Karnımda bir sancı vardı.Sanki şu an doğuracakmışım gibi.Giren sancıyla yüzümü buruşturup derin nefesler almaya çalıştım.Şimdi gelmeyi düşünmüyordu herhalde bebeğim.Elimi karnıma koyup sancıların dinmesi için dua etmeye baş- "aahhh." Yok yok geçecek gibi değil.Allah'ım nolu- "ahhh ahh" kaşlarımı çattım tekrar sanki gerçekten geli-
Gözlerimi hızla açıp doğrulmaya çalıştım ama giren sancı buna izin vermeyince tekrar çığlık attım.Yatağa baktığımda gördüğüm ıslaklıkla tekrardan çığlık attım.Ben rüya da doğuruyorum sanmıştım ama gerçekten geliyodu bebeğim.Çığlık atıp kafamı diğer tarafa çevirip baktığımda yatak boştu.Jiyan nerdeydi Allah aşkına.Yerimden zorla kalkıp telefonumu bulmaya çalıştım.Bir yandan da her gelen sancıyla beraber çığlık atıyordum.Uzun uğraşlar sonucu telefonumu pufun üzerindeki kıyafetlerin altında bulunca hemen Jiyanı aradım.Üçüncü çalışta açılan telefondan Jiyanın sesi ulaştı.
"Uyandın mı canım?"
"Jiyan çab-ahh Jiyan gel beb- ahh."
"Mira noluyo canım iyi misin?"
"Jiyan suyum geldi bebe- ahh bebek geliyo çabuk gel."
"Daha erken del mi?"
"Bilmiyorum çok acıyo ahh gel."
"Tamam Miram hemen geliyorum sen sakin ol." Hem ağlayıp hem çığlık atıyordum.Allah'ım çok zordu.Bir yandan kendi canımın acısı bir yandan da bebeğime bir şey olacak korkusu beni benden alıyordu.Odanın içinde zar zor yürüyüp sancıların geçmesini bekliyordum ama her adım atışımda sanki daha da artıyordu.Ne ara geldiğini bilmediğim Jiyan elimi tutmuş sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Geldim canım geçecek ağlama sakin ol."
Jiyan diyene kadar ağladığımın bile farkında değildim.
"Çok acıyor Jiyan canım çok yanıyor."
"Biliyorum canım benim dayan ne olursun."
"Ya ona bir şey olursa hem daha erken ona bir şey olmasın lütfen."
"İkinize de bir şey olmayacak Allah'ın izniyle korkma Mira'm az daha dayan.Ambulans geliyor."
Jiyan bir yandan bana sakin olmam için konuşurken bir yandan da alnımda biriken terleri silmeye çalışıyordu.Beni teselli etmeye çalışıyordu ama oda korkuyordu.Gözlerinden belliydi.
Ambulans ne ara geldi beni ne ara sedyeye yatırıp hastaneye götürdüler ne ara doğuma aldılar hiçbirini hatırlamıyordum.Her şey bir anda olup bitiyordu ama bana yıllar geçmiş gibi geliyordu.
"Sakin olun derin nefes alıp verin."
"Ahhhhhh kocam nerde ahh."
"Eşiniz dışarda hanımefendi derin nefes alın."
"Kocam gelsin lütfen o olmadan yapamam ahhhh."
"Eşiniz buraya giremez derin nefesler alın bebeğin başı görünüyo evet devam edin."
"Hayır o olmadan olmaz lütfen yanımda olmasına ihtiyacım var."
"Yavaşça ıkının az kaldı."
"Eşim eşim gelsin ahhh."
"Hadi biraz daha ıkının."
"Olmaz olm- ingaa ingaa."
Ben Jiyan gelsin diye uğraşırken bebeğim dayanamayıp gelmişti artık.Çok yorulmuştum çok acı çekmiştim ama bebeğimin sesini duymanın verdiği mutluluğa değerdi.Hem yorgunluktan hem de rahatladığımdan yüzümde oluşan gülümsemeyle gözlerimi kapattım.Jiyan'dan..
Gözlerimi araladığımda Başımı çevirip baktığımda kaşlarını çatmış karımla karşılaştım.Benimde kaşlarım çatılmıştı istemsizce.Yine rüyasında ne görüyordu kimbilir.Eli karnına gidince aklıma doğum yaptığını gördüğü geldi ve çatık kaşlarım yerini gülümsemeye bıraktı.Uzanıp yüzünü öptüm ve elimle kaşlarını düzelttim.Mırıldanıp karnının el verdiğince diğer tarafa dönmeye çalıştı.Bu haline sessizce gülüp yerimden kalktım ve banyoya gittim.İşlerimi halledip odaya döndüğümde telefonumun titrediğini duydum ve alıp baktığımda Alinin aradığını gördüm.
"Günaydın kardeşim uyandırmadım inşallah."
"Günaydın kardeşim kalkmıştım zaten."
"Müsaitsen restoranda gel bir şeyler içip konuşalım."
"Tamam kardeşim hazırlanıp geliyorum."
"Tamam bekliyorum."Telefonumu kapatıp üzerimi giyindim ve Mirayı tekrar öpüp odadan çıktım.Restoranda indiğimde insanların çoğu kahvaltı yapmaya başlamıştı.Aliyi gördüğümde hızlı adımlarla yanına ilerledim.
"Selam."
"Selam kardeşim nasılsın?"
Sandalyeyi çekip Alinin karşısına oturdum.Önünde birkaç kağıt vardı işle ilgili olmalı diye düşünüp Aliye döndüm.
"İyiyim valla dostum seni sormalı nasıl gidiyo hayat yok mu hala yenge?"
Aliyle üniversiteden arkadaştık.Üniversite bitince çok görüşemesekte sürekli konuşmaya çalışırdık.Ali okulu bitirince babasının işini devralıp Bursa da yaşamaya başlamıştı.Bursa dışında birkaç şehirde daha otelleri vardı ama o burada yaşamayı seçmişti.Doğup büyüdüğü yerde yaşamayı istediğini söylerdi hep.Alinin babası Süleyman amca ve annesi Melahat teyzede iyi insanlardı.Bir yaz tatilinde arkadaşlarla birlikte tatil yapmaya geldiğimizde tanışmıştık.Sağolsunlar çok güzel ağırlamışlardı.Ali tek çocuktu.Bir kardeşi olacakmış ama annesi düşük yaptığı için olmamıştı.Bir daha da istememişler zaten.
"Yok be kardeşim ben böyle iyiyim biraz daha zamanı var."
"Ne zamanı be yaşlandın artık yuvanı kurup çocuklarını sevmek istemiyor musun?"
"İstiyorum tabi ki ama biraz daha yalnız takılayım sonra."
"İyi hadi öyle olsun."
"Sizin nasıl gidiyor bebek ne zaman doğacak?"
"Bizim biliyorsun evlenmemiz bir zorunluluktu ama pişman değilim Allah'a şükrediyorum her gün Mirayı bana verdiği için.Üç haftası kaldı doğuma da inşallah heyecanla bekliyoruz."
"Allah mutluluğunuzu daim etsin kardeşim inşallah.Tez zamanda da sağlıkla doğar."
"Amin kardeşim sağol darısı sana olsun."
"Amin amin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
General FictionAbisinin hayatının kurtulması için sevmediği daha da önemlisi tanımadığı bir adamla Berdel yapılmasına karar verilen Mira'nın hayatını okumaya var mısınız?