan izin almakla meşgulken Zeynep ve Hayat odalarımıza çıkarmıştı.Abimle odalarımız karşılıklıydı.Odamın önüne gelince tam kapıyı açacaktım ki abimin seslenmesiyle durdum ve ona döndüm.Kapısının önünde durmuş bana bakıyordu.
"Mira."
"Efendim abi."
"Gel bakıyım yanıma cadı."
"Ya abi ne cadısı ya prensesim ben prenses."
Ben böyle söylenerek abimin yanına giderken o benim bu halime gülüyordu.Yanına varınca kafamı kolunun altın aldı ve bir öpücük kondurup geri çekildi.
"Bak sen ne zaman cadılıktan prensesliğe terfi ettin.Hem sana prenses demek gerçek prenseslere haksızlık olur."
"Ya abi aşk olsun ya ben her zaman prensesim bir kere."
"Tabi öyledir.Neyse seni seviyorum kardeşim unutma tamam mı?"
"Biliyorum tabi abi hiç unutmam bende sizi seviyorum sizde unutmayın."
"Biliyoruz prensesim hadi artık yatalım yol yorgunuyuz iyi geceler."
"Tamam abi iyi geceler." deyip abimin yanağına sulu bir öpücük bıraktım ve hemen odama kaçtım.
"Ya kızım kaç kere diycem beni şöyle öpme sevmiyorum diye."
"Biliyorum abicim bende seni seviyorum." diye bağırıp gülerek çabucak üstümü değiştirip yatağıma attım kendimi.Malum yarın büyük gün.Hemen uyuyum ki yarın erken uyanayım geç kalmayalım.Böyle düşünerek kendimi uykuya teslim ettim.
Sabah gözlerimi konaktaki hareketlilikle birlikte açtım.İlk olarak yataktan kalktım ve banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım.Odama gelince üzerimi değiştirdim ve avluya indim.Kahvaltı masası hazırlanmış herkes yerini almış beni bekliyorlardı.Bizde herkes masada olmadan kahvaltıya başlanmazdı.En son gelen ailenin küçüğü bile olsa.Bunu seviyordum.
"Günaydın ve afiyet olsun." diyerek yerime oturdum.Herkeste cevap verince sessizlik içinde kahvaltımızı bitirdik.Emine ablalar masayı toplarken babamda bizimle bir şey konuşacağını söylemişti.Tabi ne hakkında konuşacağını herkes biliyordu.
"Doğanlar zaten bizi bekliyor hazırlanın sizde bir saate kalmaz yola çıkarız." Hepimiz onaylayınca hazırlanmak için odalarımıza çıktık.
Herkes hazır olunca arabaya binmiş Doğanların konağına doğru yol almıştık.Konağa yaklaştıkça beni hem korku hem de heyecan basıyordu.Konağa gelince Murat abi arabayı kapının önünde durdurdu.Arabadan sırasıyla babam,abim,annem ve en sonda ben indim ve kapıdan avluya girdik.Avluda herkes bizi bekliyordu.Kısaca bi hoşgeldin faslından sonra bizi yanlarından gönderip babamlar konuşmaya başlamışlardı.Kadınların bakışlarını üzerimizde hisediyordum ve bu rahatsızlık vermeye başlamıştı.Artık sıkılmaya başladığımda birini gönderip bizi çağırtmışlardı.İçeriye gittiğimizde babam üzgün gözlerle bana bakarken Mustafa ağa konuşmaya başladı.
"Biliyorsunuz ki Baran kızımı kaçırdı ve töreye uyarak ikisininde öldürülmesi gerekti.Ama kimse böyle bir şeye razı olmadığı için Berdel yapılmasına karar verildi.Baranla Aslı, Jiyanla da Mira evlenecek.1 hafta sonra burada çifte düğün yapılacak.Hazırlıkları başlatacağım sizde ona göre kendinizi ayarlayın."
Dinlerken gözyaşlarımı tutamıyordum.Biliyordum bu sonucu ama yine de kendimi tutamıyordum.Etrafıma bakarken bir çift kahverengi gözle göz göze geldim.Jiyan bu olmalıydı.Şöyle bir süzdüğümde uzun boyu hafif kumral dağınık saçları ve karizmatik kendinden emin duruşuyla gayet yakışıklı görü- Bir dakika ya ben ne düşünüyorum adamla evlenmiycem diyorum ama durmuş onu süzüyorum.İç sesimle girdiğim savaştan babamın sesiyle çıktım ve ona döndüm.
"Konuşacak bir şey kalmadığına göre biz gidelim."
Doğanların konağından çıkmış kendi konağımıza yol almıştık.Şaka maka bir hafta sonra gerçekten evleniyordum.Neyse her şerde bir hayır vardır.Bekleyip göreceğiz bundan sonra ne olacak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
Fiction généraleAbisinin hayatının kurtulması için sevmediği daha da önemlisi tanımadığı bir adamla Berdel yapılmasına karar verilen Mira'nın hayatını okumaya var mısınız?