Bölüm 40

37.5K 1K 107
                                    

Mira'dan...

Duyduğum tıkırtılarla başımı kapıya çevirip seslere dikkat kesildim.Biri kapıyı zorluyordu ama kilitli olduğu için açılmıyordu.

"Mira."

Adım mı söyleniyordu kestiremediğim için sesimi çıkarmadım.Sesler kapıdan dolayı tam anlaşılmıyordu.

"Miram orada mısın?"

Gözlerim kocaman açıldı.Yanlış duymamıştım değil mi?Deli gibi özlediğim adamın sesini duyuyordum ya da bana öyle geliyordu.Şaşkın olduğum için birkaç küçük mırıltı kaçıverdi dudaklarımın arasından.

"Mira canım ben geldim."

İlk başta emin olamasamda artık emindim.Aşık olduğum adam bizi bulmuştu.Kurtulacaktık.Ama yine de emin olmam lazımdı.

"Jiyan sen misin?"
"Benim hayatım kurtaracağım seni bekle biraz."

Ardından kapının tekrar zorlanması kulağıma ilişti açılmıyordu bir türlü.Sonra bir el silah sesi duydum ve kapı hızla açıldı.Karşımda sevdiğim adamı gördüm ve ne kadar özlediğimi hissettim.Kokusunu,kollarını sesini,varlığını özlemiştim.

Gözleriyle odanın içini tarayıp beni buldu ve hızlı adımlarla yanım geldi.Bir yandan yüzümün her santimine öpücük kondurup bir yandan da elimi ayaklarımı bağladıkları ipleri açmaya başladı.

"İyi misin meleğim oğlumuz iyi mi?"
"İyiyiz aşkım sen yanımızdasın ya daha iyiyiz şimdi."
"Geldim bebeğim geldim aşkım götüreceğim seni korkma."
"Jiyan hiç gelmeyeceksin sandım çok korktum Jiyan iyi ki geldin."
"Seni hiç bırakır mıyım ben ömrüm."

Etrafta kimsenin olmaması garip gelsede umursamayıp sevdiğim adama odaklandım.Jiyan ipleri çözme işini bitirince sımsıkı sarılıp kokumu içine hapsetmek istercesine nefesler aldı.Sımsıkı sarıldım.Nasılda özlemiştim bu adamı.Kokusunu içime içime çektim.Jiyan kollarını benden ayırıp yüzüme baktı.

"Şuradan çıkalım canım bir an önce."

Yürümeye halim yoktu ama yapabileceğim bir şeyde yoktu.Jiyana ayak uyduracaktım.Kapıya yöneldiğimiz sırada karşımıza çıkan Demir ve adamıyla Jiyan durup beni arkasına aldı.

"Oo kimler buradaymış kimler.Gözümüz yollarda kalmıştı Jiyan bey."
"Çıkmamıza izin er Demir bunu sonra yalnız halledelim."
"Aa nereye ama daha karpuz kesecektik."

Sesimi çıkarmadan Jiyan ve Demiri izlemeye başladım.Korkuyordum yine bu adamı görünce içime  korku doluyordu.Jiyan daha fazla korkmamı istemediği için sakin olmaya çalıştığını anlıyordum.

"Demir bunu sonra ikimiz halledelim dedim."
"Neden ama burda seyircilerimizde var zamanımız da şimdi halledebiliriz."
"Ulan-"
"Şiştt şişt ağır ol canım terbiyemizi bozmayalım lütfen."

Jiyanın gerginliğini elime değen sırt kaslarından anlıyordum.

"Jiyan korkuyorum."

Fısıltı şeklinde çıkan sesimle Jiyan benin duyabileceğim şekilde konuştu.

"Şişt bebeğim gideceğiz sen gozlerini kulaklarını kapat guzel şeyler düşünmeye çalış."
"Ama-"
"Sen dediğimi yap güzelim."
"Peki."

Ne kadar itiraz etmek istesemde uzatmayıp dediklerini yaptım ve hem gözlerimi hem kulaklarımı kapatıp bebeğime odaklandım.Güzel günler bizi bekliyordu.Biliyordum sadece buradan çıkmamız gerekiyordu.Jiyan hallederdi onu da biliyordum.Ne kadar öyle durdum bilmiyorum ama Jiyanın kollarını hissedince gözlerimi araladım ve etrafıma baktım.Ortalık dağılmıştı.Jiyana baktığımda bir şeyi olmadığını görünce içim rahatlamıştı.O depodan çıkıp arabaya bindik ve evin yolunu tuttuk.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin