Bölüm 35

35.8K 1.2K 119
                                    

"Ya aşkım,benim canım sulu can eriği istiyor.Böyle tuzlayıp,suyunu emerek yemek istiyorum.Off hadi Jiyan ya git al getir bana canım çok çekti hadi."

Anlatırken bile ağzım sulanıyordu.6 ay hamilelik sürem boyunca ilk defa bir şeyi bu kadar çok bir şey istiyordum.İstiyordum istemesine de bu mevsimde bulunacak bir şey değildi ki.Ama elimde de değildi. Bebeğim istiyordu be var mıydı ötesi hıh!!

"Yahu güzel karım ben sana bu mevsimde can eriğini nerden buluyum hı söyle bana?"

"Sen..sen beni sevmiyorsun artık eskisi gibi değil mi?Önceden olsa yapardın ama tabi sana da hak veriyorum.Benim gibi şişkoyu,ben olsam ben de istemezdim.Senin gibi yakışıklı, mankenlere taş çıkaracak kadar yakışıklı bir adamın yanında şişkoyum.Tabi tabi sende çok haklısın.Vazgeçtim istemiyorum ben."

"Hayatım bak yine her zaman ki yaptığını yapıyosun.Ben sana öyle bir şey mi dedim şimdi?Sen söyle Sultan abla öyle bir şey mi dedim?"

Ne zaman olumsuz bir yanıt alsam hemen 'sen beni sevmiyorsun' adlı seramoniye başlıyordum.İsteyerek yaptığım bir şey değildi.Hamileliğin getirdiği duygusallıkla hemen bu ruh haline bürünüyordum.

Beklentiyle Sultan ablanın deyim yerindeyse ağzının içine bakıyordum.Sultan abla da ailemizin bir parçası haline gelmişti.Alınacak her bir karar da onunda fikri sorulup ona uygun hareket edilirdi.Şimdide ağzından çıkacak kelimeleri merakla bekliyordum.O ne derse doğru olacak gibi.

"Mira kızım Jiyanım tabi öyle bir şey demedi.Seni nasıl sevdiğine ben en yakından şahidim.O değil seni üzmeye çalışmak için uğraşsın, yüzün düştüğünde bile seni güldürmek için kırk takla atıyor yavrum.Şimdi ona böyle söylemen onu çok kırar kızım."

Sultan ablanın dediklerini şöyle bir düşününce kendime kızdım.Çünkü söylediklerinde dibine kadar haklıydı.Jiyan her fırsatta beni sevdiğini gösterip,sonuna kadar hissetmemi sağlardı.Ve ben şimdi durmuş onu beni sevmediğiyle suçluyordum.O gecesini gündüzüne katıp ben ve bebeğimize iyi bir gelecek sağlamak için çalışıyordu.Ama ben şu an çocukluk yapıp onu üzüyordum.Hatamı anlayınca düşen omuzlarım ve dolan gözlerimi sevdiğim yüze çevirerek konuştum.

"Özür dilerim sevgilim çocukluk ettim.Beni ne kadar sevdiğini ben de biliyorum ama işte bi anlık gafletle unuttum ve seni suçladım.Çok özür dilerim."

"Ah canını sevdiğim kadın seni ne kadar sevdiğimi bir bilsen.Bir yolu olsa da yüreğimdeki seni sana gösterebilsem.Allah'a bu günleri bana yaşattığı için şükretsem,dua etsem yine de az kalır."
"Bende seni çok seviyorum hayatım tekrar özür dilerim."
"Neyse ben gideyim de şu canının istediği eriği bulmaya çalışayım."
"Yok yok istemiyorum artık gitne."
"Yok ben gidip bulup getiriyim.Sonra bebeğimizin vücudunda erik büyüklüğünde yuvarlak lekeler olur felan Allah korusun."

Ne zaman bir şey istesem almama ihtimali olmasın diye hep bu bahaneyi öne sürüyordum.Jiyan da öyle bir şeyi kesinlikle istemediği için gidip alıp getiriyordu.

"Tamam sen öyle diyorsun madem git o zaman."
"Tamam gidiyorum ben sen de dinlen yorulma."
"Tamam canım."

Jiyan başıma bir öpücük kondurup montunu giyip evden çıktı.Onun ardından L koltuğa oturup ayaklarımı sehpaya uzattım ve televizyonu açtım.En sevdiğim şeylerden biriydi ve artık rutinim haline gelmişti.Etrafa bakınca Sultan ablayı görememiştim.Yaşadığımız birkaç dakikalık romantik anımız sırasında bizi yalnız bırakmıştı sanırım.

Kanallara bakarken aklıma gelen düşüncelerle kumandayı bırakıp elimi karnıma koydum ve aklımdakilere odaklandım.

İstanbula geleli daha üç hafta anca geçmişti.Bu süre zarfında Maya beni arayıp telefondan bir güzel azarlamıştı ona söylemediğim için.Kimden öğrendiğini bilmiyordum ama annem aramıştır diye tahmin ediyordum.Annemle konuşup öğrenince de tahminimde yanılmadığımı anlamıştım.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin